açılmamış mektuplarım-5
Bir bütün oluşturmak için geceler boyu yap-boz yapan çocuklar gibi yitik bir parçanı aranıp duruyorum. Ya gözlerini kaybediyorum, ya da gözlerinin içindeki beni...
Bir bütün oluşturmak için geceler boyu yap-boz yapan çocuklar gibi yitik bir parçanı aranıp duruyorum. Ya gözlerini kaybediyorum, ya da gözlerinin içindeki beni...
-Aşk,çok basittir,öğrenmesi kolaydır,diploma filan da gerektirmez.İşte o yüzdendir ki herkes tarafından bilinir. \*
-“Bizimki geçek aşktır.”,”Gerçek aşk şöyledir”,”Yok gerçek aşk böyledir.”Allah aşkına bu aşk denilen şeyin bir de sahtesi mi var da gerçeğine bu kadar çok vurgu yapılıyor?
Ağzı olan konuşuyor” diye halk arsında sıkça kullanılan bir söz vardır..
Ağzıma almaktan hiç hoşlanmadığım bu sözü nedense ben de şimdi kullanmaya başladım.
Ağzı olan konuşuyor!...
İyi de herkes niye bir başkasının ağzıyla konuşuyor?!..
Bu insanlar kendi öz ağızlarıyla konuşmayı
Felaketlerin iyi tarafı, sahte dostları ayıklamasıdır.
" Yarım kalmış bir filmin acabaları ile hiç başlanmamış bir şiirin keşkeleri arasındayım."
Her şeyden çok istediğim; seni kendini bulurken görmekti. Beklide bu yüzden oyalanıyorum yeryüzünde... Ama artık bağışla beni!
Köpek cehennemine düşmüş bir kedi gibiyim. Köpeklerle beraber olduğuma mı yanayım; yoksa ateşler içinde olduğuma mı yanayım? Offff offfff! Köpekler cehenneminde bir kediyim. Köpeklere bir kemik değeriyle peşkeş çekilmekteyim. Kulaklarıma köpek sesleri ateş gibi dökülür. Gördüğüme mi yanayım, duyduğuma mı yanayım?
Diyorum ya, senin suçun yok diye; tüm suç benim. Seni bunca sevmemeliydim... Şu haritası çizilmiş dünyada kimse bu kadar sevmeyi ve sevilmeyi hak etmiyor, kimse buna izin vermiyor, inan...
Herkes sevmez benim kadar bu uzaklığı, /Takvimde koparılmamış günler durur, /Bir çocuk zemheri vakti, /Ben beklerim, /O uyur...
Hiç mutlu filozof tanıdınızmı? Yada neden insanlar hep mutsuzlardan feyz alırlar?
Kendinizden büyüğünüzün yanında köle,kendinizden küçüğünüzün yanında efendi kesiliyorsunuz. bu mu adamlık,bu mu insanlık, bu mu adalet..?boşuna denmemiş adam olmak değil adam kalmak önemlidir diye...Peki kaç gece yastığa başınızı koyduğunuzda gün içinde yaptığınız bir olaydan pişmanlık duydunuz.kaç gece pişmanlık duyduğunuz konu yüzünden gözleriniz uykuya hasret kaldı.?Benim de sorduğum soru
Benim suskunluğum ne dilsizliktendir ne de aşktan. Benim suskunluğum sebebi hangi dilden konuşursam konuşayım bütün kulakların aynı millettenmiş gibi bana sağır kalmalarıdır. Tüm kulaklar cop olurken, sesimi duymayarak dövmekteler beni. Suskunluğum ateşten kaçanın, sopayla dövülmesi gibi. Canımı yakan her sağır ve dilsiz bakış, üzerime bir barut fıçısı gibi
Belkide hepimizin hayatında platonik olarak başlayan bir aşk vardır. Sonrada başladığı gibi biten. Ama hep özel bir yerde kalan ve hiç tükenmeyen bir aşk.
Ulaşılmayan aşklar mı kalıcılığını korur diye soruyorum hep kendime. Mesela efsanelerde öyle değil midir? Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun gibi. Kavuşsalardı