Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Beynimin derinliklerinde filizlenen Bir ur gibisin Vücudumun her tarafına yayılıyorsun Yaşamımı hiçe sayarak Ve sen yayıldıkça yayılıyorsun Bedenime dayanılmaz acılar yaşatarak Yüreğimi kanatıyorsun, akan kan sayfayı kırmızıya çalarcasına Felç ediyorsun, yürüyemiyorum gelincik tarlasına Sana yazmak isteyen ellerime dahi hüküm ediyorsun Sol yanımı acıtıyorsun Sol yanımı kanatırcasına Durmak bilmeyen kandan besleniyordun Donkişot olmak istiyordum Yel değirmenlerine su taşımak Ama sen öldürüyordun beni Her geçen gün Dut ağacının dalları gibi Vücudumun her bölgesine filizleniyordun Dalların yüreğimi sarmalıyordu Göğüs kafesim daralıyordu Nefes almaktan zorlanıyordum Nefes alamıyordum… Sen yaşam buldukça, ben ölüyordum Yüreğimin sesine kulak tıkamıştın Dinlemiyordun yüreğimin sesini Ama benimleydin Vücudumun her yerinde Sana yaşam veren bendim Beynimin içinde seni var eden ve yaşatan bendim Sonra sorgulamalar başlıyordu Hangi hayatın anlamı vardı? Hayatın anlamı nedir? Soruları cevapsız kalıyordu Neden son bulmuyordu yaşamım, niçin? Yaşam niçindi Beynimi yarıp seni çekip çıkartmak istiyordum Ama yüreğime söz geçiremiyordum, Senin varlığınla yaşamak istiyordum Sonunda bütün hücrelerimi öldür sende Ne sende kalanları unutabiliyorum Nede seni! Ne hüzünlü yüzünü, nede hüzünlü gülüşünü Her sözcük, seni hatırlatır bana Kurulan her cümlede hayat buluyordun Ben tükendikçe Unutulmayışımın kar tanesinde eriyip gitmek Kayb olup toprağa karışmak Filizlenen hüznün çiçeği gelincik tarlasında Unutmamaya mahkûm olmaktır sevgi Sözcüklerin tükendiği noktada Her gün düşünür durur, bu beyin seni Kaçmak bu şehirden, coğrafyadan, ülkeden Atlasta olmayan ülkeye Kaçışım sendin ama sen benleydin Ki o kadar uzak kıtalar boyu Atlasta olan şehir seni hatırlatıyordu bana Yok, olan şehirdeydim artık Yer altının derinliklerinde Karanlıkların şehrinde, yok olan ışıktaydım Cennet-cehennem yoktu Bize vaad edilen hurilerde Büsbütün peygamberler, yalancı çıkmıştı Beyinli urlar vardı Seni unutmak, yitip gitmek Unutabildiğim gün, düşündüğüm gündür… Yüreğim parçalanıyordu Yürek parçalanırken nasıl bir ses çıkarır, bilir misin? Yüreğimin sesini dinle Sesini dinle Dinle…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Paşa İmrek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |