Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Kral : herseyin yeniden baslamasını istiyorum. Hiçbirsey durmamalı. Sürekli bir devamlılık. Hayat mı bu? Söyle bir bana kraliçem, sen mi geldin bana ilk yoksa ‘Timing’??? Kraliçe : ah yüceler yücesi. Cesur yigitlerimin babası. Gökyüzünün ve topragın elçisi. Ateslere atarım kendimi sizin için, böyle konusmayın. Tarih ki bana sizi mutlu etmek için fırsatlar verdi. Bu tarih ki, ‘O’ bilir, eminim bu sansları degerlendirdim. Ne olursunuz bana böyle konusmayın............ Soytarı : oglum oglum!!!! Tam da ismine uygun bir davranıs.......... Kral : Kraliçem. Bir zamanlar beraber degil idik. Çok önce. Daha sonra hayatlarımızı ve vücutlarımızı birlestirdik. Biz mi istedik? Biri mi zorladı? Tarih? ‘Timing’? olabilir mi? Hersey birbirimizin yasamları ile açıklanıyor. Sonuç; herzaman degisim. Taslar yerlerinde artık. Benim istegim senin kaderin. Çok açık olmalı. ‘Bir’, bizimle. Tarih tir bize toptan bakan. Bir adam düsnüyorum beni düsünen. Hersey gözümüzün önünde. Sadece bakmaya korkuyoruz. Bakıyoruz ama göremiyoruz. Ne kadar dogrubir söz. Gelmisken, hazır; sözler var etrafta ve hepsi uçuyor. Hepsini tek biri yakalayabilir; Mesih...... Muad-dib............ Bak hepsine hepsi tek bir merkez etrafında dönüyor. Yörüngeleri var ama kesisiyorlar. Bunu fark etmeli. Anlamalı................... Kraliçe : Ey gökler, siz ki herseyi görürsünüz en yukardan, söyleyin bana hangi günahı isledim? hangisi ise bileyim nedir benim cezam? Gönderin yıldırımlarınızı. Elinizde ne varsa, gönderin. Toprak, agız olsun yutsun beni. Su, yorgan olsun örtsün beni. Eger buysa arınmanın tek yolu gunahlardan isledigim, dahasını istemem hayatımın................ Soytarı : Aman da aman ne duygulandıydım, bir zamanlar vardı benim de bir essegim. Ben de derdim ‘gözünü sevdigim gitme’ diye. Cok soylu idi benim essegim!!! Kral : sonuçlar var bakmamız gereken. Ben anlatayım sana, baskasını sokmayalım araya. Ya da girsin, benim elimde degil. Ya da elimde ama daha farkında degilim. Hızlandırıyoruz yasamlarımızı, tüketiyoruz hem de çok hızlı bir sekilde. Bir adam var, gecmisini düsün, belli bir zaman. Nasıl anlatmalı, baslanan yer önemli, nedeni ise; nasıl baslarsan öyle gidermis........ Kraliçe : Hayat acı imis. Fark ettim yasamı bu zamanda, daha gec olmadan. ............ Soytarı : essek soylu olur mu? Deme üzme beni. Benim ki, soylu idi. Hem de “en”inden. “En”lerinden. Kraliyet essegi..... düsünürdü acı acı. Sonra da derdiki neresindeyiz yasamın............. Zorlama derdim canım essegim............ Kral : Adam vardı ya. Öyle bir degisim ki bu. Bütün geçmisini al adamın. Ve bir an oldu, geçti diyelim ya da, sen rahat anlayacaksan. Adamın bütün geçmisini degistirdi. Adam o andan hissetti veya düsündü bir takım veya teker teker seyler. Ne olursa olsun, bu yeni olgudur, bütün geçmisi ile birlesip yeni bir adam yaratan.......... Kraliçe : Yeraltı krallıgında yerimi hazırlayın, yerimdir artık. Yeni efendimizdir seytan, bana gunahlarımı ödetmek adına. Yoksa sanmayın ki ona basladım inanmaya. Sonsuzluga gitse bile degismez içimdeki sevgi, tektir benim kralım. Ben sadece günahlarımdan sıyrılmak niyetindeyim. Tek yol varmıs, dediler bana. Soytarı : “Yasam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü dogru yol yitmisti.” Ben demedim, ben demedim; Dante’dir bunu söyleyen.ama adamda ileri görüslü imis hani, tam da yerine oldu. Degil mi essegim?........ Kral : ilk defa düzgün bir laf attın ortaya be seni gidi soytarı. Aklıma getirdin; “çünkü istegine yaklastıkça akıl yetimiz, öyle derinliklere dalar ki, izleyemez olur onu bellegimiz.” ...............güzel laf............ Kraliçe : ..................ah....................... Soytarı : “bir ben var benden içerü.” Hafızam kuvvetlidir benim. Essegim ögrettiydi................Barkotlu essek...... Kral : lafımı karıstırma. Geri dönelim; adamımızı hatırlayın. Kaldıgım yerden devam edeyım. O zaman demeliyiz ki; madem ki her an ve sürekli bir degisim var, o zaman nasıl birbirimizi tanıyabilmekteyiz. Zaten mümkün degil. Sadece birbirimizi kandırıyoruz. Genel-geçer kimliklerimiz var, maskelerimiz. Farklı mekanlarda, farklı kisiliklerimizi takınıyoruz. Bunlar ögreti degil, bildiklerimiz. Sadece kafamız karısmasın diye........... Kraliçe : tanrının gazabı üzerimize geldi. Günah sadece benim olmaktan çıkıyor. Çekilin ve görün efendimiz, n’olursunuz; son, düsündügümüzden daha yakın olabilir. Kim bilebilir gökgürültüsünün kime seslendigini?........... Soytarı : Ben......... hehehehe.......... Kral : bizden mi genellesmeli, yoksa genelden mi bizlesmeli?........ uyur gezer hallerimiz var ya, iste o zaman kork............. Kraliçe : tanrım sen duy sesimi, kulak ver aciz kölene. Ben degilim efendimi aldatan, yoksa atlamazdım ölüme sırf efendimin hayatı ugruna. Soytarı : Belzemuth! Belzemuth !! BELZEMUTH !!!!!!!!!............... beni alma, beni alma........... hehehe..... Kral : Kesisiyor dedim ben yörüngeler. Aksi degil. Ve biz istiyoruz. Bir adam vardı, an oldu ve hep oldu, sürekli degisim içinde. Bir tane yok böyle, o zaman; demem o ki, birbirimizin degisimine biz kaynak oluyoruz. “Timing”. Carpısan arabalar gibi, eger istersen. Carpıyoruz birbirimize ve trajectoire degisiyor. Sans yok artık. Bilerek yapıyoruz çarpısmaları. Raslantı kelimesini yok edin........ Kraliçe : Gök yüzü, yıldızlar ve evren adına. Kralım, efendim, sahibim, tek var olma sebebim, korkutma beni ne olursun. Nedir suçum ki, ben, evet ben böyle bir son hak ettim. Zamanlamam mı uygun olmayan......?... Soytarı : Take me down, 6th on the ground, the ground beneath your feet.......... Kral : adam x;0 anında yola çıkar, x;y anında A noktasında olacagını bilir. Bunu sadece o bilmez. Tarih’te pesindedir. Baska biri ise aynı olayı hazırlayabilir. Ve kaz-a meydana gelir. Anlık degisimlerden sadece ve sadece biri bu......... sanırım anladım.......... Kraliçe : Efendim?????....... Soytarı : gördün mü essegim, kafan karıstı yine. Tam bitti derken, basladın yine...... ben demedim mi sana fazla yorma kendini diye. Üstat olan mıs meger en geride duran, essekmis meger anlatan........ üstüne alın ma.....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muzaffer Can Ergin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |