Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
Hiçbir şeklin herşeye takabül ettiği plastik dünyamda ne işin var. Seninde mi canın sıkılıyor. Rakı şişelerinden balık ayıklarken açlığın tınısını duyuyorum midemde. Kusarsam şaşırma üç ömür bişey yemesem de bir hayat biriktirdim sıska midemde sırf kusmak için Daha kimse neşter demeden böbreklerini döktüm ya da döküldüm. Denedim ve yanıldım. yanıldıkça denedim denedikçe yanıldım Kilise çanlarına kendini asan bir pederi anlatıyorum aslında. Artık rakı için satılan şairler yok, artık tanrının peşkeş çektiği cazip rahibeler var. ve hiç biri şiir yazamıyor Modaya ayak uyduramayan 40’ın, 40 satırla doğradığı parçalanmış hayatlar. Normal değil mi bu rüküşlüğümüz. çan taktığımız etek boylarımıza saklanan çocukluğumuz gibi yakalarımız bacak boylarımızla örtüşmüyor Zil sesini duydunuz işaretine inat, oynak bir tavan arasında fare besliyorum. Yanımda bir insanlık boyu çiçekler. Etraf kokuyor şimdi gideyim ben. çiçekler açtığında terk etmeli bu şehri çiçekler solduğunda evlatlık verdiğimiz duvarlar bize hesap soracak şimdi gitmeliyiz kimse ve biz üzülmeyeceğiz artık, toplayıp beyaz kefenimizi sevgiyle, zeus’un huzurunda kendi celladımızla evleneceğiz çünkü. yeter konuşma mı dedin. gitmeli miymiş. içtiğin sigaranın markasını sevseydim kalırdım. sürükleyici sayılmaz ama bir düşüm var çünkü hala. bir ata adayı olarak 40 kere tekrarladığım bir sevgiliyi ata sözü yapıcam örneğin. bundan 40 sene sonra 40 dudaklı bir kadının bağrından kopararak işte yalan böyle böyle evrimleşiyor. bir süre daha izle noktayı koyduğumda gülmeyi umut ederek. işte yalan böyle böyle evrimleşiyor. kodein olsun, kokain olsun, kafein olsun severdi böyle şeyleri. telveden uyku hapı yapar, sığdırabilirdi her fincana ayrım yapmadan ayırdığı gelmişini geçmişini... sonra üç el silah sesi çıkarıp faldan çok sevdiği babasını da vurabilirdi. sonra ufukta bir kısmet görünür, eline çok para geçer, cinsiyet değiştirirdi. yazının bu paragrafı ağda olurken azaldı. yanlışlıkla kesilen bıyıklar ya da istenmeden dökülen tüyler gibi. şiirimin de ayağı açıkta kaldı ve kısmet kapandı. aslında devam edebilirdim tüm olanlar tüm olabilmek için uğraşan tüm ozanlarla birlikte bir ingiliz sterlini olabilmek içinmiydi yani tüm evren diyen amerikan asıllı bir jönün karşısında kahkaha atarken hala kuruşun geçtiği topraklarda yaşadığımı unutmuş olmasaydım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülbahar Karakoç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |