..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Mesut Hastürk




24 Eylül 2006
Bugünün Yaratıcık Sorunu  
İradesi Eksilen Sanat Özgür Yapı Kuramaz

Mesut Hastürk


Özgün yaratılmış bir edebi ürün genellikle kendi mekanizmaları oluşmuş ve bir ideolojik evreni olan, kabül ve red kuralları olan Avrupa Edebiyatı içinde yer bulmaz. Bunun için tek şansınız vardır: Ya aynı ideoloik paydada yer almak ya da kendinizi aşağı sınıfta görmek-göstermek.


:AIIA:
Her türlü yardım kuruluşu, enstitü ve sivil toplum örgütünü kurumsal ve ekonomik ilişki ağı içinde tutarak ya pasifize eden ya da yönlendiren Avrupa Birliği teşkilatları en yoğun çabayı elbette entegrasyon çocukları olan Doğu Avrupa ve bu arada Türkiye’de çalışmaktadır. Bu çalışmalar madalyonun bir yüzü.

Bir de içe dönük çalışmalar var ki bu da ikinci. Avrupa Kültürü Edebiyat Mekanizması farklı kültür ürünlerine sistem içi filtreler kullanarak izin vermemektedir.

Avrupa Değeri olarak sayılan ama gerçekte zaten insanlık değeri olarak algılanagelmiş bütün fikirler manzumesini politikleştirerek ve kurumlar aracılığı ile AB standartına dönüştürerek „Eurokültür“ün omurgasını kormaktadır. Bu da tahmin edilebileceği gibi liberal kapitalist avrupa sosyal siyasal sisteminden esinlenir. Bu sistem ve değerleri kadar onun açık resmi politiklarını olumlamayan hiç bir edebi ve kültürel ürün değerlendirilmez.

Uluslararası alanda başarılı ilan edilen Avrupa dışından tüm yazar ve düşünürler AB dış siyasetine elçilik ettiklerinden dolayı AB kültür camiasına tanıştırılmaktadırlar. Bu kabulün en meşru yolu „ödüldür.“

Bu kısaca vurgulanan „sistematik“ işleyişte, nitelik ve tarzı ne olursa olsun „farklılık“ tanımı AB merkezli değerler sistemi dışında durduğu müddetçe elemine edilir. Esasında medeniyet ya da kültürler savaşı denen kavramın yaratıcısı da batı düşüncesidir. Bu savaşı kör bir nokta olan inanç ve din ile bu alandan esinlenen siyasi alanda tanımlayarak, dil, kültür, felsefe, tarih ekononomi gibi daha somut ve varlıkla ilgile kapsamlı alanlar vurgulanmamaktadır.

Batı kültür ve sanatı ile düşünce admalrının, batılı sol ve ilerici kesimlerinin bundan 20 yıl öncesi olduğu kadar doğu’ya bir katkısı beklenemez. Batı kendi merkezi kültür, dil, din, sanat ve edebiyat dünyasına su taşımakla meşguldğr ve batı entellektüelizmi bunun yapıcılığına soyunmuştur. Dolayısı ile kültürler ve edebiyatlar, diller savaşında kendini taraf saymış, kendi oluşumunu merkez seçmiştir.

Bu tesbitten hareketle, batı genel anlamda ve özel anlamda Avrupa edebiyat, kültür ve sanat camiası ancak kendi dokusuna uyan malzemeye yine kendi değerler sistemi (politiktir) ölçütleri ile vize vermektedir. Özgün ulusal ya da yerel değerler kadar, özgün ama aynı zamanda entellektüel çalışmalar da bu sistem dışında tutulmaktadır.

Sonuç olarak Batı ve / veya Avrupa entellektüerlizmi kendi merkezini tercih ederek evrensellikten kopmuştur. Yerellik ve evrensellik ölçütlerini her özgün eser sahibi farklı toplumlardan üye insanlar kendileri yaratmak zorundadır. Ancak bunda en büyük engel elbette evrenselliğini yitirmiş Avrupa camiasına aracılık eden, taşeron bilim, sanat, edebiyat, medya ve sivil toplum uzantılarıdır.

Herhangi bir özgün sanat edebiyat için geçerli bu şartları düşünürsek,önceki yazılarda da ifade edildiği gibi, gerçek özgür sanat bu Batı sisteminde kendine asla yer bulamaz ve bulamayacağı için şimdiden onun başka alanlarda temsilciliğini yapmaktan da vazgeçmelidir.

Akademilerde, kurum ve sosyal yapılarda öğrenilen zanaat da bu bakımdan hem özgün hem özgür hem de batı sisteminden ayrı, kendi evrenselliğinde olma, gerçek sanat ve edebiyat ürünü olma şansları ya yok ya çok azdır. Elbette istisnalar vardır ama herkes istisna kendisidir diye düşünürse ortada bu da yoktur. Şimdi tam zamanı, sanatın yeniden „hayır“ kimliğine ihtiyaç var. Bu kendi iç duygusundan gelen bir hayır olmazsa elbette bunda da bir hayır olmaz.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Mesut Hastürk kimdir?

Şehri Göğe Astılar, Kunduz Düşleri (Ortak Kitap) Nar'Aşk şiir kitapları olan bir Derviş.

Etkilendiği Yazarlar:
Gücenen olmasın.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mesut Hastürk, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.