"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
*Facebook'ta bazı fotoğrafların altında "eee kim çekti ;)", "çeken de güzel çekmiş hani ;)" gibi yorumları görülen kız, profesyonel fotoğrafçı olmuş, geçenlerde denk geldim. Ön planda çay ve simit, arka planda boğazın olduğu fotoğraflar ya da martılara simit parçası, ufak ekmek, arada kandırmak için sigara izmariti falan atıp bunların fotoğraflarını çekiyordu. *Bu arada Nikon fotoğraf makinelerinin yüzde otuz üçünün bir grup cıvık ergenin eline geçmesi nedeniyle şirket kapanma noktasına gelmiş. *Gaydırı gubbak Cemileeem, nasıl nasıl edelim de biz bu işi. Nikahımızı kıysıııın tümdengelim hoooca Memişee. *Kırk yılda bir espri tutturup da gaza gelen adam da düşman başına. Espriye gülündükçe bu tekrar tekrar söyler, açıklar falan. Daha da fenası "Ulan durduk yerde bi espri yapıyorum var ya" falan diye kendini över. Offf. Ben utanıyorum onun yerine. Bu adam için gerçekten hepinizden özür dilerim. Ben utanıyorum o utanmıyor. Espriyi yaptın, tadında bırak, zirvede bırak bu işi. Uzatıp da niye kendinden iğrendiriyorsun? Yine de bundan daha kötü bir tip var ki, o da "pasif espritiüel". Mesela kalabalık bir ortamda sen alçak sesle bir espri yaparsın, etrafındaki 2-3 kişi duyar, güler, ama bu 2-3 kişiden biri pasif espritiüelse o hemen senin esprini yüksek sesle yapar. Sonra herkes gülmeye başlar falan. Utanmaz herif. Madem espriyi çalıyorsun, kaynak belirterek al, izinsiz kopyalayıp çoğaltma. Sonra bu herif espriyi yaptıktan sonra çıkıp "Yaa o benim esprimdi" falan da diyemiyorsun ki. *Bir konu hakkında uyarıp, "demedi demeyin" diyen adam, senin amacın uyarıp yardım etmek, uyardığın kişinin önlem almasını sağlayıp zarar görmesini engellemek falan değil, senin tek amacın uyardığını millete gösterip kendini kurtarmak, seni bencil seni ya. Amacın uyarmaksa sadece uyar, niye "demedi deme" deyip de uyarı yaptığını kayıtlara geçiriyorsun? Bir insan "demedi" diyecekler diye bu kadar korkar mı? Hepimiz "dedi" deyip de seni rahatlatalım mı istiyorsun sen ne istiyorsun? Yoo dostum, her şey o kadar basit değil. *Bazı dizilerde "Tekrarı Yok" diye yazıyorlar ya, övünür gibi, aslında o kötü bir şey değil mi? Benim yaptığım dizinin tekrarı olmasa ben şahsen üzülürdüm. Bir kere zor izleniyor falan diye düşünürdüm. *Ya gelmeseydin, yetişemeseydin, beni bulamasaydın, leopaaardııııımm... Yarım kalır dümbelek... *Aziz Nesin'in iddiası doğru mu değil mi onu bilmiyorum ama halkımızın %50si falan uyuz bakışlı. Durakta falan beklerken gelen otobüse gözün bir takılsın, mesela baktığın yerde de bir teyze oturuyor ya, niye uyuz uyuz bakıyor ki o? Böyle ters ters. Altı üstü bir göz göze geldik, niye sanki cüzdanına göz dikmişim gibi bakıyorsun? Tamam şefkat göster, gözlerinin içi gülsün, beni nüfusuna al falan demiyorum tabii ki, ama normal bak. Uyuz bakma sadece. Çünkü gerçekten istemiyorum o cüzdanı. Bir de farklı versiyonu var bunun, mesela kaldırımda önümde biri var ve yanından geçip gidemiyorum, o kadar yer yok ve ben onun arkasından yavaş yavaş yürüyorum. Hemen bir dönüp dönüp arkaya bakmalar, kontrol etmeler falan. Genelde önündeki genç kız falansa oluyor bu. Daha 1-2 ay önce yaşadım. Ulan geçecek yer yok kenarda, ve saat gündüzün üçü, ben ne yapacağım sana şehrin ortasında? Bir de böyle kontrol etti, etti, en sonunda resmen arkasına dönüp ters bir bakış attı kız. Artık "Ulan 'kapkaççı vaar!' diye bağıracak herhalde" diye korkup paldır küldür geçtim artık yanından hızla. Manyak mı ne. *Küçükken beraber futbol oynadığımız birkaç arkadaşım vardı. Bunlardan biri de benden 2 yaş falan büyüktü. Benden büyük diye bu ne derse ben doğru kabul ediyordum. Bir gün önümüzde futbol topu, futbol oynadığımız yerin kenarında oturuyoruz, bu o günlerde oynanmış olan bir maçtan bahsetmeye başladı. Tam neler dediğini hatırlamıyorum ama o maçtaki bir pozisyondan söz ederken arada şunu söylediğini çok net hatırlıyorum: "Adamı düşürürsen faul, acıdıysa penaltııı!" Bir de elleriyle hareket yapıyor, böyle sol eli yumruk şeklinde, sağ eliyle de sol yumruğunu tokatlıyor. "Acıdıysa penaltı." Ben kafadan 1 yıl falan bunu gerçek sandım. Hatta düşünüyordum, "Ulan oyuncuya ne diyor hakem, 'acıdı mı' diye mi soruyor? Peki adam acımadığı halde acıdı derse ne olacak?" falan diye. Hiç sorgulamaz mı bir insan ya. Sırf benden büyük diye, yanlış bilgisi olacağı bile aklıma gelmemiş. Çocuk kafası. Yine aynı çocuk bana ofsayt konusunda da sıkıntı yaşatmıştı. "İki kişi bir adama dalınmaz oğlum, ofsayt oluyor öyle." demişti. Vay anasını ya. Maç izlerken hep bir adama giren iki kişi oluyor mu diye incelediğimi hatırlıyorum. Sonradan futboldan soğuyup basketbola yönelmeme neden olan yoksa bu çocuk muydu? Bence yüksek bir ihtimal. *Kendine iyi bak, selam söyle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gökhan Duranal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |