..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Kupa Kızı




25 Kasım 2010
Dört Mevsim Aşk ve İçimdeki Ben'ler  
Kupa Kızı
Aşkı yaşarken zaman kavramı yoktur içimde... Bazen bir yaz mevsimi birkaç yıl sürer. Baharım onlarca yıl… Mevsim değişikliğim uzun aralıklarla olur. Siz her yıl dört mevsim yaşadığımı sanırken, ben bir mevsimde yılları yaşarım. Yeter ki aşk bana dokunsun. Yeter ki dokununca bırakmasın.


:AFAI:




Neden ayrılıkları hep yağmurlu ve puslu Güz mevsiminde yaşarım? Neden ben hiç güneşli bir günde terk edilmedim. Ya da neden aydınlık bir günde terk edemedim? Ne zaman karar verip ayrılık için buluşma yerine gitsem, güneş yine sinsice davranıp bir ilahın güzelliğini yansıtırdı karşımdakinin yüzüne… İşbirlikçisi Ay farklı mı davranırdı sanki? Gece esen ılık rüzgârla tüm ayrılık heveslerim sırıtarak uzaklaşırdı benden.


Ne soğuğu severim ne de hava soğukken yağan yağmuru. Ketum bir ruh hali sarar beni. Kar yağdığında bu ruhsal halim tamamen değişir. Tüm kadınlığımdan sıyrılıp masum bir çocuğa dönüşürüm. Karda attığım her adımda ya da kara her dokunduğumda; siyah, beyaz ve gri renkler içinde minnacık ellerimi ve ayaklarımı görürüm. Çocukluğumun geçtiği yıllara geri dönerim. Çantamdaki ruj birdenbire lolipop şekere dönüşür. Karın sınırsız beyazı yanında görebildiğim tek renk ise şekerimin çocuksu kırmızısıdır.


Kışları kısa, yağmursuz, ılık ve bol karlı bir ülke varmış. Bir kitapta okumuştum. Yılın bir kaç ayı kalıp karla oynayabileceğim huzurlu bir yer olurdu benim için. Neresi olduğunu öğrenir öğrenmez de göçmenlik için başvuracağım. Kim bilir belki de kız çocuklarından herhangi bir belge istemezler. Ama mutlaka bahar mevsimi gelmeden gitmeliyim.


Baharla başlayan güzel günlerde içimdeki kız çocuğu yavaş yavaş kozasına çekilir. Karlı geçen bir kaç ayda, çok oynamaktan yorgun düşmüştür. Uzun bir uykuya ve de dinlenmeye ihtiyacı vardır.
O uykusuna çekilirken, içimde başka bir Ben uyanır. İçi kıpır kıpır, yüzü ışıl ışıl. Dudaklarından gülümsenin eksik olmadığı, hayatına kendi ışığını katan bir Ben’dir bu. Yalnız, her bahar Aşkı bulamaz. O’na gelmesi için seslense bile, Aşk fısıldar ılık rüzgârla ve der ki: “ Geçen sefer beni çok yordun. Bir süre sana uğramayı düşünmüyorum. Huzura ihtiyacım var.”
Bazen Aşk birkaç bahar uğramaz… Ben ve içimdeki ışıl yüzlü kızla beraber sabırla bekleriz; kimi zaman heyecanla, kimi zaman hüzünle.
Ne zaman umutsuzluk dokunsa omuzlarımıza, el ele sesleniriz Aşk’a: ”Geleceksen erken gel, yaz bitmeden, kız çocuğu henüz uyanmadan. Yoksa seni fark edemem “. Tüm bu seslenişler iç yakan bir ezgi olur ve yükselir göğe. Hüzün asılı kalır dudak kenarlarında.


Ama bir de vakitlice gelmişse… Bulunduğu yere iyice kurulmuş olan hüzün bir tokatla kovulup yerine o tokadın sahibi gülümseyiş geçer. Tahtına kurulmuş ve o tahtı ölünceye kadar kaybetmeyeceğinden emin bir kraliçe edasında hem de. Arsız bir mide sancısı da bu kraliçenin soytarısı gibidir. Kıpır kıpırdır içeride ve tatlı bir sıcaklık yayar bulunduğu yerden tüm bedene. Bir de şatafatlı, büyük kanatlı Zümrüt-ü Anka kuşu vardır ki, yüreğe yerleşir; kanat çırpışlarının hızına o zavallı yürekçik bile yetişemez.


Baharda Aşk’ın elinden tutmak, çiçekli tepelerde koşmak, bulutlara uzanıp, suyunun tadına varmak, gökyüzüne asılmak, ılık yağmur altında erimek... O kadar çok yapacak şey vardır ki çiçek mevsiminde, Aşk’la.. Hayat bu kadar eğlenceliyken kış ertesi bu güzel mevsimde; âşık olduğum zamanlarda hakkım olan dört mevsimin hepsini bahar olarak yaşamak isterim.


Yaz başlayınca öncelikle içimdeki olgun kadın uyanır. Müthiş güzel ve alımlıdır. Bahar mevsimlerinde gelen yerinde duramayan kıza göre ayakları daha sağlam basar aşka.
Aşkla beraberliğim yazları sürprizlerle doludur. Bunlar kendi kendime hazırladığım ama ne olduğunu bilmediğim sürprizlerdir. Bazen bu paketten güzellikler çıkar… Açtığımda, yazın sıcaklığını kemiklerimde hisseder, içimdeki Aşk’la iyice yoğunlaşırım. Sonrasında; kulaç atarken serin lacivertlerde bir gece öncesini düşünüp yüz kızarıklığımı saklarım, içimdeki Ben’den bile… Yazın en heyecanlı tarafı ise Aşk’ın arkadaşlarıyla buluşabilmektir. Bunlar kumsal ve denizdir. Bizi hiç yalnız bırakmayan kadim dostumuz Ay’ı da anmak gerekir tabi ki.


Bazen bu paketten kendime hazırladığım kötü sürprizler çıkar. Baharın yorgunluğunu taşıyamayan ben, yeni uyanan alımlı Ben’le beraber yazın sıcağında buharlaşıp giden duygularımızı hiçbir şey dahi hissetmeden ve düşünmeden seyre dalarız. O kadar sıcaktır ki, ayrılmak için bile en azından soğukların kapıyı çalmasını bekleriz.


Aşkı yaşarken zaman kavramı yoktur içimde... Bazen bir yaz mevsimi birkaç yıl sürer. Baharım onlarca yıl… Mevsim değişikliğim uzun aralıklarla olur. Siz her yıl dört mevsim yaşadığımı sanırken, ben bir mevsimde yılları yaşarım... Yeter ki aşk bana dokunsun. Yeter ki dokununca bırakmasın.

BU2


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkür ederim.
Gönderen: Kupa Kızı / , Türkiye
26 Kasım 2010
Onore ettiniz.

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
26 Kasım 2010
Güzeldi. Kutlarım. Bence yazmalı, ama daha çok yazmalısınız. Selam ve saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Delinin Mektubu


Kupa Kızı kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kupa Kızı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.