Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
bıraktım kendimi kumların ferahlatan serinliğine. gözlerim açık hareketsizce uzandım birkaç dakika. kulaklarımda sadece tek bir kelime yankılanıyordu "gidiyorum!"!! gitmek bu kdr kolay mıydı? hiç mi özlemeyecekti? düşünmeyecek miydi geride kalanları? ya da sadece beni ve yaşadıklarımızı... ama gidiyor... ve geriye sadece yaşanmışlıklara mahkum hayatı yaşayacak bir tek ben kalacağım. çünkü o gidiyor... ......... o geceyi sadece düşünerek geçirdim. içmek bile istemedi cnm, takadim yoktu hiçbir şeye. ta ki.... başucumdaki resmini gördüm. doğruldum yatağımdan, çerçeveyi elime aldım, yüzüne dokundum, ağladım ağladım ağladım... saçları ne kadar güzel, çok da içten ggülmüş fotoğrafta; sanırım en mutlu günlerimizdi... ama gidiyor... saate bakmadan kendimi sokağa attım. yazın sıcaklığından mı yoksa kızgınlıktan mı kavruluyor bedenim analayamamıştım. sonunda onunla tanıştığım yere geldim. ilk buluşmamızda da önünden geçerken grup gündoğarkenin sesini duyduğu için sürükleyerek içeri sokmuştu beni. rayı çok severdik, bizi biz yapan yerdi orası. artık sevemeyeceğim çünkü gidiyor... gitmek bu kadar kolay mı? ilk elele tutuştuğumuz yeri bırakmak, ilk öpüşmemiz, kaçamak dokunuşlarımız, sarhoşken yaptığımız safça itiraflarımız ve ilk sevişmemiz... gitmek bu kadar kolay olmamalıydı ama öyleydi. aslında ztn başta söylemişti birgün gideceğini, başlarken anlaşmıştık; bağlanmayacaktık birbirimize. hem ben değilmiydim ilişkilerin birkaç haftadan sürmemesi gerektiğini hep söyleyen... haftalar aylara dönüştü diye bu kadar üzülmemeliyim. topu topu 4 ay değil mi? hayır, koskoca 4 ay!ahh ben... sevebileceğine inanmadığım kalbim. noldu sana? çok güvenmişsin kendine, hiç gerçek olamaz sanmışsın aşkı. ve hiç anlamamışsın o güzel saçlı kıza her baktığında içinden geçenleri... hata sende, o ztn gidiyor... ve hata sende ona hiç "kal" demedin gururun yüzünden. şimdi saçları gibi kokan yastığına sarılırsın. unuttuğu eşyalarına bakıp ağlarsın. uzamış sakalların aynanda görünmez gözüne. o gidiyor, hata sende çocuk kalbim. belki de bir daha hiç olmayacak aynı hisler, aynı dokunuşlar... hata sende sıkılgan gururlu ruhum... gerçekleri gör artık yorgun bedenim, ağzından çıkmayan tek bir kelime yüzünden aslında sen terk ettin kendini. denedin mi "kal" demeyi, ona söyledin mi hiç sevgini, dedin mi "korkuyorum senden ve bizden..."? hata sende hırçın ruhum, aslında sen kendini bırakıp gittin! rüzgar saçlı kız gidiyor diyemezsin, giden SENSİN...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © DUYGU ATABEY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |