İki kadın ikisi de seçimlerinin azaplarını çekiyor.İkisi de hayatımın en güçlü kadınları.Onlara mı benzemeye başladım sorusunu sorup duruyorum son günlerde.

Biri 13 diğeri 36 yaşında evlenmiş, biri dünyayı dolaşırken diğeri tam anlamıyla dört duvardan ibaret bir dünyaya kısılıp kalmışken, Ortak yanları hayatıma yön vermeleri değil tek.
Onları bu kadar içiçe yapan yaşadıkları aşk.

Kadınlardan biri dillere destan olacak kadar güzelmiş zamanında. Bu yüzden 7 yaşında gittiği kuran kursundan alınan, 9 yaşında kalın çoraplar giyip başını örtmeye mahkum olan, kapı önüne yalnız adım atması yasak bi kız çocuğu. Küçük yaşta aşındırmışlar kapısını babasının. Ve 13’ünde gelin olmuş. Ne mutlu ki ona aşıkta olmuş kocasına. Kocası da ona. Nerde hata? Ataerkil toplumun ve doğu kültürünün verdiği dayatma, kaynana kışkırtmalı dayak geceleri girmiş hayatına.Ve bir daha da çıkmamış ta ki o evden baba ocağına kaçıncaya. Kendimi onun yerine koyamıyorum. Bunu yapamadığım ve ayakta dimdik duruşunu izlediğim birçok zamanlar gibi. Ve şimdi başka bir evlilik ve çocukların ardından hala eskiyi ve sevgiyi görmek gözlerinde. Aşkı uzak kılışı, ondan nefret etmektense kaçma kararı ve en güzel haliyle anısına sahip çıkması.

Peki ya diğer kadın? Hayatı boyunca hep özgür olmayı seçip, dünyayı gezerken, bir gün, bir bakış, ve bir ana teslim olmak kolay mıydı? Bildiği gerçekte aşkın asla onun olamayacağıydı. Bir tebessüm, bir tesadüf, ve binlerce kelime uçuşurken havalarda onlar kendilerini alan sele dur demediler. Adam evliydi üstelik. Acele bir boşanma ile ayrıldı karısından. Aralarında okyanus vardı. Ve bir an tereddüt etmediler yanyana gelmek için. 3.5 ay! 3.5 ay bir aşkı sığdırmaya yeter mi? Bilmiyorum, bu soruya yada gözlerinin ardında o noktaya bakamıyorum. Sevdiği adamın öleceğini bile bile sımsıkı sarılmak bir aşka nasıldır göremiyorum. Onca zamana rağmen o bulut dalgası geçerken yüreğinden; her dudak değişinde acısı büyüyen bir aşka bağlanışı, ellerinin arasında cansız bedenini tutuşu.

Onlara bakıyorum. Aklımda sel gibi akın akın ilerliyor düşünceler. Aşk nerde biter?