Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei |
|
||||||||||
|
Öğle vakti göğsümü güneşe asıyorum artık. Derdim biraz kurumak, içimi kurutmak sanki. Gerçi buna kurumak mı denir, yoksa yokluğunun takvimin de kavrulmak mı, bilemedim. Bilemedim ama belki bir gün diye, o bir günün hatırına gizlendim işte neyleyim. Hayattan gizlendim. Aşktan gizlendim. Kadın sesli kuytulardan gizlendim. Adın yokken, adlara yazılmış şiirlerden gizlendim. Hayat, karşı pencerede gizlendiğimi bilen isterikti, ayartmaya alesta. Tüm perdeler sıkı sıkıya tembihli, uzun uzadıya gizlendim. Soyundu sonunda hayat, vaktidir der gibi. Vaktiydi evet, anladım. Gözüme kestirdim ben hayatı, yolu yok, vaktidir. O da bunu biliyor da, bildiğinden böyle yapıyor sanki. Hani içim kaldırmaz, aldı işte aldığını üstü kalsın dedim ya, aldırma sen, unut lütfen. Şimdi sen giderken dilime döktüğüm, naftalinleri siliyorum. Sanki mevsimi gelmiş gibi, sanki sen gelmişsin gibi. Biraz sana ihtiyacım var biraz da sana, hepsi bu. Dilinde aşk sektirene durgun sular gerek, benim içimde denizler devriliyor. Neredeysen seslen, bir kez bile olsa bak bana ne olursun, hadi dokun. Dokun bak, ellerim hala nasıl da yanıyor, yanıma bıraktığın son gecenin alevinde. Bırak alayım o kadın dudaklarını yüzünün nar dallarından. Alıp ömrümün babil kulesinde infilaklara süreyim bırak. Dinsin bu kanardağ. Bırak dinlensin darısını başa çeken nazarlar. Kendi sesimi, kumu kurumuş kıyılarda beklediğim, çığlıklarım geliyor gördüm. Gördüm, içdenizlerimde çocuk seslerinden yelkenleri kocaman açıktı. Sağrısı ıslak atlara binmiş koşarkanat geliyor diyorum. Bırak omuzlarını örtsün yaşama sevincim şal gibi ve sen, alnı göğü öpen dağlara serili ilkyaz saraylarıma çekil benimle. Bırak boynuna sarılsın gözlerim, bırak. Bak, yüzümde yeni geçmiş ağrıların ferahlığı var. Dişlerime inciler iltica ediyor gülerken, görmüyor musun? Delirdim sanma sakın, aklımda filistinli çocuklar hayatı taşlıyor, bu bir intifada. Bu aşktan başlayıp aşka kadar bir anlamaya varma. İçimin yeryüzüne dağılmış anılarına ağlamayı bıraktım ben anla. Elimde mevsiminden kaçmış erguvan kokularıyla, ömrümün önünü temizlemeye çıktım, gör ne olursun. Dedim ya, biraz sana ihtiyacım var biraz da sana, hepsi bu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serdar Yıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |