Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
1 • Günümüzde asagı yukarı herkes tarafından paylasılan Kafka imgesinin kaynagında bîr roman var. Max Brod, bu romanı Kâfka'nın Ölümünün hemen ardından yazdı ve 1926 yılında yayınladı. Kitabın adım ögrenince zevkten dört köse olacaksınız: Askın Büyü' lü Ülkesi. Bu anahtar roman, anahtarlı bir romandır. Roman kahramanının kisiliginde Nowy adında Praglı bir Alman yazan, (kadınların taptıgı, edebiyatçıların kıskandıgı) Max Brod'un pohpohlayıcı özyasam öyküsünü tanıyoruz. NowyBrod, adamın birine boynuz taktırır, adam da onu türlü çesitli zorlama oyunlarla dört yıl kodese tıktırır. Birden, bir yıgın inanılmaz rastlantılarla örülmüs bir olayın içinde buluru/ kendimizi (insanlar akıl almaz rastlantılar sonucu denizin ortasında bir gemide, bir Hayfa ya da Viyana sokagında rastladırlar), iyiler (Nowy ve metresi) ile kötüler (boynuzlarına lâyık bayagının bayagısı boynuzlu ve Nowy'in güzel kitaplarım kasıtlı olarak acımasızca elestiren bir edebiyat elestirmeni) arasındaki mücadeleye tanık oluruz, melodramatik degisimlerle heyecanlanırız (boynuzlu ile boynuzlatan arasında yasamaya artık dayanamayan kadın kahraman intihar eder), her fırsatta bayılan NowyBrod'un ruhsal duyarlılıgına hayran kalırız. Garta'nın kisiligi olmasaydı, roman daha yazılmadan unutulurdu. Çünkü Now/nin yakın dostu olan Garta, bir Kafka portresidir. Bu anahtar olmasaydı, bu kisilik bütün edebiyat tarihinin en ilginç kahramanı olurdu; kahraman bir 'çagımızın ermisi* gibi çizilmis, ama ask iliskilerinde sıkıntıları olan NowyBrod'un dostuna zaman zaman bu konuda danısması dısında (Garta'nın bir ermis olarak bu olanda hiçbir deneyimi olmadıgı için elinden bir sey gelmiyor) onun bu ermisliginin islevine iliskin olarak da önemli bir sey ögrenemiyoruz. Ne müthis bir çeliski: Kafka'mn bütün imgesi ve yapıtının (yazarın) ölüm sonrası bütün yazgısı, estetik bakımdan Kafka'nın sanatının karsı kutbunda yer alan bu saryürek romanda, bu degersiz yapıtta, bu roman karikatürü anlatıda ilk kez tasarlanıp olusmaktadır. 2 Romandan birkaç alıntı: Garta 'çagımızın bir ermisiydi.' 'Aslında aralarında hısımlık iliskisi bulunmasına karsın, bütün söylencelerin (mitolojilerin) karsısında bagımsız, özgür ve alabildigine ermisçesine sagduyulu kalması, onun üstünlüklerinden biriydi.' 'Mutlak dürüstlük istiyordu, baska bir sey isteyemezdi...' Ermis, ermisçe, söylence, dürüstlük (saflık, temizlik) sözcükleri bir uzsözlülükten (belagat, retorik) kaynaklanmıyor; bunları harfi harfine almak gerek: 'Bu dünyaya ayak basmıs bütün bilgeler, bütün yalvaçlar arasında ondan daha sessizi yoktu [...] Ýnsanlıga yol göstermesi için belki de kendisine güvenmesi gerekiyordu! Hayır, o bir kılavuz degildi, insanların öteki tinsel önderleri gibi halka ve tilmizlere hitap etmiyordu o. Sessiz kalıyordu; büyük gizin çok derinliklerine nüfuz ettigi için miydi? Onun kalkıstıgı sey hiç kuskusuz Buda'nın istediginden daha güçtü, çünkü kazansaydı sonsuza dek kazanmıs olurdu.' Biraz daha: 'Bütün din kurucuları kendilerinden emindiler; bununla birlikte aralarından biri en içtenleri olmadıgını kim bilebilir, Laotseu, kendi etkinliginin gölgesine geri döndü. Garta hiç kuskusuz aynı seyi yaptı.' Garta, yazan biri olarak sunuluyor. Nowy 'Garta'run yapıtları konusunda vasiyetinin uygulayıcısı olmayı kabul etmisti. Garta bunu ondan rica etmisti, ama hepsini yok etmesi gibi garip bir kosulu vardı.' Nowy 'bu son istegin nedenini anlıyordu. Garta yeni bir din ilân etmiyor, kendi inancını yasamak istiyordu. Kendi özünden en yüce çabayı istiyordu. Buna ulasamadıgı için de, yapıtları (doruklara çıkmasına yardım edecek olan zavallı basamaklar) kendi gözünde degersiz kalıyorlardı.' Bununla birlikte NowyBrod, dostunun istegine boyun egmek istemiyor, çünkü, ona göre, 'Garta'nın yapıtları, en basit denemeler düzeyinde bile, gecenin içinde basıbos dolasan insanlara, yöneldikleri o çok üstün, o yeri doldurulmaz içe dogusu getirmektedir.' Evet, her sey var bu yapıtta. 3 Brod olmamıs olsaydı, bugün Kafka'nın adını bile bilemeyecektik. Brod, dostunun ölümünün hemen ardından onun üç romanını yayımlattı. Hiçbir yankı olmadı. Bunun üzerine, Kafka'nın yapıtını kabul ettirmek için, gerçek ve uzun bir savasa girmesi gerektigini anladı. Bir yapıtı kabul ettirmek, benimsetmek, onu sunmak, onu yorumlamak demektir. Bunun üzerine Brod, yaradana sıgınıp müthis bir topçu saldırısı baslattı:, Önsözler: Dava için (1925), Sato için (1926), Amerika için (1927), Bir Savasın Tasviri için (1936), günlük ve mektupları için (1937), öyküler için (1946), Janouch'un Konusmalardı için (1952); sonra, oyunlastırmalar: Sato (1953) ve Amerika (1957); ama özellikle dört yorum kitabı (kitapların adlarına dikkat!): Franz Kafka, biyografi (1937), Franz Kafka'nın Ýnancı ve Ögretisi (1946), Yol Gösteren Kafka (1951), ve Franz Kafka'nın Yapıtında Umutsuzluk ve Kurtulus (1959). Bu kitapların tümünde, Askın Büyülü ÜlkesFnde ana çizgileri belirlenmis olan imge pekistirilmis ve gelistirilmistir: Kafka her seyden önce bir din düsünürüdür, bir 'der religiose Denker'dir. O (Kafka) 'Felsefesine ve dinsel dünya görüsüne kesinlikle bir dizgeli açıklama getirmemistir. Ama buna karsın onun felsefesi yapıtından, özellikle aforizm alarmdan, ama aynı zamanda siirinden, mektuplarından, günlüklerinden, nihayet yasama tarzından (özellikle bundan) çıkartılabilir.' Biraz ilerde: 'Yapıtındaki iki akımın ayırdına varılmazsa Kafka'nın gerçek önemi anlasılamaz: 1) aforizmaları, 2) anlatısal metinler (romanlar, öyküler.) Romanlarında ve öykülerinde, 'Sözü (das Wort) duymak istemeyenleri ve dogru yoldan gitmeyenleri bekleyen korkunç cezaları betimler.' Önem sıralamasına dikkat ediniz: Yukarda: Alınacak bir örnek olarak Kafka'nın hayatı; ortada: Aforizmalar, yani günlügünün bütün özdeyissel ve 'felsefi' bölümleri; altta: Anlatısal yapıtlar. Brod, benzersiz bir içgücüne sahip parlak bir düsünce adamıydı; baskaları için savasmaya hazır cömert bir insandı; Kafka'ya olan baglılıgı sıcak ve çıkarsızdır. Felâket, onun sanatsal yöneliminde toplanıyor Bir düsünce adamı olarak, biçim tutkusu nedir, bundan haberi bile yoktu; .romanları (yirmi kadar yazdı) acınacak kadar sıradandır; ve özellikle: çagdas sanattan biç mi hiç anlam ıyordu. Buna karsın Kafka onu niçin bu kadar çok seviyordu? Peki siz kötü siir yazıyor diye en iyi dostunuzu sevmekten vazgeçer misiniz? Bununla birlikte kötü siir yazan insan, sair arkadasının yapıtını yayımlamaya baslar baslamaz tehlikeli olmaya baslar. Picasso' nun en etkili yorumcusunun, izlenimcileri bile anlayabilecek düzeyde olmayan bir ressam oldugunu düsünelim. Picasso'nun tabloları üzerine ne derdi bu adam? Büyük bir olasılıkla, Brod'un Kafka'nın romanlan konusunda söylediklerinin benzerlerini: 'Bize dogru yoldan gitmeyenleri bekleyen korkunç cezaları' betimlemektedirler. 4 Max Brod, hem Kafka'nın hem de yapıtının imgesini yarattı; Brod, ayni zamanda kafkolojiyi yarattı. Kafkologlar babalarından uzak durmaya özen gösterirlerse de, onun kendilerine sınırlarını çizmis oldugu alanın dısına kesinlikle çıkmazlar. Metinlerinin astronomik niceligine karsın, kafkoloji, sonsuz degiskeler halinde, aynı söylemi ve Kafka'nın yapıtından giderek bagımsızlasan, kendi kendisiyle beslenen aynı kurguyu gelistirmektedir. Sayısız önsözleri, sonsözleri, açıklamaları, biyografileri ve monografileri, üniversite konferansları ve tezleri ile kendi Kafka imgesini üretir ve onu sürdürür, öyle ki, insanların Kafka adıyla tanıdıgı yazar artık Kafka degil kafkabilimsellestirilmis Kafka'dır. Kafka üzerine yazılan her sey kafkoloji sınıfına girmez. Peki öyleyse nasıl tanımlayacagız kafkolojiyi? Bu tanımı bir essözle (tautologie) yapabiliriz: Kafkoloji, Kafka'yı kafkabilimsellestirmek isteyen söylemdir. Kafka'nın yerine kafkabilimsellesmis Kafka'yı geçirmeye yönelik söylemdir: 1) Brod Örneginde oldugu gibi, kafkoloji, Kafka'nın kitaplarını edebiyat tarihinin (Avrupa romanının tarihinin) Büyük baglamı içinde degil, ama neredeyse özellikle yasamûyküsel küçük bag38 lam'da inceler. Böîsdefîre ve Albe*r§s monografilerinde yasamöyküsel sanat açıklamasını reddeden Proust'a gönderme yaparlar, ama bununla birlikte Kafka'un kuraldısı oldugunu ve kitaplarının 'onun kisiliginden ayrılabilir' olmadıgım söylerler. 'Adlan ister Joseph K, ister Rohan, Samsa, Yerölçümcü, Bendemann, ister sarkıcı Josephine, ister Oruçlu ya da Ýp Cambazı olsun* kitaplarının kahramanı Kafka'nın kendisinden baskası degildir.' Yapıtın anlamım kavramak için yasamöyküsü baslıca anahtardır. Daha kötüsü: yapıtm tek anlamı yasamöyküsünü anlamak için anahtar olmaktadır. 2) Brod örneginde oldugu gibi, Kafkologların kaleminde Kafka'nın biyografisi hagiyografiye1 dönüsüyor; Roman Karst'm 1963 yılında Liblice kollokyumunda konusmasını bitirirken yaptıgı unutulmaz abartı: "Kafka bizim için yasadı, bizim için acı çekti!" Degisik hagiyografıler var: Dinsel; lâik: Yalnızlıgının kurbanı Kafka; solcu: Anarsistlerin toplantılarına 'sürekli olarak' katılan ve (her zaman anılan, ama dogrulanmayan bir 'mitomanyak' tanıklıga göre) '1917 Devrimi'ne çok dikkatli' olan Kafka. Her kilise'nin kendi düzmeceleri (apocryphes) vardı: Gustav Janouch'un Konusmaları. Her ermis için bir kurbanca davranıs: Kafka'nın istegi, yapıtını yok ettirmek. 3) Brod örneginde oldugu gibi, kafkoloji Kafka'yı estetik alanından kasıttı olarak uzaklastırır. Ya 'din düsünürü' olarak, ya da, solda, 'ideal kitaplıgı yalnızca mühendislik ve mekanik kitaplarım, açıklamalı hukuk kitaplarını kapsayan bir sanat karsıtı' olarak (Deleuse ve Guattari'nin kitabı). Bıkıp usanmadan Kafka'nın Kierkegaard'la, Nietzsche ile, dilbilimcilerle olan iliskilerini inceler, ama romancıları ve sairleri bilmezden gelir. Camus bile, onunla ilgili denemesinde, Kafka'dan bir romancı olarak degil, ama bir filozof olarak söz eder. Özel yazılarına ve romanlarına karsı da aynı sekilde davranılır, ama özel yazıları açıkça yeglenir: O sıralar henüz Marksist olan Garaudy'nin Kafka üzerine denemesini ele alalım örnegin: 54 kez Kafka'nın mektuplarım, 45 kez Kafka'nın günlügünü anar; 35 kez Janouch'un Konusmalar''mı; 20 öyküleri I. La hagiographie (Fr) a/ Ermislerin yasam ve davranıslarını anlatan yazı b/ Kutsal seyler bilgisi, c/ Mecaz. Övgülerle dolu yasam. (Çev.) ni; 5 kez Dava'yı, 4 kez Sato'yu; ama bir kez olsun Amerika'nın adını anmaz. 4) Brod örneginde oldugu gibi, kafkoloji, çagdas sanatın varlıgından habersizdir, sanki Kafka, hepsi 18801883 yıllan arasında dogmus olan Stravinski, Webern, Bârtok, Apollinaire, Musil,Joy> ce, Picasso, Braque gibi büyük yenilikçiler (devrimciler) kusagından degilmis gibi. Ellili yıllarda, Kafka'nın Beckett'le akrabalıgı ileri sürüldügü zaman hemen karsı çıktı Brod: Ermis Garta'nın bu yozlukla hiçbir iliskisi yoktur. 5) Kafkoloji, bir yazınsal elestiri degildir (yapıtın degerini incelemez o: yasamın yapıt tarafından açıklanan ve o zamana kadar bilinmeyen görünümleri, yapıtın sanatın evrimine kattıgı estetik yenilikler, vb.); kafkoloji, bir metin yorumlamayıdır. Bu kimligi ile, Kafka'nın romanlarında allegoriden (yerine, istiare) baska bir sey görmeyi beceremez. Bu allegoriler dinseldir. (Brod: Sato = Tanrının lütfü;Yerölçümcü = kutsalı arastıran yeni Parsifal, vb., vb.); bu allegoriler ruhçözümseldir, varolusçu egilimlidir, Marksistir (Yerölçümcü * devrimin simgesi, çünkü toprakları yeniden dagıtmaya kalkısmaktadır;) politiktir bu allegoriler (Orson Welles'in Dava'sı;) Kafkoloji, Kafka'nın romanlarında uçsuz bucaksız bir imgelem gücünün dönüstürdügü gerçek dünyayı arastırmaz; dinsel mesajların, felsefi mesellerin (parabollerin) sifrelerini çözer. 5 'Garta, çagımızın bir ermisiydi, gerçek bir ermisti.' Ama bir ermis geneleve gider mi? Brod, Kafka'nın günlügünü biraz sansür yaparak yayımladı; yalnızca orospularla ilgili anıstırmaları degil, ama cinsellikle ilgili her seyi çıkardı günlükten. Kafkoloji yazarının erkekliginden her zaman kusku duydu ve onun iktidarsızlık kurbanlıgı konusunda çene çalmaktan hoslandı. Böylece, Kafka uzun süredir sinir hastalarının, bunalanların, istahsızların, argınların kutsal koruyucusu, kaçıkların, gülünç kibarların ve isteriklerin (Kafka'nın romanları edebiyat tarihinin en az isterik romanları olmalarına karsın Orson Welles'in filminde Joseph K. isterikli isterikli ulur) kutsal koruyucusu oldu. Biyografi yazarları kendi karılarının özel cinsel yasamını bil mezler, ama Stendhal'in ya da Faulkner'm özel cinsel yasamlarını bildiklerini sanırlar. Kafka'nınkiyle ilgili olarak ancak sunu söylemeyi göze alabilirdim: Onun çagının (pek kolay olmayan) erotik yasamı bizimkine pek az benziyordu: O çagın genç kızları evlenmeden önce yatmıyorlardı; bekâr erkekler için ancak iki seçenek kalıyordu: iyi aileden evli kadınlar ya da asagı sınıflardan kolay kadınlar: satıcılar, hizmetçiler ve hiç kuskusuz fahiseler. Brod'un romanlarının imgelem gücü birinci kaynaktan besleniyordu: Coskun, romantik (dramatik boynuzlatmalar, intiharlar, hastalıklı kıskançlıklar) cinsiyetsiz erotizmleri buradan kaynaklanmaktadır: 'Kadınlar içten bir erkegin cinsel iliskiden baska bir sey düsünmedigine inanarak yanılgıya düserler. Cinsel iliski ancak bir simgedir ve tam tersine önem bakımından onu güzellestiren duygunun kat kat fazlasına esittir. Erkegin bütün askı kadının teveccühünü (sözcügün gerçek anlamında) ve iyiligini kazanmayı amaçlar' (Askın Büyülü Ülkesi.) Kafka'nın romanlarının imgelem gücü, tam tersine, neredeyse özellikle öteki kaynaktan yararlanır: 'Genelevin önünden, sevgilinin evinin önünden geçermisçesine geçiyordum' (Günlük, 1910, Brod tarafından sansüre ugratılan cümle). s Bütün ask stratejilerini büyük bir ustalıkla çözümlemelerine karsın, XIX. yüzyıl romanları, cinselligi ve cinsel birlesmeyi bilinmezde bırakıyorlardı. Cinsellik, yüzyılımızın ilk on yıllarında, romantik tutkunun sislerinin dısına çıktı. Kafka, romanlarında bunu ilk kesfedenlerden biri (hiç kuskusuz Joyce ile) oldu. Kafka, küçük hovardalar çevresinin oyunlarına ayrılmıs bir alan (XVIII. yüzyıl tarzında) olarak degil, ama herkesin yasamının aynı zamanda sıradan ve temel gerçekligi olarak açınlar cinselligi. Kafka cinselligin varolussal görünümlerinin örtüsünü açar: Aska karsı çıkan cinsellik; cinselligin kosulu ve zorunlulugu olarak ötekinin (öteki insanın) özgünlügü (olagan disiligi); cinselligin gizemi: Kıskırtıcı ve aynı zamanda tiksindirici yanlan; ürkütücü gücünü hiçbir sekilde azaltmayan korkunç anlamsızlıgı, vb. Brod bir romantikti. Buna karsılık, Kafka'nın romanlarının temelinde köklü bir romantizm karsıtı yan buldugunu düsünüyorum; bu her yerde ortaya çdcıyon Kafka'nın topluma bakıs tarzında, aynı sekilde cümle kurus tarzında; ama bunun kaynagı belki de Kafka' run cinselligi algılayıs biçimindedir. 6 Genç Kari Rossmann (Amerika'nın kahramanı) 'kendisini baba yapan' bir hizmetçiyle yasadıgı talihsiz bir cinsel kaza nedeniyle baba ocagından uzaklastırılmıs ve Amerika'ya gönderilmistir. Çiftlesmeden önce: "Kari, oh Karl'ım benim!* diye haykırıyordu hizmetçi, 'oysa Kari hiçbir sey görmüyor, hizmetçinin özel olarak onun için üst üste yıgmıs göründügü bu sıcak yatak takımının içinde kendisi kötü hissediyordu...' Sonra, kız 'Karl'ı dürtükledi, kulagım dayayıp kalbini dinledi, ardmdan Kari da aynı seyi yapsın diye kendi gögsünü ona sundu.' Sonra, hizmetçi 'Kari'in bacakarasına öylesine igrenç bir biçimde el attı ki Kari debelenerek basım ve boynunu yastıklardan dısarı çıkardı.' Sonunda, 'hizmetçi, karnını birkaç kez Kari'a bastırdı, Kari onun kendisinin bir parçası oldugu izlenimine kapıldı ve belki de bu yüzden içini korkunç bir üzüntü doldurdu.' Bu sıradan çiftlesme, romanda, olacakların baslangıcıdır. Tamamen anlamsız bazı seylerin yazgımızı yönlendirdigi bilincine varmak insam yıkar. Ama beklenmedik bir anlamsızlıgın her açınlanması da aynı zamanda bir komik kaynagıdır. Cimadan yani münasebetî cinsiyyeden sonra me'yus külü hayevanat. Bu kederin komik yanım ilk kez betimleyen Kafka oldu. Cinselligin komikligi ya da cinselligin gülünç yam: Püritenler ile neolibertenlerin kabul etmeyecekleri bir düsünce. Lady Chaîterleyln SevgHis^nde1 liriklestirerek cinselligi saygınlıgına yeniden kavusturmayı deneyen D. H. Lawrence'i, bu Eros sözcüsünü (ozanı^ nı), bu çiftlesme havarisini düsünüyorum. Ama lirik cinsellik geçen yüzyılın lirik duygusallıgından daha da güldürücüdür. Amerika'ma erotik incisi Brunelda'dır. Federico Fellini'yi büyülemistir. Uzun süredir Amerika'dan bir film yapmak istiyordu ve întervista'da bu düslenen filmin oyuncu seçimi sahnesini bize gösterdi: Fellini'nin o kendisine özgü taskın hazla Brunelda rolü 1. Lody ChatterUy'in Sevgilisi: D.H. Lawrence'in ünlü romanı. Türkçesi: Aksk Göktürk, Can Yayınlan. için seçtigi birkaç acayip kadın aday boy gösterir burada. (Ama ben ısrar ediyorum: Bu taskın haz, aynı zamanda Kafka'nın da taskın hazzıydı. Çünkü Kafka bizim için acı çekmedi. O bizim yerimize eglendil) 'Bacaklarında damla hastalıgı' olan 'çok zarif eski sarkıcı Brunelda. Küçük ve tombul elli, çift gerdanlı, 'korkunç sisman' Brunelda. Bacaklarını açarak oturan, 'büyük çaba göstererek, acılar içinde kıvranarak, sık sık dinlenerek' çoraplarım yukarı çekmek için egilen Brunelda. Etegini kaldıran ve eteginin kıyısı ile aglamakta olan Robinson'un gözlerini kurulayan Brunelda. Merdivenin iki üç basamagım çıkamayan ve tasınması gereken Brunelda ömrü boyunca bu gösteriden alabildigine etkilenen Robinson içini çekecektir: "Ah ne kadar güzel Tanrım! Ne kadar güzel bu kadın, ne kadar güzel!" Küvette çırılçıplak ayakta duran, Delemarche kendisini yıkarken aglayıp puflayarak yakınan Brunelda. Aynı küvete uzanmıs, öfkeyle suları yumruklayan Brunelda. Bir tekerlekli sandalyeye oturtmak için iki erkegin iki saat ugrasarak merdivenden indirdigi, Kari'm tekerlekli sandalyeyi iterek kentte bilin? meyen bir yere, büyük bir olasılıkla geneleve götürdügü Brunelda. Aracında sala sarınmıs olarak oturan, aynasızın patates çuvalı sandıgı Brunelda. Bu sisko.çirkinlik resminde yeni olan yan, onun çekici olmasından kaynaklanmaktadır; maraz derecesinde çekici, gülünççesine çekici, ama gene de çekici; Brunelda tiksinç ile kıskırtıcının sınırında bir cinsellik gudubetidir ve erkeklerin hayranlık çıglıkları yalnızca komik degildir (çıglıklar komik'tir, kuskusuz, cinsellik komik'///!), ama aynı zamanda tamamen gerçektirler. Çiftlesmenin bir gerçeklik degil de 'sevginin simgesi' oldugunu sanan, kadınların romantik hayranı Brod'un, Brunelda'nın kisiliginde hiçbir gerçek yan, gerçek yasamın gölgesini bile göremeyip yalnızca 'dogru yoldan gitmeyenleri bekleyen korkunç cezalar'ın betimlenmesini görmesi karsısında sasırmıyoruz. 7 Kafka'nın yazmıs oldugu en güzel erotik sahne Sato'nun üçüncü bölümündedir: K. ile Frieda'nın sevismeleri. Bu 'küçük an lamsız sarısın'ı ilk kez görmesinin üzerinden daha bir saat geçmeden, 'bira siseleri ve dösemeyi kaplayan öteki pislikler arasında,' tezgâhın arkasında onunla sevisir. Pislik: Cinsellikten, onun özünden ayrılamaz. Ama, hemen ardından, aynı paragrafta, cinselligin siirini duyurur bize Kalka: 'Orada saatler, ortaklasa soluk aldıkları, yüreklerinin birlikte çarptıgı saatler geçti, K. bu saatler boyunca, kendisinden önce baska hiç kimsenin daha uzakta bulunmadıgı yabancı bir dünyada, dogdugu ülkenin havasına benzemeyen bir havası olan, insanın bu yabancılık yüzünden soluksuz kaldıgı ve tuhaf kıskırtıların ortasında ilerlemeyi sürdürmekten baska, yitmeyi sürdürmekten baska bir sey yapamadıgı yabancı bir dünyada yittigi ya da daha uzaklara gittigi duygusundan kurtulamıyordu.' Çiftlesmenin uzunlugu, tuhaf bir gögün altında yürüyüs metaforuna dönüsüyor. Ve bununla birlikte çirkinlik yok bu yürüyüsite; tersine, bizi çekiyor, bizi daha uzaklara gitmeye davet ediyor, bizi sarhos ediyor. Güzellik var bu uzun çiftlesmede. Birkaç satır asagıda: 'Frieda'yı ellerinin arasında tutmaktan daha da mutluydu, kaygılı bir mutluluk duyuyordu aynı zamanda, çünkü kendisinin terk ettigi her seyi sanki Frieda da terk etmis gibi geliyordu ona.' Öyleyse her seye karsın ask mı? Ama hayır, ask degil; insan sürgündeyse ve her seyden yoksun kalmıssa, pek az tanıdıgı, bira siseleri arasında sevistigi mini minnacık bir kadın ise ask mask karısmaksızın bütün bir evrene dönüsür. 8 AndrG Breton, Üstgerçekçiligin Bildirisi''nde (Manifeste dıı sıırrealisme) roman sanatma karsı sert oldugu ortaya çıkar. Roman sanatını, sıradanlıkla, bayagılıkla, siir karsıtı seylerle tıka basa dolu oldugu için elestirir. Betimlemeleriyle oldugu kadar can sıkan psikolojisine de alay eder. Bu roman elestirisinin hemen ardından düslerin övgüsü gelir. Sonunda özetler: 'Alabildigine çeliskili görünen bu iki durumun, düs ve gerçekligin, gelecekte bir tür mutlak gerçeklige, baska bir deyisle üstgerçeklige (surr6alit6) dönüsecegini sanıyorum.' Paradoks: Üstgerçekçilerin büyük bir yazınsal yapıtta gerçek44 ten gerçeklestirmeyi beceremeden ilân ettikleri bu 'düsün ve gerçekligin dönüsümü', çoktan gerçeklesmisti, hem de asagıladıktan yazın türünde: Kafka'nın, on yıl önce yazılmıs olan romanlarında. Kafka'nın bizi büyüledigi türden bir imgelem gücünü betimlemek, tanımlamak, adlandırmak çok zordur. Düs ile gerçekligin birlesmesi (kaynasması) yöntemi, hiç kuskusuz Kafka'nın bilmedigi bu yöntem bana aydınlatın görünüyor. Tıpkı, üstgerçekçilerin (surrealistes) deger verdigi bir baska cümle, Lautre'amont'un bir semsiye ile bir dikis makinesinin beklenmedik bulusmasının güzelligine iliskin cümlesi gibi: Nesneler birbirine ne kadar yabana ise bulusmalarından dogan ısık da o ölçüde büyüleyicidir. Bir sasırtı (sürpriz) poetikasından söz etmek'isterdim; ya da sürekli saskınlık olarak güzellikten söz etmek. Ya da, deger ölçütü olarak, yogunluk kavramından söz etmek isterdim: Ýmgelemin yogunlugu, beklenmedik rastlantıların yogunlugu. Yukarıda aktardıgım, K. ile Frieda'nın çiftlesmeleri sahnesi, bu bas döndürücü yogunlugun bir örnegidir: Bir sayfa kadar olan bu kısa bölüm, birbirlerini izleyis hızlarıyla bizi sasırtan birbirinden tamamen farklı üç varolussal bulguyu (cinselligin varolussal üçgeni) kapsar: Pislik; tuhaflıgın bas döndürücü kâra güzelligi ve heyecanlandın» ve kaygı verici özlem (nostalji). Sato'nun üçüncü bölümü beklenmedik olan'ın bir kasırgısıdır: Görece sıkısık bir ortamda sunlar olur: K. ile Frieda'nın handa ilk kez rastlasmaları; üçüncü kisinin (Olga) bulunması nedeniyle üstü örtülü bastan çıkarmanın olaganüstü gerçekçi diyalogu; K.'nın masanın arkasında uyuyan Klamm'ı gördügü kapıdaki delik motifi (bayagı, ama görgül1 gerçege benzerlikten kaynaklanan motif); Olga ile dans eden hizmetçi kalabalıgı; hizmetçileri bir kırbaçla kovalayan Frieda'nm sasırtıcı sertligi ve onları boyun egmeye zorlayan sasırtıcı korku; K. tezgâhın altına uzanıp gizlenirken gelen hancı; Frieda'nm gelmesi, yere uzanmıs K.'yı görmesi ve orada bulundugunu yadsıyarak (K.'nın gögsünü ayagıyla sevgiyle oksayarak) hancıdan gizlemesi; kapının arkasında uyuyan Klamm'ın uyanarak Frieda'yı çagırması yüzünden sekteye ugrayan düzüsme; Klamm'a "Ben Yerölçümcü'yle birlikteyim!" diye bagıran Frie 1. Görgül: Amprique. (Çev.) da'nın sasılacak denK gözüpek davranısı; ve sonra, doruk nokta (burada, görgül gerçege benzerlik'in dısına çıkılıyor): K. ile Frieda'nın üstünde, tezgâhın üzerinde, iki yardıma görevli oturmustur; bu süre içinde çifti gözetlerler. 9 Satoda çalısan iki görevli, belki de Kafka'nm en büyük yazınsal bulgusudur, imgelem gücünün harikasıdır; iki yardımcının son derece sasırtıcı olan varlıkları bir yana, bu bulgu anlamlarla doludur: Bu iki kisi zavallı sarkı ögretmenleridir, basbelâsıdırlar; ama aynı zamanda satonun dünyasının tehdit edici 'modernlik'ini de temsil ederler: Aynasızdır bunlar, röportaj muhabiridirler, fotografçıdırlar: Özel yasamı tümüyle yok eden görevlilerdirler; dram sahnesinden geçen masum palyaçolardır; ama aynı zamanda, varlıkları, komikligi edepsiz ve Kafkavari olan bir sıkısıklıgın kokusunu bütün romana yayan sehvet düskünü röntgencilerdir. Ama özellikle: Bu iki görevlinin bulgulanması, öyküyü her seyin aynı zamanda tuhaf bir sekilde gerçek ve gerçekdısı, olanaklı ve olanaksız oldugu alana yükselten bir kaldıraç gibidir. On ikinci bölüm: K., Frieda ve yardımcıları, ilkokulun yatak adasma dönüstürülmüs bir odasında konaklamaktadırlar. Bu akıl almaz dörtlü, sabah tuvaletlerine basladıkları sırada içeri ögretmen hanım ve ögrenciler girerler; eglenen, ilgilenen, meraklı (onlar da röntgencidirler) çocuklar kendilerini gözetlerken onlar paralel cimnastik çubuguna asılmıs örtülerin arkasında giyinirler. Bu durum bir semsiye ile dikis makinesinin bulusmasından çok daha fazla bir seydir. Ýki alanın son derece münasebetsiz (nezaket kurallarına aykırı) bulusmasıdır: Bir ilkokul smıfı ve kusku uyandırıcı bir yatak odası. Uçsuz bucaksız bir komik siirselligi içeren bu sahne, (bir çagdas roman antolojisinin basmda yer alması gereken bu sahne) Kafka öncesi dönemde düsünülemez. Kesinlikle olanaksız bir sey. Kafka'nm estetik devriminin köktenci niteligini belirginlestirmek istiyorum, bu noktada diretmemin nedeni bu. Bundan yirmi yıl önce Gabriel Garcia Marquez ile yaptıgımız bir konusmayı anımsıyorum. Marquez söyle demisti: "Baska türlü yazılabilecegini bana gösterin Kafka'dır." Baska türlü yazmak, yani: Gerçege benzerfigin (vraisemblable) sınırını asarak. Ama gerçek dünyadan (romantikler gibi) kaçmak için degil, fakat gerçekligi daha iyi kavramak için. Çünkü, gerçek dünyayı kavramak, romanın kendi tanımlanmasına baglıdır, bu tanımlamanın içinde yer alır; ama onu nasıl ele geçirmeli ve aynı zamanda imgelemin büyüleyici oyununa nasıl baglanmalı? Dünyanın çözümlenmesinde nasıl kesin ve aynı zamanda oyuncul düslerde nasıl sorumsuzca özgür olmalı? Bu birbiriyle bagdasmaz olan iki amacı nasıl birlestirmeH? Kafka bu kocaman bilmeceyi çözümlemeyi becerdi. Gerçege benzerlik'in duvarında bir gedik açtı; Birçok sanatçı, hepsi de kendi tarzında, bu gedikten geçerek Kafka'yı izlediler: Fellini, Garcia Marquez, Fuentes, Rushdie. Ve baskaları, ve baskaları. Ermis Garta'mn cam cehenneme! Onun hadımlastıncı gölgesi, roman sanatı alanında bütün zamanların en büyük sairlerinden birini görünmez kıldı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ayaz Şirin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |