Bu kitap çok gerekli bir açığı dolduruyor. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
herkesin anlatmak istediği anlatacak bir hikayesi vardır kimisi!! dev bir midye kabuğunun içinde muafaza eder arada bir karaya çıkartıp kapısını penceresini zorlar hava aldırır kimisi de!!! en sevdiği film karelerine sığdırarak apartman boşluğunda için için sızlatır kendisini yüzü solmaz uzun hikayelerin uyutulur gezdirilir günaşırı intihar lokmacıklarıyla üstüne ihanet edilir.. kırılmadan önce!! içimizden selam çakarak kaçan iklimlerin hikayesini de aynalar yansıtır.. sevgili hayat!! bütün kırılma noktalarımı tedavülden kaldırdım beklentilerime cevap ver küsme küreklerime zamanın fare kapanına kıstırdım kendimi sanki hiç derdim yokmuş gibi üç asırdır gelip giden bir atın tımarını yapmaktan yoruldu ellerim.. tamam anladım!!! mütamediyen bindim bir alamete köhlenmiş duygularımla vardım trajediye vur dedim de öldür demedim ki.. az önce penceremden gördüm kuyruk acısından çöp konteynerini tırmalayarak acısını öldürmeye çalışan melez kediyi anladım ki!! artık hesaplar açık veriyor defter kitap gitmiyor mahşere mesele uzun olunca elime aldığım her makas anında renk değiştirip paslanıyor bu gece kalbimi sıtma tuttu artık radikal kararlar almamım vaktidir derken emparyalizme başkaldıran bir devrimci olmaya karar verdim soyunuyordum ki tanrıya suç üstü yakalandım... aşk desem!! hangi limana sığınsa takvim yapraklarını sabıkalı bırakıyor kendime bile fazlayım bu günlerde dün gece ölümüme şahit olacaktı ki omuzumdaki melek deli bir kasırga sildi süpürdü ortalığı üstüme düşecek sandım bu şehir elinde tebeşirle geziyor işte beceriksiz azrail penceremden gördüm zamanın basamaklarını incitip avazı çıktığı kadar bir menekşe çiçeğine havlayan dişi köpeği kudurmuş akrep gözleriyle sokuyor gelmişini geçmişini bir hastalık bulgusuyla kaba yere göğe sığmaz hırsıyla göğüslerinden asitli süt damlıyordu bilmem hangi filozoftu düşmanlarını sev diyen bir küçük balkonda çember içine aldım iki fareyi üç asırdır çıkarıp toplayamıyorum çamur gölünde yüzen pisliklerini düşmanlarını sev diyor filozof ağzım küfür çöplüğü boşaltsam oturma organı olmayan omurgasız hayvanlar alkışlar beni yaz kardeşim hikayeni tutma içinde rüzgar tersine esmez zaman durmayı unutmaz dünya dönmeye mahküm yaprak sararıp solmak istemese de rüzgar umursamaz her şiir bir çam ağacı bütün hikayeler soluksuz yüzer okyanuslarda gürül gürül akıyor beynim anne gel sustur beni!! pencerelerim açık yazdıkça içim eriyor doğan güne karşı.. Sevdambeyaz Sevda Gencer....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SEVDA GENCER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |