..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Anı > demir can




13 Nisan 2005
Bu şehri Moskovanınki Her Sengi Bin Misli Pahad  
alt başlık olmasa olmazmı?

demir can



:BDEE:
nüfus burda yaz kış aynıdır hiç değişmez (12 000 385) ölenlerin yerini yeni doğanlar doğandan çok ölen olduğu içinde aradaki açığı belediye reisi doğu alamanya ve eski blokta kalan cumhuriyetlerden toparladığı sığınmacılarla kapatmaya çalışır . nüfusunun 3 milyonu erkek geriye kalanı kadındır adam başına 3 kadın düşüp 385 tane kadında artmaktadır Burada kadınlar kuzey yarım küreye yakın olduklarından fazla güneş görmezler .tenleri pekmez köpüğünden az ince sabun köpüğünden az kabacadır .yalnız bal ve sütle beslenir başka şey yemezler hafif meşreptirler bi vefadırlar sağır ve dilsizdirler bir o kadarda güzeldir ve kalpsizdirler hep 17 yaşında olurlar yada 60 sokakta 17 ve 60 yaşından hariç rus bayan göremezsiniz işin aslı şudur bunlar 40 yaşlarına girdikleri günün sabahı 60 yaşın görüntüsüne bürünür 40 yaşına değinde hep 17 görünürler
şehrin göbeğinde kızıl meydan durur derlerki 1555 de korkunç ivan lakaplı şahıs iki mimarına bugüne değin eşi menendi görülmemiş bi yapı yapmaları emrini buyurmuş bu iki mimar kıvır kıvır yaşpasta görünümünde sen basili (sant basille) katedralini inşaa etmişlerdir 8 kilise ve ortada çan kulesinden oluşur kubbeler çam kozalağını andırır görünümde ve sipiralimsi kavun kelek teki dikey çıktılar benzeri kabartmalardan yapılıp üzeri rengarenk boyalıdır tepedeki haçlar som altındandır hangi vakit gelirseniz gelin güneş tam tepesinde olur çatının 600 manda 2000 katır koşulu kromlin bahçesine çakılı kazıklara bağlı halat ve zincirlerle 4000 kadar güçlü kuvvetli rus işçisi sıkı sıkı tutup salıvermediği güneşin akşam 7 gibi ipini çözerler manda katır ve ameleler dinlenmeye çekilir alışkın olan güneş sabah tekrar 7 gibi gelir katedrali parlatır .. ve yine derlerki bu güne değin bu güzellikte bir yapı görülmemiş bu yapıyı yapan mimarlar başka bina yapamasın sen basili güzellikte tek olsun diye grozniy ivan bu mimarları öldürtmüştür ahotniy ryat kapısından dümdüz gelseniz arkasında volganın yapay kolu moskova nehri solda tarih müzesi sağda lenin mozolesininde bulunduğu kromlin karşılar sizi kızıl meydansa bu yapıların arasında kalan boşluk alandır her daim dolu olur çok dikkat etmek geregtir burada çok dilenci olur buraların dilençisi başka yer dilençisine benzemez bura dilençileri çift tarafı keskin pala ve bıçaklarla gezer sizden tehditle birşey isterler ve bacaaanızdaki donu almadan salmazlar her memleketde olduğu gibi buradadada gaspçılar olur yalnız bura gaspçıları silahsızdırlar sizden biraz para rica ederler gönüllü olarak verdiğinizi yüz ifadenizden anlarlarsa teşekkür ederek alırlar hafif kaşınızı çatsanız kibarca parayı almayı reddedip geri iade ederler çok gururludurlar
buranın bebe beliği yankesicilik kapkaçı anne sütünden alır bizim ismet paşa bebesi gibi 2 aylıkkken konuşmaya 3. aylarında yürümeye başlayıp 6 aylıkken iş hayatına atılırlar çok şirin tatlı dilli olurlar üzerinize tırmanıp sizi şapır şupur öperken elleri boş durmaz en kestirme yol cepte bol çikolatayla gezip uzaktan atıp kaçarak uzaklaşmaktır sap şimdi sen basilinin sağından smolenskaya istikametine içinde yüzmekte gemiler motorlar durmakta azametle nehir ortasında bronz tunç heykeller moskova nehri boyunca yürü şimdi park kültürü smolenskayaya bağlıyan bizim boğaz köprüsü benzeri yüksek ihtişamlı köprüye gel kime sorsan gösterir arbat caddesini araç trafiğine kapalı storiy (eski) arbat da cadde boyunca dizili dükkanlar pankçı rakçıserseriler hapçılar ciletciler hokkabaz şaklabanları palyançolarıyla rus lümpenler gündüz gece buralarda gezip şarkı türkü çığırır içer zerhoş olur ulurlar anırıp kişnerler acıkınca şaurma adını verdikleri döner kebabdan yerler üç türk lokantası vardı burda şimdi sayıları ikiye düşmüş biri fast food tipi ufak bişii türk lokantası olduğu isminden ve mütemaadiyen çalan tarkanlu türkanlı şarkılardan anlaşılır ötekisiyse kuru fasulyesi mantısı çay içilen kahvehane tipi bölümüyle bize daha aşina burdada türk lümpenler oturur günboyu sabah amele pazarı kurarlar dükkan önünde ellerinde iş elbiselerinin olduğu çantayla poşetle herhangi bir firmaya bağlı olmayan turist vizesiyle gelmiş yada evlenip burda kalmış oturumu bitmiş kaçak işçiler hattaa bunların biz gibi üç otuz paraya çalışmayıp günlük şu kadar dolara para demedikleri mütaahitliğe soyundukları kendini kurtaranları olduğu gibi daha önce yasal çalışıp kazandığı parayıda yiyip bitirmiş aç sefil dolaşanları olduğunuda konuşur dururuz hep. her şeyiyle bize aşina yine sokak boyunda hediyelik eşyalar lenin silüeti muck you revalution yazılı tişörtle kromlinin senbasilinin işli olduğu yontuk elmas görünümünde kristallerle incik boncuk satılan dükkan aralarında boynunda kocaman çanlarıyla develer maymunlar irili ufaklı beygirler midilli atları şaşırtmasın sizi cuuzi bi parayla beygire deveye binip sokak boyunca geziyor maymunla sarmaş dolaş hatıra foto çektiriyon yanlız midilliye sadece küçük çocukları kabul ediyorlar sahibi bayana o kadar ısrar eddim hatta iki katı para teklif ettim kahkahayla gülerek benim cisseye bakıp --Nyet nyet nu i şto ti tak izdivayoşsa pa çyemu liba pa adresi diyerek benimlen alaymı ediyon diyerek reddetti
vaktiyle güzelsanatlar akademisini bitirmiş olmasına rağmen aradığını bulamamış hayatdan beklentisi galmamış saç sakal birbirine garışık rus ressamlar üç otuz paraya dakkada karikatürünüzü çiziyo ve gine bi gaç saniyede megtep metrese görmemiş doğuştan ressam rus köylüleri az biraz para gazanmaya buralara inmişler saniyede foto şipşak yağlıboya portrenizi yapıyorlar itinayla alnınızdaki kırışıklıkları kulak tarafınıza doğru gerdirip beyaz saç tellerinizi de ayıglayıp en neşeli ve güzel halinizle resmedip tarasız saçlarıda tarayıp elinize veriyorlar
noviy(yeni) arbatsa onun bitişiğinde buraya sığmamış hilkat taifesini barındırıyor al berikini vur ötekine civarda envai çeşit yabancı ülke konsoloslukları sportifnayaya kadar uzanıyor geldiğin istikamete yönlenip biblioteka im lenina dan metro yada otoposla köprüyü aş park kültürde in sayısız bitkinin otun püsürün olduğu botanik bahçesiyle kangurulu zürefaalı yaban eşşekli kurt çakallı zooparkıda gezebilin hızını alama var moskovskiy gasuderstvenniy üniversitesinin oralara az yürü lomonosofskiy şose parkı gölün kıyısı plajı geç bir caami var orda gerçi biraz kübik mimarisiyle görüntüsü tuhaf gelebilirde ginede bi bayramda esyranda neyin belki yolun düşer bundan hariç 2 cami daha varmış biri kievskide ötekinin yerini şu an tam hatırlamıyorum... 1945 goda ünlüler mezarlığında ulu çınarın rüzgarakarşı yürüyen adam betimlemesiyle koyun koyona mezarına gitmekse çok istememe rağmen bi kaabil olmadı ... yügo zabid bizim türklerin çok sık gezdiği yerlerdir vaktiyle 90 başlarında tc yi 2000 li yıllara taşıyan projelere imza atmış türk devi inşaat firmaları merkez şantiyeleri hep bu civarda konuşlandırmışlardı ve kübik mimarisiyle bi yamuk bina yakında sırıtır deve boynu gibimi desem sanki önce sağa niyetlenmişte sonra vazgeçip sola niyetlenmiş denge ağırlık merkezde mavi granit kaplı binaya 96 da şeremetyeva hava alanına giden yol güzergahındaki otel inşaasında çalışıyoz bizim yalçınla ibrahim ve rüstem 28. katta sabah 9 gibi bu yamuk binaya bakmakta ne olup olmadığını tartışmaktadırlar ismi niyazide biz aramızda niyazof diyoruz şantiye şefimiz var bu katları gezmekte görüyor bunları --kolay gelsin arkadaşlar napıyonuz burda diyo bizim saftirik ibraam hızarcı - hiiiç diyo şu binayı gördükde şefim ne binası olduğunu tartışıyoz diyo yalçın az biraz uyanıktır - bi sigara molası verdiydikte şefim sigara içiyodukta diyo niyazof şef hiç bi şii demeden sertçe hışımla merdiven aşşaa iniyo bi on dakka geçiyo bunların yanına formen mehmet serbes geliyo -arkadaşlar niyazi şefin emri bi yerde bi işmi ne varmış oraya gidecekmişsiniz bi minübüs aşşaada sizi bekliyo der bunlar aşşa iner gerçekten minübüs beklemekte binerler rus şoför bunları alır götürür demin sözünü ettiğim 5-6 km öte yügo zabid yanı yamuk binanın önüne bırakır kendi minübüsle çekip gider bunlar11 30 kadar bekler minübüs tekrar geri gelir 12 gibi yemekhanenin oraya bırakır bunlar yemeeni yir çayını içer 1 gibi formen -arkadaşlar gine aynı yere gidecemişsiniz der bunlarbiner gine yamuk binada indirip şoför aşıp gider bunlar aptal aptal biri buraya gelecek bi havalandırma kanal işi neyi yapılacakta biri şimdi gelicek yerini gösterecek öğleden önce gelemedide heralde diye diye akşam 5 30 kadar mal mal beklerler 5 30 rus gelir bunları alır yemek hanede indirir niyazof kapı önünde --nası der ne binasıymış öğrenebildinizmi? der bunlar başı önde hık mık bişiyde diyememiş çok gaddar şefti bi galemde silerdi adamı ayaaltınıza bi sabun ta turkiyeye gaydırırdı 20 elemanı