..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Çocuk Eðitimi ve Yetiþtirilmesi > Bekir ÝNCE




24 Mart 2009
Çaðdaþ Eðitimde Halk Edebiyatýnýn Yeri  
ÞÝRVAN ÞAH VE ÞEMAÝL BANU

Bekir ÝNCE


Türk halký, yüzyýllardýr sözlü geleneðin içinde oluþan þiir, hikâye, tekerleme, mani gibi kendi özüyle yoðurarak oluþturduðu ürünlerini geçmiþten bugüne taþýmasýný bilmiþtir. Bu ürünler halkýn sýkýntýlarýný, duygularýný, coþkularýný, sevinçlerini kýsacasý kendi yaþantýlarýný anlatan kültür ürünleridir. Toplumu oluþturan bireylere atalarýnýn, dedelerinin konuþtuðu dili, anadillerini, geleneðin doðal taþýyýcýsý olan halk edebiyatý ürünlerinden daha iyi öðretebilecek bir baþka araç yoktur. [ bu yazý bekir ince ve sebahattin köklü tarafýndan yazýlan ve 2009'un mart ayýnda cinius yayýnlarýndan çýkan çaðdaþ eðitimde halk edebiyatýnýn yeri- þirvan þah ve þemail banu adlý kitaptan alýnmýþtýr.]


:BIIE:
EDEBÝYAT BAÐLAMINDA KÜLTÜR, KÝMLÝK VE EÐÝTÝM

Halk edebiyatý – kültür iliþkisi
     
          Halk edebiyatý, bu coðrafyada yaþayan insanlarýn, yüzlerce yýldýr sözlü ve yazýlý gelenekte yaþattýðý bütün ürünleri kapsamaktadýr. Tekerlemeler, masallar, efsaneler, öyküler, atasözleri, fýkralar, ortaoyunu, þiirler, türküler, maniler, meddah hikâyeleri, bilmeceler bu ürünlerin baþlýcalarýdýr. Bunlarýn bir kýsmýnýn yazaný ya da yapaný belli iken bazýlarýnýnki belli deðildir. Yazaný, yapaný belli olmayan bu ürünler “anonim eser” olarak kabul edilir. Ancak yapaný belli olsun veya olmasýn bu ürünler, günümüze deðin ulaþabilmelerini halkýn ortak kültürünü yansýtmalarýna borçludur. Baþka bir deyiþle halk edebiyatý ürünleri, halka ait kültürün yansýmalarýndan baþka bir þey deðildir. Folklor ya da diðer bir deyimle halk bilimin alanýný iþte bu kültür ürünlerinin incelenmesi oluþturmaktadýr.
Bugün bile “Kültür”ün anlamý üzerinde tam olarak uzlaþýlamamýþtýr. Buna karþýlýk dünya milletlerinin veya insan topluluklarýnýn, ortak yaþayýþ tarzlarýný, farklý görünümlerini belirleyen, bu nedenle de her çevrede farklý bir yapýda karþýmýza çýkan bir kavram olduðu herkesçe kabul edilen bir gerçektir (Yýldýrým; 1998: 37). Bu açýdan yaklaþýldýðýnda kültürün en önemli boyutu millî özellikler taþýmasýdýr. Millî özellikler taþýyan kültürün aktarýlmasýnda hiç þüphesiz en önemli rol, kültürle ayný millîlik özelliklerine sahip olan halk edebiyatý ürünlerine düþmektedir. Nitekim Yýldýrým, millî kültürü tanýmlarken, “bir milletin hayatýnda, fertlerin, sözlü ve yazýlý gelenekte yer alan, kabulleriyle müþtereklik gücüne eriþen ve millî kimliði oluþturan maddi ve manevi faaliyetlerin bütünü millî kültürü veya kültürü meydana getirir der (Yýldýrým; 1998: 38). Yýldýrým’ýn tanýmýndan da anlaþýlacaðý gibi kültür ile halk edebiyatý ürünleri arasýnda sýký bir bað vardýr.
Kültür Kimlik Ýliþkisi
Günümüze gelindiðinde uluslarýn, folklora (halk bilimine) özel bir önem verdikleri gözlenmektedir. Folklora olan ilgiyle, ulusal ruhun uyanmasý çoðunlukla birarada olmuþtur. Örneðin Finlandiya ve Ýrlanda gibi küçük uluslar kültür baðýmsýzlýklarýný kendi asýl dillerini canlandýrarak, bu dillerde aktarýlan folklorik öðeleri örneðin; destanlarýný, efsanelerini ve eskiyi anlatan öykülerini býkýp usanmadan toplayarak ortaya koyarlar (Dorson; 1984: 11). Bu baðlamda folklor siyasi bir önem de kazanmaktadýr. Folklora önem veren ve halkýnýn yüzlerce sene içinde kendi özüyle oluþturduðu deðerlere sahip çýkan uluslar, hem millî birliðini, baðýmsýzlýðýný, kurabilmekte hem de geçmiþi ile geleceði arasýnda kuracaðý saðlam köprülerle geliþmiþ medeniyetler içindeki yerini saðlamlaþtýrabilmektedir.
Ýletiþimdeki hýzýn geliþimine baðlý olarak, toplumlar ve kültürler arasý etkilenmeler de hýzlanmýþtýr. Tabii bu noktada dünyadaki ekonomik, teknolojik, bilimsel ve siyasal geliþmelere koþut bir biçimde geliþen kültür etkileþimi, bizi biz yapan deðer yargýlarýmýzý da degiþtirmektedir. Kültürün, dolayýsýyla bunun doðal taþýyýcý unsurlarý olan sözlü ve yazýlý unsurlarýn – ki bunlar halk edebiyatý ürünleridir- gücünü fark eden uluslar güçlü kültürün zayýf kültürü yok etmek istediði bir düzeni kurma çabasý içine girmiþlerdir (Pilancý, 1998: 19). Örneðin Amerika Birleþik Devletlerinin ünlü siyaset bilimcisi Samuel Hungtington, “Medeniyetler Çatýþmasý” adlý eserinde “… Dünya çapýndaki sosyal deðiþme ve ekonomik modernleþme süreçleri, insanlarý çok eski mahalli kimliklerden koparýyor. Bunlar ayný zamanda bir kimlik kaynaðý olarak millî devleti zayýflatýyor ki bunda dilin çok büyük bir etkisi vardýr…”(Hungtington, 1993, 34-36) derken aslýnda kimliðini kaybeden bireyin kimliðiyle birlikte baðýmsýzlýðýný, kültürünü, kültürünü oluþturan bütün unsurlarý da kaybettiðini söylemiyor mu? Nitekim içinde yaþadýðýmýz toplumda baskýn toplumlarýn kültürleri, kendi kültürümüzü, ulusal deðerlerimizi yok ederek yerine kendi kültürünün yazýlý, görsel, sözel unsurlarýný yerleþtirmek ve geleceðimizle geçmiþimiz arasýndaki baðý koparmak istemektedir. Bu kopuþ, kültürel anlamda tek tipleþen dünyada birey olduðunu zanneden kiþilerin, içinde yaþadýklarý topluma yabancýlaþmasýna yol açacak; sonunda ise toplumsal bölünmeyle karþýlaþma kaçýnýlmaz olacaktýr. Böylesi bir bölünmenin neticelerini tahmin etmek zor olmasa gerek. Pala’nýn deyiþiyle benim kültürüm senin kültürünü döver diyen insanlar hatta milletler görmek için çok da uzun zaman beklemeyeceðiz (Pala; 2005: 9). Önümüzdeki dönemde dünyayý yeniden þekillendirecek ve baþta içinde bulunduðumuz coðrafyanýn yaþayacaðý medeniyetler çatýþmasýndan en az zarar görecek olan uluslar, kendi halk edebiyatý ürünlerine dolayýsýyla kültürüne sahip çýkan uluslar olacaktýr. Bu sahip çýkýþýn yolu ise eðitimden geçmektedir.
Çaðdaþ Eðitimde Halk Edebiyatýnýn Yeri
Ülkemizde 0-21 yaþ arasýnda ve eðitim çaðýnda olan 37 milyon kiþi vardýr( MEB istatistikleri). Bu kadar genç bir nüfusa sahip olmanýn bir takým avantajlarý yanýnda dezavantajlarý da olsa gerek. Ülkenin ve toplumun çýkarlarý doðrultusunda yetiþtirilecek bir kitle, o ülke adýna güçlü bir silah niteliðinde iken; doðru bir þekilde yetiþtirilmeyen bir kitle ise ülkenin karanlýk yarýnlara sürüklenmesinde en önemli etken olacaktýr. Halk edebiyatý eðitimi, vatanýný seven, ülkesinin maddi ve manevi deðelerine sahip çýkan, dahasý içinde yaþadýðý toplumun kültürünü içine sindirip içselleþtiren bir toplum yaratmanýn ön koþulu olsa gerek. Nitekim Kavcar, “Edebiyat ve Eðitim” adlý yapýtýnda þöyle diyor: " En geniþ ve en genel anlamýyla eðitim; çocuk olsun, genç olsun, insanda sosyal hayata ve çaða uygun tutum ve davranýþ deðiþikliði saðlamaktýr. Eðitimin iþlevi, topluma saðlýklý bir uyum yapabilmesi için insaný etkilemektir. Bu etkileme geçmiþteki sosyal ve ulusal deðerleri tanýtýp benimsetme, deðerler ve hünerler kazandýrma yoluyla olur. Çaðdaþ eðitimin amacý, dünü koruyarak yarýný güven altýna almaktýr."( Kavcar, 1982). Þu durumda geleceðe güvenle bakabilmek için topluma ait kültürü nesilden nesile aktaracak olan halk edebiyatýnýn, sözlü ve yazýlý unsurlarýný, o toplumu oluþturan bireylere benimsetip sevdirmek gerekmektedir. Baþka bir deyiþle, halkýn, bu kültür ürünlerini meydana getirirken ortaya koyduðu dil bilinci, anlama ve anlatma becerisi, kývrak ve ince zekâsý, düþünce gücü, ancak eðitimde bu ürünlerin kullanýlmasýyla yeni nesle aktarýlabilir. Böylece hem gençlerin bu kültür ürünlerini tanýmasý ve sevmesi saðlanabilir hem de Kavcar’ýn deyimi ile dünü koruyarak yarýný güven altýna almak mümkün olabilir.
Öte yandan Milli Eðitim Bakanlýðý’nýn hazýrladýðý 2005 yýlý Ýlköðretim programýnda, Türk milli eðitimindeki iki önemli amacýn altý çizilmektedir: “Öðrencilerin, millî, manevî, ahlâkî, tarihî, kültürel, sosyal ve sanatsal deðerlere önem vermelerini saðlamak; millî duygu ve düþüncelerini güçlendirmek ve yazýlý ve sözlü ürünlerle Türk ve dünya kültürünü tanýmalarýný saðlamak”. Bu haliyle, program üzerinde de olsa, halk edebiyatý unsurlarýna önem verildiðini görebiliyoruz. Ancak ayný bilince ait yansýmayý Türkçe dersi araçlarýnda gördüðümüz söylenemez. Folklorun geliþmiþ medeniyetler açýsýndan ne durumda olduðunu biraz daha açmamýz, bu duruma iliþkin tespitlerimizin daha iyi anlaþýlabilmesi için elzemdir.
Bugün yüzümüzü döndüðümüz ve her alanda kendimize örnek aldýðýmýz batýda, folklor disiplinin doðuþu coðrafi keþiflere kadar dayanýr ( Yýldýrým, 1998: 43). Yeni yerlerin keþfi ile birlikte keþfedilen yerlerde yaþayan insanlarýn yaþayýþ biçimleri, gelenekleri, tarihleri bilim adamlarýnýn inceleme konusu olmuþtur. Batýlý toplumlarda, Rönesans ve Reform hareketi ile birlikte halkýn yaþantýsýna yönelik yoðun bir ilgi uyanýr. Fransýz ihtilali ile birlikte halk hayatýnýn araþtýrýlmasý ve milliyetin tespiti ehemmiyet kazanýr (Yýldýrým, 1998: 43). 1920’lere gelindiðinde folklor bazý üniversitelerde, daha çok zorunlu ders olarak okutulur (Dorson, 1984: 13). Ancak hýzlý sanayileþme ve bireyselleþme diðer yandan son dönem ortaya konulan küresel dünya düzeni, halk biliminin geliþmiþ ülkeler tarafýndan geliþmemiþ ülkeler aleyhine bir silah olarak kullanýlmasý ile günümüzde yeni bir boyut ve önem kazanýr. Bu gücün farkýna varan ülkeler hem kendi kültürlerini nesilden nesile daha saðlýklý bir þekilde aktarabilmek hem de diðer ülke kültürlerinin karþýsýnda daha saðlam bir þekilde durabilmek için halk edebiyatý eðitimine özel önem vermiþlerdir. Doðasý gereði birçok halk edebiyatý ürünü, öðrencilerin özel ilgi duyduðu, tanýmak ve üzerine çalýþmak istediði konularý içermektedir. Bu alanda yapýlan birçok araþtýrma, halk edebiyatý unsurlarýnýn eðitim bilimi açýsýndan uygunluðunu kanýtlamaktadýr.

Halk Edebiyatýna Öðrencilerin Duyduðu Ýlgi
Ýçinde yaþadýðýmýz bu dönemde hayatýn her kesimi adeta yabancý kültürlerin istilasý ile karþý karþýyadýr. Yeni nesil gençliðimiz, gerek görsel unsurlarýyla, gerek yazýlý ve sözlü unsurlarýyla tam bir yabancý kültür kuþatmasý altýndadýr. Gençliðimiz kendi öz kültürü olan halk edebiyatý ürünlerini yeterince tanýmamakta ve geçmiþi ile olan baðlarýný kullanarak yüzünü geleceðe dönmeyi bir türlü becerememektedir. Ancak bunda gençliðin ilgisizliðini veya halk edebiyatý ürünlerini derslerde okumak istememelerini gerekçe olarak gösteremeyiz. Zira yapýlan araþtýrmalar gösteriyor ki, özellikle ilköðretim çaðýndaki çocuklarda, kültürün ana taþýyýcýsý olan bu sözlü ve yazýlý eserlerin gerek türlerine gerekse konularýna yönelik yoðun bir ilgi söz konusudur. Örneðin Kantarcýoðlunun yaptýðý ve çocuklarýn yaþlarýna göre okuma eðilimini gösteren bir araþtýrmanýn sonuçlarý aþaðýdaki gibidir.
A. 6–7 yaþlarýnda: Kýsa, bol resimli, konularý hayvanlar, devler, periler olan masallar.
B. 9–10 yaþlarýnda: Masallar, alet ve icatlar, meþhur adamlarýn yaþamlarý.
Bunlarýn yüzdeleri þöyledir:
% 32 savaþ ve casusluk
% 29 okul ve spor
% 16 izcilik
% 23 sergüzeþt
C. 12-15 yaþlarýnda: Bu çað okuma çýlgýnlýðý devresidir. Bunlarýn yüzdeleri þöyledir:
% 37 ev yaþamýný anlatan çalýþma ve masallar
% 15 okul yaþamýný anlatan masallar
% 6 peri masallarý
% 7 aþk öyküleri
% 6 tarihi konular
% 29 diðer, çeþitli konular (Kantarcýoðlu, 1991: 26).
Nitekim halk hikâyelerinin konularý da genellikle aþklar, savaþlar ve kahramanlýk hikâyeleridir. Üstelik halk hikâyelerini meydana getiren olaylar gerçek veya gerçeðe yakýndýr. Bu durum hikâyelere tarihî olma özelliði de katar. Kahramanlarýnýn baþýndan geçmiþ gibi görünen pek çok olayda olaðanüstülükler vardýr (Alptekin, 2005: 31). Sihirler, gulyabaniler, devler, periler, efsaneler asýl konunun içinde var olan belli baþlý motiflerdir. Kantarcýoðlunun yaptýðý araþtýrma sonuçlarýnýn da gösterdiði gibi kültürümüzün taþýyýcýsý olan sözlü ve yazýlý halk edebiyatý unsurlarýnýn içerdiði konu ve türler, dönem dönem farklýlýk göstermekle beraber, her yaþtan çocuðun ilgi ve merakýný çekmektedir. Ders programlarý düzenlenirken ve anadili eðitiminin temel aracý olan Türkçe ders kitaplarýnda kullanýlacak metinler seçilirken, çaðdaþ eðitim anlayýþýnýn bir gereði olarak öðrenci odaklý yaklaþým benimsenmelidir. Bireyin ilgileri ve gereksinimleri doðrultusunda yapýlacak bir seçim þüphesiz her açýdan elde edilecek sonuçlarýn daha olumlu olmasýný saðlayacaktýr. Böylece geleceðimizin teminatý olan çocuklarýn gençlik dönemine gelinceye deðin halk edebiyatý ürünlerini dolayýsý ile geçmiþini daha iyi tanýyan ve benimseyen bireyler olarak yetiþmelerini saðlamak olanaklý kýlýnabilecektir. Doðal olarak bu, toplumun bireylerinin, iyilik, adalet, hoþgörü, saygý, yardým gibi kavramlarý içselleþtirmesine de yardýmcý olacak önemli bir adým olacaktýr.

* bekir ince, sebahattin köklü, "çaðdaþ eðitimde halk edebiyatýnýn yeri- þirvan þah ve þemail banu" cinius yayýnlarý, istanbul, mart 2009



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hegomanya [Öykü]


Bekir ÝNCE kimdir?

yazýYORUM. okuYORUM. yaþýYORUM.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bekir ÝNCE, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.