..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Naki Aydoğan




11 Nisan 2016
İki Sansar  
Naki Aydoğan
Bu hikâyede iki sansar olarak kişisel simsarlığımızın ayırdına varmaktır. Benim simsarlığım her şeyi bilmeye yönelik her şeyimi kaybetmek pahasına.


:AGAG:
Beni aklına yazıyordu. Bunu hissedebiliyordum. Beni görebildiğini. Kendine vahiy geliyordu bir nevi. İnternette okuduğu sitelerde, haber ve genel kültür konularında. Ruhunu bir halının pörçüğünü kaldırır gibi ki tebessümünden vıcıklıyordu. İçi vıcık vıcık dolaşırdı gıcıktı. Gıcık ederdi beni kendine. Çünkü ortak noktamız, ikimizin de eşya gözlerine olan ilgimizdi. Bende karıştırmayı severdim insanların ruhlarını tıkıştırdığı masa düzenindeki kalemliklerine ve bir topluluk oluşumuzu çalışma ortamızdaki dolaplara sinen davranışlarımızı. Kendime de gıcıktım sevmezdim bu halimi ve yıllar yılı mücadelemdi bu huyumu bilimselliğine vardırmak. Ayağımı geri çektim elimi bağladım aklımla ve gerisini aklıma bıraktım. Artık aklım karıştırıyordu düşüncemde tasavvur ettiğim kadarıyla. Neler, neler öğrenmedim ki her çeşit tozu ve her tür mahlûkatı. Mesela iş yerimizin üç katlı iki ara kat asmalı deposunda sansar yaşıyordu. Daha sonra bu sansar iki oldu, ben ve o. Karanlıkta gözlerimiz parlıyordu aydınlıkta ruhumuz kara rengimizde beliriyordu. Kavga edişimizi ilk gören oydu, sansarlar üzerinden. Gülmesi de gıcıktı, benim gülmem hepten bozuktu. Bizi iki sansar dalaşımızı ilk gördüğünde tesadüf bu ya o an bende beş on metre karşıdan ona bakıyordum. Yakından bakmazdım belli bir mesafeden bakardım, kendimle didişmekten çekinirdim. Bak bak dedi. İki sansar ne yapıyorsa cıyak, cıyak bağrışıyor, bir birlerine ters ters bakıp. Şaşırdım, hem de merak ettim yanına gittim. İlk defa insani insani yanına yaklaştım, o kadar samimi ve içtenlikle iç içe bir depomuzda sansarları görme sevincinde. Aslında simsarlığımızı bilme ediminde. İkimizde simsar ruhluyduk. Ne yaşıyor ne kazanıyorsak iki mislini o, bense hepsini kendime hayal ediyordum. Ben her şeyi bilmek istiyor o azıcık, azıcık kendine ayrı ayırmak istiyordu. Çünkü korkuyordu açık vermekten. Telafi etmek istiyordu açık verdiği zaman dişinden tırnağından toparladığıyla. Damlaya damlaya göl olur, atasözünden çıkarımıyla kendine birkaç daire edinmiş. Buraya, yanımıza, şehrimize tayin olmadan önceki yanında, yanlarında, şehrinde kirayla oturduğu apartmanın kömürlüğünde bulup bulundurduğu hurdaları sataraktan, bana öyle söyledi, bilmiyorum. Bir insan nasıl birikim yapar ve de zengin olur. Her göze akıl ilişir gövde girerse az çok yolunu bulur. Bir ağaç gibi meyvesini alır, boşluğunda dalı ve budağıyla doldurduğu gözeneklerde çiçeklenip meyvesine durmasıyla. O’nun durumu iyidir şimdi. Benim durumum ise onun durumuna göre çok kötü, icralık bir adamım. İdamlık. Yani intiharlık, kendini icraya düşüren adamın hükmünü vermiştir toplum, devlet karışmaz bekler. İntihar edecek kişinin kendi cellatlığını. Ya da yalvarıp yakarıp müebbet rıza gösterilmesini. Her ne ise bu benim özel meselem özel kalemliği de bizzat kendime aittir. Bu hikâyenin konusu değildir. Bu hikâyede iki sansar olarak kişisel simsarlığımızın ayırdına varmaktır. Benim simsarlığım her şeyi bilmeye yönelik her şeyimi kaybetmek pahasına. İşte ben bu yüzden bu adama gıcığım, bu durumlarımıza rağmen benden çok her şeyden şikâyetçi olup benden çok dırdır etmesi. Çünkü ben hala başarısız bir yazarım. Ve de başarısız bir hayatımla. Gerçekte ben böylemi düşünüyorum. Hayır, yoksa idam etmiş olurdum kendi kendimin celladı olarak intihar etmiş olurdum. Bir yazarın en iyi kahramanı kendi karakteridir. Kendini kendi yazım ediminde yazarlığını pazarlayabilmesidir.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
O Kız ve O Kadın
Nebi Leyim
Hayret
Abidin Bahane

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hare Kiri [Şiir]
Oyun Oynuyor Çocuklar [Şiir]
Sayısal Güç [Şiir]
Özledim [Şiir]
Soylu Yasa [Şiir]
Ölmüşümdür [Şiir]
Son Nota [Şiir]
Soylu Yasa [Şiir]
Doğa Ne Yapsın [Şiir]
Karşı Karşıya [Şiir]


Naki Aydoğan kimdir?

Yazarlık başlangıcım kendimi en doğru şekilde ifade ederek işimde ve sosyal hayatımda karşılaştığım sorunları doğru teşhis koyarak bu sorunları gidererek genel olarak ilerleme sağlamaya yöneliktir. İlk kaleme aldığım yazı, işimle ilgili sorunlarda amirime yazdığım rapordu. Daha sonraları eş dost toplantılarda kendimi bir şiir, türkü ve ya fıkra gibi anlatılarla ifade edemeyişime yönelik kendimi sorgulayıcı yazma denemelerim olmuştur. Bu denemelerimin ışığında düşüncemin bilimselliğini tespit edip geliştirmeye yönelik şiir, serbest ölçüde şiir yazmakla sürmüştür.

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilendiğim yazarlar Cumhuriyet Gazetseinin yazarlarından İlhan Selçuk, Ali Sirmen Oktay Akbal vb.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Naki Aydoğan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.