o zamanlar uçak acıkpahalı otoposa doldurup bi galemde gönderdi ginede bunları göndermedi aslında iyide adamdı hiç unutmam bi gece sabaha yakın mir palasın oralarda bi evden çıktım istiklal marşı okuya okuya mehter marşı söyleye söyleye geliyom rikarina diskosu önüne yakın otopos duraanda svetaynan ayrıldık bu gitti ben ayazda titriyom şeytan dürtükledi yügoya doğru yürüyom hem ısınırım otobüs kaçmadı ya öbür durakta biner yetişirim diye diye ilk otobüsü durağa 300 metre kala kaçırdım durmadım durakta gine ikinciyide bi sonraki duraağa 200 metre kala kaçırdım ve şu saatden sonra şöför geris geri gelse affet beni aağbi noolur yalvarırım bin diye goluma girse yolcular hep bi avaza noolur bin des binmem zaağti bi durak galdı yügoya inatla yürüyerk 7 gibi yügoya vardım iyi yetişirim biraz acele deiim karşıya geçiim pat aynasız enseledi buranın aynasızı : sayıları 2milyondur bunlar yolların iki tarafınada sığmaz yol ortasına yan yan sıralı dizilir refüj vazifesi görürler yolda cadde sokak metroda bunlara tek görevverilmiştir 'SİYAH SAÇLI adamı yakala tut kolundan çek getir ' ... pasaportu aldı evirdiçevirdi bi şey bulamayınca gafa kaağdımdaki bıyıksız resmi gösterip benim bıyıklı surata bakarak -etot snimok tibe ne pahoje dedi cepten aynayı çıkarıp -- daa vıy pravıy ni pahoje ( evet haklısınız benzemiyor ) dedim demez olaydım nerden bilirdim adam da espiri anlayışı sıfır götürdü bu beni ekip otosuna içerde bunun arkadaşıyla birlikte üç aşşaa beş yukarı sıkı sıkıya bi pazarlık geçmiş gün cepteki son parayıda bunlara toka edip yakayı yırttım yügodan şeremetyeva yolundaki şantiyeye giden otobüsü kaçır bekle kısa kesiiim şantiye karşısında durakta indim saat 8 oldu bekçiylen puantöre görünmeden duvardan atladım koğuşa koştum alelacel soyun iş elbisen giyin fırla atölyeye gitdim 8 15 formenle garşılaştımatölyede - hayırdır dedi - abey galkamadım yataktan uyuya galmışım diye yalan söyledim bu ter ne dedi az üşüddüm galiba biraz başım ağrıyo da onun teri dedim o - bu halde çalışaman dedi niyazofa götürdü niyazof - hayırdır lan biz burda eksi 30 derecede içerde donuyoz sen dışarda terliyon dedi viste kaağdı yazdı revirdeki paytar sandalyesinden galgmadan terime bakıp bana üç gün istirahat dişi ağrıyana midesi ağrıyan ayağı burkuk farketmes herkese verdiği ikitür haptan verdi gitim koğuşa gece de uyumamışım zaağti oh bee niyazof ziyarete gelirdi ilaçları ihmal etme yatakdan çıkma diye sapasağlam adam 2. günü duramadım benim bişiim yok düzeldim diye herkesin karşı çıkmasına rağmen işe devam ettim hay allah moskovayı yazacaktım lafı nası kendime getirdim bende anlamadım inanın ... ama zaağten moskova dan yazıcak pekde bişiii yok burada yerin altında 8 hat kızıl meydan merkezli moskovayı 4 yönden sarmış her daim dönen ortadaki yuvarlak hat bir ucdan bir uca en uzak mesafeyi 1 saatte almakta her 30 saniyede bir ila iki dakkada bir gidip gelen metroya sığmayan yerin üstünde yazılı belgede kaydı olmayan nufusdan kat be kat fazla güruh arap saçı trafiği sinek konacak yeri yok kalabalığı ile moskova şairlerin moskova aşıkların yazarların şeheri moskova beni aşar moskova kalabalık olduğu kadar yanlızlıkların yanlız olduğunca çoklukların elele birlikteliklerin hulaasaa moskova aşkların şeheri sevdaların şeheridir moskova yaşanır anlatılmaz ....
burada hazır kendimden söz açmışken 10 -15 gündür hapis yatıyorum koğuşta bir cinayet işledim içimdeki namussuz ahlaksız haysiyetsiz pantürkü öldürdüm pişman değilim vicdanım rahat son bir yıldır iyice şiraaadeden kontrolden çıkmış yarım ekmek bi tas sıcak çorba üç kuruş para için ruhunu satıyor bir parça yağlı kemik sus payı ile çevresindeki haksızlıkları görmezden geliyor civarındaki yalakalarla birlikte hareket ediyordu geçen yolunu kestim buruşturup çöpe attım benle yiyip benle içiyodu yükümü attım hafifledim titredim kendime geldim şefede resti çektim verdim pasaportu eline - gönderin beni gidiyim dedim şerefimi satıp para kazanmıştım paramı kaybettim şimdi şerefimi kazandım sabah aççıktı yola kuşlar akşam kursakları nasiple dolmadımı yusufuda kör karanlık kuyulara attılarda, rabbim onu ordan çıkarmadımı mısıra sultan yapmadımı 10- 15 gündür cezalı bekletiyorlar beni burda riçnoy vakzal havrinada işe çıkmıyo obşitden tepeden camdan dışarıyı moskovayı seyrediyom ve hepinize çokca selamediyom avansda vermediler net kaaveye çıkamıyom paradan dardayım yum gözlerini ey halkım yakında ankaradayım

* aslında önce yazdım bu yazıyı moskovadayken şimdi tc deyim domadiyevadan kalkan uçak gece saat iki tc semaalarına girdi yazıyı değiştirmem gerekişrdi de düşündüm zaman ve koşula göre değişen yazı sık sık reng değiştiren bukalemun tavşan peşinde koşan tazı olur o için ellemedim geyigte yazı üstüne o kadar şeytdikden sooona orjinalden hap şeklinde yutulandan diilde damardan inne ile verileninden yaziiim dedim yorgun uykusuzum ismi laağzım diil bi gazeteci bayana ironik bağlamda göndermiştim yazımı kışa çevirdini cevaben çoh sevdiğin sööğleyince aşkageldim yazdım tekrardan ı hörmetlersaygılar bana da eyi geceler



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sür Git Piyasaya...
Çanakkale Geçilmez...
Haddi Hududu Bilmeli...
Gıdım Gıdım Gidiyoruz...
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun...
Şiiri Güzel Bir Üslup ile Yaz...
Mecnuna Dönmüşüm...
Sanki Adım Çağırıyor...
Şiiri İşkembe Çorbası Sanma...
Ben Bu Feysi Kapatanin...

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Azmı Hamam Edelim Sürtüştürem Ben Sana Kese
Hayat Yalnız Seksten İbaret Değil
Salya Sümük... Salya Sümük... Salya Sümük...
Daniskasından Aşk Şiiri
Beni Unutmadınsa...
Ey Yurdum Şairleri
Sultan Recep Kasidesi
Teke Koçu Enemedik...
Bu Aralar... Bu Aralar...
Seyran Eyler Yücelerden Yüceler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Güzel Yazı Yazma Sanatı [Öykü]
Maveraun Nehir Nereye Akar [Öykü]
Sanat Sepet İçindir... [Deneme]
Manifesto [Deneme]
Gerçek Şiir Nasıl Anlaşılır... [İnceleme]
Bataklıkı Kurutma Çözüm Değil... Sivriler Kente İniyor... [İnceleme]
Türk Şiiri İstikbali Geleceği... [İnceleme]


demir can kimdir?

öyle amatörce yazıyom

Etkilendiği Yazarlar:
yok


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © demir can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.