Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Sokakta kimsecikler yoktu. Sadece minik bir serçe sokaðýn ortasýndaki ekmek parçasýnýn yanýna konmuþ, onu yemeye çalýþýyordu. O sýrada kendisine yaklaþmakta olan gölgeyi hissederek irkildi ve havalanarak neredeyse yýkýlmak üzere olan tarihi binanýn pervazýna kondu. Soðuktan titreyen minicik bir el ekmeðe uzandý. Belli ki bu minik elin sahibi de o minik serçe gibi acýkmýþtý. Bu, dört – beþ yaþlarýnda bir çocuktu. Sarý saçlarý kirden koyulaþmýþ, çaresizliði üzüm gözlerinden okunuyordu. Üzerinde bedenine büyük gelen eski bir gömlek ve yamalý bir kýsa pantalon vardý. Karnýný doyurmak için, o soðuktan taþ kesmiþ ekmeði aldý, aðzýna götürdü, ýsýrmaya çalýþtý, baþaramadý. Ama ekmeði yumuþatabilirdi. Ah, biraz su bulabilseydi... Aklýna biraz ilerideki eski çeþme geldi. Minik çocuk adeta uçarcasýna o çeþmeye koþtu. Sevinçle elini musluða uzattý. Musluðu çevirdi, çevirdi... parýldayan gözlerinin ýþýðý yerini karanlýða býraktý. Ekmeði yere düþürdü... Su akmýyordu. Çocuk, olduðu yerde donakaldý. Bomboþ, anlamsýz bakarken gözleri; gözyaþlarý, yanaklarýndan sicim gibi süzülüyordu. Oysa daha birkaç gün önce görmüþtü kendisi gibi sokaklarda yaþayan çocuklarýn ekmekleri ýslatarak yediklerini... Derdini anlatacak kimsesi yoktu. Olsaydý da anlatamazdý zaten. Anlatamazdý, çünkü dilsizdi. Dilsiz olmasaydý konuþmayý öðretecek bir kimsesi de hiç olmamýþtý. Kimdi, kimi kimsesi var mýydý, hiç bilemedi. Uykusu geldiðinde bir yerlerde bilinçsizce uykuya dalardý.sahip çýkan birisi de olmadý ona. Hayatýn koþuþturmacasý içinde bazen onu farkedenler olurdu ama hiçbir zaman doðru dürüst bir yuvasý olmamýþtý. Lokantalarýn artýklarýný yiyordu bazen, ama o da çöplükten. Lokanta sahipleri hiçbir zaman içeriye girmesine izin vermeyeceklerdi çünkü... Hastaydý. Yorgundu, üþüyordu. Hava kararmak üzereydi. Uykusu geldi. Çeþmenin yanýnda diz çöktü, yere uzandý... Titriyordu... Ertesi sabah, iþlerine gitmek üzere evlerinden ayrýlan sokak sakinleri kanlarýný donduran bir manzarayla karþýlaþtýlar. Çeþmenin baþýnda küçük bir çocuðun cesedi duruyordu... Bu, dört – beþ yaþlarýnda bir çocuktu. Sarý saçlarý kirden koyulaþmýþ bir çocuktu bu. Üzerinde bedenine büyük gelen eski bir gömlek ve yamalý bir kýsa pantalon olan bir çocuktu bu. Yanaklarý soðuktan morarmýþtý, elleri, hatta ayaklarý da. Ertesi gün haber gazetenin bir köþesinde yayýnlandý. Kimi üzüldü, kimileri ise haberi göremedi. O çocuk kimdi, neyin nesi idi, kimi kimsesi var mýydý, hiç kimse bilemedi...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ediz Gülten, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |