..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > sefa tülek




2 Nisan 2015
Veli Sultan Abdülhamit Han  
sefa tülek
Osmanlının 34. Padişahıydı Sultan Abdulhamid Han. 33 yıl bu devleti mudafaa etti, kimseye bir karış toprak vermedi. Osmanlının düşmanları o gitmeyince bu devlettten bir karış toprak alamayız dediler. Devleti aliyye-i Osmaniye ismi 600 yıl boyunca yaşadı. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyenler kurdu Osmanlıyı..


:AGJC:
Osmanlının 34. Padişahıydı Sultan Abdulhamid Han. 33 yıl bu devleti mudafaa etti, kimseye bir karış toprak vermedi. Osmanlının düşmanları o gitmeyince bu devlettten bir karış toprak alamayız dediler. Devleti aliyye-i Osmaniye ismi 600 yıl boyunca yaşadı. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyenler kurdu Osmanlıyı..

1299 da Söğütte temelleri atıldı Osmanlının, 1391 de Konya, Üsküp, İstanbul, Edirneye ulaştı sınırlarımız. 1518 de Mısır 1529 da Cezayir alındı. 1571 de genişledi topraklarımız. Kanuni zamanında en geniş sınırlara ulaştı.

S. Abdulhamid annesini 11 yaşında yitirdi. Daha delikanlı olmadan babasını da kaybetti. Onun gençliğinde tahtta Sultan Abdulaziz vardı. Sultan Abdulaziz reform ve yenilik yanlısıydı. İlk defa Avrupya seyahat eden bu padişah günlerce Avrupa basınında konuşulmuş, yazılmıştı. Sultan Abdulazizde bir darbe ile tahtından indirildi. Cihan İmparatoru bilekleri kesilerek intihar süsü verilerek katledildi.

Arka planında bu cinayetin dış güçler vardır. Sultan Abdulaziz dış güçlerce ilerde yapacağı devrimleri engellemek için tahtından indirilmiştir. İçerdekiler maşa olarak kullanıldı asıl işi yürütenler dış güçlerdi. Sultan Abdulazizin yapacağı hizmetleri yeğeni Sultan Abdulhamid tamamladı.

Yerine Sultan Beşinci Murat geçti, 93 gün sonra aklını yitirdiği öne sürülerek tahtan indirildi. Sultan Beşinci Murad sanatçıydı, bir hastalığı olduğu malumdu ama. Bu darbeyi yapanlar onu istediği gibi kullanacaklarını düşündüler.

***

Sultan Abdulhamid Han en zor zamanda oturmuştu tahta. Beşinci Murat, Abdulhamid Han'ın ağabeyidir. Osmanlı aydınları Meşrutiyetin gelmesini istemişlerdir. Saray içinde her şehzade taht adayıdır. S. Abdulhamid gelir gelmez hemen bir Osmanlı-Rus harbi içinde bulmuştur kendisini. 12 milyon km. idi o zamanki sınırlarımız. Osmanlı Hakimiyetindeki milletler bağımsızlık istiyorlar bunu dışardan altı batılı devlet destekliyordu.

Genç Padişah bir yandan da içerdeki Jön Türklerle mücadele ediyordu. Meşrutiyet o günkü toplumda bir kurtuluş olarak görülüyordu. 1876 da Kanuni Esasi ilk anayasa ilan edildi. Meclis kurulur kurulmaz Avrupanın güdümüne girdi. Ayaklanan devletlere destek verildi. Abdulhamid bekle gör politikası izledi.

93 harbi çıktı. Osmanlı bir anda yalnızlaştı. Ulu Hakan Abdulhamid meclisi kapattı yoksa 600 yıllık Devlet-i Aliye elden gidecekti.. Padişahsız yönetime engel oldu Abdulhamid, dış güçlerin ülkeyi adım adım çöküşe götüreceğini sezmişti.

93 Harbinde Rus her taraftan Doğudan ve Batıdan saldırdı. Ruslar Plevneyi beş ay topla dövdü ama aşamadı. Sonunda Rumen ve Bulgardan yardım alan Ruslar Osman Paşayı yaraladı. Paşa öldü şayiası çıktı. 40 bin askerden sadece bir kaçı sağ dönebildi.

***

Rusların önünde engel yoktu. Bir kaç gün sonra Yeşilköye kadar geldiler. Ayestefenos Anlaşması imzalandı. Ardından Almanya da Berlin Konferansı toplandi. O günkü anlaşmanın sonunda Balkanlarda Türkler sürgün edildi, katledildi. 3. 5 milyon Türk İstanbula geldi. İttihat ve Terakki bu yenilgi üzerine bir umut oldu subaylar arasında..

Berlin Konferansında hasta adam Osmanlı masaya yatırılmıştır. Ruslar Ayestefonos da ki kazandıkları menfaatlerini istediler. Balkanlar Anadolunun kapısıydı, kaybedilmesi çok acı olmuştur. Camilerde namaz kılacak yer kalmıyordu İstanbul’da Balkan muhacirlerinden..

S. Abdulhamid yeni bir devlet modeli kuracaktı ve Yıldızda kalacaktı. Cuma namazı ve özel günler dışında dışarı çıkmıyor çok kitap okuyordu. Kitapları birisi okuyor o dinliyordu bazen de.. Farsçayı, Fransızca, Arapça yı biliyor, çok iyi okuyordu. İngilterenin planlarını çok iyi biliyordu.

1878 yer Çırağan Sarayı Abdulhamidi sevmeyen İngilizler 5. Muradı yeniden tahta geçirmek istediler. Ali Suavi 100 adamıyla Çırağandan kaçırmak için kayıkla saraya yaklaştı. Lonraya gçötürüp tahta geçirecekler dışarda hükümet kuracaklardı. Padişahın fedaisi Yedi Sekiz Hasan Paşa kargaşada gözüne kestirdiği Ali Suaviyi odunla başına vurarak öldürdü bir darbe önlenmiş oldu.

***

S. Abdulhamid biliyordu hep bir darbeye maruz kalacağını. Bu yüzden borç almıyor, borç ödüyordu. Üç daire oluşturuldu. Mali-Askeri-İç ve dış meseleleride Derviş Beye bıraktı. Bir nevi Başkanlık modeli yaptı..

Güvenebileceği insan çok azdı onlarla iyi bir ekip kurdu. Yeni bir devlet modeli inşaa etti. Daha önce padişahlar sadece kendisine gelen bilgilerle bilgilenirlerdi. Hafiye Teşkilatını kurduğu için onu sevmeyenler vehimli Sultan demişlerdir. Dizginleri bıraksa ihanete uğrayacaktı bunun farkındaydı..

Sultan devletlerden kime yakın politika izleyecekse onu Sadrazam olarak tayin ederdi. Sait Paşayı, Kamil Paşayı bu şekilde göreve getirmişti.

Hafiyelerini gönderdi ücretlerini kendi cebinden verdi, devlete karşı gelenleri adı gibi öğrendi. Abdulhamid İngiltere, Japonya, Çini, Hindistanı takip ediyor oralarda operasyonlar yaptırıyordu.

Jurnaller aslında gelen raporlardır, darbe yapıldığında bu belgeler İstanbul Ünüversitesinin bahçesinde İ. Terakkicilerce yakılmıştır. İhanetleri ortaya çıkmasın diye. Muhalefet tutarsızdı. Abdulhamidin tedbirli davranması onun vehimli sultan yakıştırmasına muhatap kılmıştır.

Basına sansür, gazeteleri yasakladı diye eleştirildi Sultan günümüzdeki gibi.. Onu gözden düşürecek karalamalar yapıldı. Batı basını finansı sağlıyordu. Padişah devletin bekasına yönelik yayınlara sansür getirmişti. Bu özgürlük değildi..

***

Sultan 76 yıllık ömrünü bu devlete hizmetle geçirdi. Hergün sabah namazıyla başlardı güne yatsı ile istirahate geçerdi. İyi bir marangozdu. Sarayda bir çok mobilyayı bizzat kendi eliyle yapmışlardı. Yıldızda Tiyatro yaptırdı. Dünyanın en güçlü diplomatlarındandı. Mısırı İngilizden yıllarca o dehasıyla korudu. 2. Wilhem adına köşk yaptırdı. Hiç bir büyük güce güvenmeyin özellikle İngiltereye derdi. En büyük düşmanımız İngilteredir derdi.

İngiltereye ben istediğimle anlaşma yaparım mesajı vermiştir Almanlara Hicaz Demiryolu projesini vererek.

İngilterenin sahip olduğu toprakların %80 i müslümandı o zamanda. İranlıların Kuranı değiştirmesine engel olmuş, eksik nushaları yaktırmıştır. Bu nedenle muhalifler onu eleştirmişlerdir.

Osmanlıya bağlı Arap Liderlerinin çocuklarını İstanbul Kabataştaki okulda okutarak bunu önledi. Ruslar Balkanları ayaklandırıyordu. Sultan askeri ve mesleki liseler açtı bu oyunu bozmak için ama kaderin cilvesi bu okullardan okuyanlarca ilerlemenin önünde engel görülerek tahtan indirilmesinde baş rolü oynadı bu çocuklar Avrupada tahsil görerek hem de devlet imkanı kullanarak..

***

33 yıl süren sürede Osmanlının borç yükünü azaltmak için uğraştı Sultan. Osmanlı ekonomik olarak iflas ettikten bir yıl sonra tahta geldi ve borçları ödemek için çalıştı çabaladı..

125 milyon liraya geriletti borçları, yarıyarıya azalttı. Duyunu Umumiye teşkilatını kurarak borçlarımızı kontrol altına aldırdı.

Sultanın keskin zekası devreye girdi. Kendi mal varlığını gelirini onun dışında tuttu. Kendi kazancıyla yatırm yapıyordu. Şişli Etfal, Gar binaları, Hicaz Demiryolu, okullar o para ile yapıldı... Ulaşımda Osmanlı ciddi atılımlar yaptı..

***

Yıl 1905 ülkede huzur var, fabrikalar çalışıyor barajlar yapılıyor. Abdulhamid Hanın Boğaz Köprüsü projesi, Tüp Geçit Projesi. Huzur bombalanmalıydı.. Tahttan indirilmese birkaç ay sonra ilk Boğaz Köprüsünün temeli atılacaktı.

Osmanlıya en büyük ihaneti aydınlarımız yapmışlardır.

Bir cuma günüydü Sultan Yıldızdaki Hamidiye camisine gitti. Bir Ermeni teröristle 120 kiloluk saatli bombayı bombayı patlatacaklardı. Hedef Sultandı öldürülecekti. O görünür görünmez saatli bomba çalıştırıldı.

Sultan şans eseri Şeyhulislamın ona bir soru soracağı tutmuştu bir kaç saniye ile Sultan ölümden döndü. 26 kişi can verdi. Sultan bizzat kendi kullanarak arabayla saraya döndü. Şair müsveddesi Tevfik Fikret o Ermeniye şanlı avcı dedi, Sultanımıza neden ölmedin dedi alçakca. Bir lahza-i taahhür şiirinde. Sultan Ermeni teröristi affetti, cebine para koyarak Avrupa’ya gönderdi. Onu kullanarak Ermenilerin gizli oyunlarından haberdar oluyordu.

Bir grup terörist Osmanlı Bankasını bastı, yüzlerce Ermeni can verdi. Batıda Sultana Kızıl Sultan lakabı o sırada takıldı.

***

Teodor Herzl, in tek isteği vardı. Kudusü almak İsraili kurmak. Sık sık İstanbula gelirdi. Cüretini aşarak Sultandan toprak istedi vermedi. Bir karış toprağı vermem o Türk milletinindir dedi. Yahudiler parasını saklasınlar ben ölünce ancak alabilirler dedi.

23 temmuz 1908 günü gelip çattığında Osmalıdaki yabancı okulları mezun vermeye başlamıştı. Bu gençler Fransızcada genç-Jön demek-meşrutiyeti yeniden istediler. Sultana kızı -Baba niçin kabul ettin dediğinde-Kızım millet bugün cahil değildir. Açılan okullardan bir çok genç okumuştur. İnşallah meşrutiyet idaresini yürütmek kararındayım dedi.

Batı gazeteleri hasta adam ölüm döşeğinde diye karikatürler yapıyordu.

Abdulhamide sen meşrutiyeti ilan edeceksin dediler. Herkes bir devletin

adamıydı. Abdulhamid kendi meclisinin ihanetine uğrayacaktı. Abdlhamid tahtta bulunduğu müddetce Osmanlı ayakta kalır diyordu İngilizler...

Sultan Abdulhamidi yıkalım ondan sonra bakarız dedi bu gençler Jön Türkler...

31 Mart Darbesinin fitili Kıbrıslı Derviş Vahdeti tarafından ateşlendi. Şehzadelerden biri de orada yazı yazıyordu. Yazılarıyla halkı sokağa dökmeyi başardılar. Onu İngilizlerin desteklediği bugün ortaya çıkmıştır. Mason locaları-Namık Kemal-Mehmet Akif-Saidi Nursi o günlerin etkili isimleriydi. Abdulhamidi şiddetle eleştiriyorlardı.

Fatih Camiin duvarlarında 31 martta atılan kurşunların izleri hala durmaktadır. El altından İngilizler kışkırtarak Selanikten Hareket Ordusuna Enver Paşa komuta ediyordu. Biz Turan yapmak istedik viran olduk, Sultanı anlayamadık bu çok acıdır dedi anılarında.

Hareket Ordusu İstanbulda ilk önce Taksimde Gezi Parkına konuşlandı bu çapulcular sağa sola dağılıp gördükleri sarıklı hocaları katletmeye ve yağmaya başladılar. Mahmut Şevket Paşa komutandı orada askerlere bir konuşma yaptı orada. Bugün o konuşma kayıtlardadır. Kulaklarımla bende dinledim o konuşmayı. (Hidayet Doğan). Teybe almışlar ilk defa dinledim sesi gür çıkan bir paşamız.. Kalabalık bir kaç saat sonra sarayın kapısına dayandı.

Onlar beni istiyorlar diyerek askerlerin karşı koyma fikrine karşı çıktı. Gerilimli günler başladı, saray çalışanları kaçtılar. Padişah ve ailesi sarayda kaldılar sadece, aç bırakıldılar. Bir hafta bir şey yiyemediler. Saray muhafızı Cevat Bey ne bulurlarsa yesinler kimse yok ekmek getireyim suya bandırıp yesinler dedi.

Üçü gayri müslüm dört kişi saraya gelip hal kağıdını yüzüne okudular. Ermeni, yahudi ve Arnavuttan oluşan bir heyet, yahudi Emanuel Karosso kağıdı okuyunca Sultan -Sana mı kaldı bunu bana tebliğ etmek dedi.

Abdulhamidin tahttan indirilmesini bütün Batılı devletler istiyorlardı. Ondan sonra bizi yok yere Cihan Harbine soktular.. Bugün yazılan tarih gerçek değildir. Hedefsiz insan hiç bir gayesine muvaffak olamaz.

***

Sultan Selaniğe bir trene bindirilerek gönderilir Alatini Köşkünde daimi sürgüne..
Onun yerine Sultan Reşat Efendi getirilir. Hürriyetin ilk padişahının zamanında beş devlet bizim hakimiyetimizden çıkmıştır. Tahttan indirilmeseydi Talat Paşa, Cemal Paşa, Enver Paşa olmazdı. Talat PaşaPosta Müdürü bile olamazdı. Birinci Dünya savaşı çıkmış bu paşalar benim haberim yok diyorlardı. Osmanlı Harbe girmeseydi on yıl sonra süper güç olurdu.

Sultana gazete bile vermezler aylar günler sonra gelişmelerden haberdar olur üzülür. Sıkıntılı günler geçirirler. Balkan Savaşlarını kaybetiğimiz söylenince ne yapmış bunlar der, Yıllarca Sultan iki kiliseyi birbiriyle kavga eder halde tutmuş, İttihat Terakkinin beceriksiz yönetiminde bu kiliseler bir araya gelip güçlerini birleştirmişlerdir..

Birgün İstanbuldan bir grup Selaniğe geldi Sultana-Acilen gitmemiz lazım Selanik düşmek üzere dediklerinde-Bunu nasıl becerebildiler diyerek gözlerinden birkaç damla gözyaşı döktü.

Kırk sene sonra İsrail Devleti kuruldu. Demek ki projede buda vardı. Senelerce Kızıl Sultan olarak lanse edildi. İkinci Abdulhamid son imparatordur.

Osmanlı bir tesbihe benzer Sultan, halife sıfatıyla imamedir. Taneleri Osmanlı ülkeleridir. İmame gitsin dağılsın, böl parçala yok et politikası ile Osmanlı yıkıldı.

S. Abdulhamid Beylerbeyi Sarayında yaşadı 1918 e kadar.

Son günlerinde şöyle dua ediyordu:

Hakkımı helal etmiyorum bu millete bunu reva görenlere. Milletimi ateşe atanlara hakkımı helal etmem, bana kızıl sultan adını takan Ermenileri beni devirenlere parçalatıyorsun. Bunları da görelim kime parçalatacaksın. Bu millete acı, merhamet et, bu milleti kurtar Allahım. Ömrümde tek vakit farz namazı geçirmedim ama kabul olmuş tek bir namazım da yok biliyorum.

Duamı bir kere hürmetine kabul et. Milletim milletim diyen bu acizin duasını kabul et. Bu millete gerçek kurtarıcılar nasip eyle. Vadem ne gün dolacak Allahım diye dua ettiler Sultanım son günlerinde...

İstabulda kalabalık bir topluluk tarafından Fatih Camiinde namazı kılınarak gözyaşları içinde Çağaloğludaki 2. Mahmud Türbesine defnedildi Sultanımız.. Her İstanbul ziyaretimde varıp dualar okurum Sultanımıza..

Saatlece kalırım gelp gidenlere nazar ederim, gelip ziyaret eden hiç eksik olmaz.

İlerde Türk evladı Sultan Abdulhamid'i de Sultan Vahidettin'i de daha çok seveceklerdir. Sultan Abdulhamidin ve S. Vahidettinin adı her yere verilecektir. Ayasofya açılacak içerisi müminlerle dolacaktır. İnşallah o günleri ben de göreyim diye hergün Rabbime iltica ediyorum. Sultan Vahidettin Hanın mezarı İstanbula getirilip dedelerinin yanında anıt mezara defnedilecektir. O günleri sanki görüyor gibiyim. Bundan sonra ne olursa müslümanların lehine olacaktır. İslami hizmetler bunun dört beş katı her geçen gün artarak devam edecektir. Bu vatan bölünmeyecek aksine her tarafta müslümanlar güçlenecektir.

Allahım Sultanlarımıza rahmet eylesin, mekanları cennet olsun..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tülek Destaanı
Tülek Destaanı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Türkleriz Biz - 1 [Şiir]
Hasretin [Şiir]
Üşüme [Şiir]
Kesilen Aşk [Şiir]
Şahit Ol Ya Rab [Şiir]
Aşk Doyumsuzluğu [Şiir]
Sen Beni Hiç Sevmedin mi Ya Rab [Şiir]
Keskin Yollar [Şiir]
Hayalevi [Şiir]
Neden Geç Geldin? [Şiir]


sefa tülek kimdir?

Sadece yazıyorum yazmak demek aşkım demek inat demek güneşin ateşiyle yanıp okyanusun suyuyla dönmek demek çok seçkin bir değilim aşk tutuyor bütün malım Zamanla kavga eden inatçı bir varlığım

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Cahit zarifoğlu,Erdem bayazıt,Fuzuli,nuh keniş


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © sefa tülek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.