..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > Mustafa ATİŞ




4 Mayıs 2018
Güle Ağıt  
Mustafa ATİŞ

:ABJB:
Bir Gülüverdim sana
Bir gün hatırla diye…


-1-

Bu ağıt, seni benden aldığın gün yazıldı
Gül/mezar umudumu çaldığın gün kazıldı
“Es-salah” okunurken ihtilal yüreğime
Gözlerini gömdüler benim göz/bebeğime

Kelimelerde matem, hicran kokar şiirler
Sen giderken ardından öksüz kalan şairler
Duanın rüzgârlara karıştığı sesinden
Toprağa kan damladı güllerin sinesinden
Işıkların kalbinde gül/endamın kanadı
Güneş dahi batarken adını sayıkladı
Düşlerindeki encam yanık kalıp bağrında
Nazlı güller üşüdü virane dağlarında
Gülşenler gülüyordu düğün arifesinden
Sana kefen biçtiler gelin elbisesinden
Kapında ağlıyorken yaralı dilenciler
Seninle kabre girdi en son serüvenciler
……………………………………….

Ve hatıralar şimdi hüzünbaz yakarışlar
Gülün doğduğu yerde toprak ölmeğe başlar
Nedametle büyüyen hazan kokulu dağlar
Nevbaharın vurulur zaman ağlar/ an ağlar
Vaveylalar nedir ki, deprem olur sevdalar
Her dem vuslatı arar her yöne haber salar
Sesini duyan var mı? Nefesini soluyan
Rengin Ay’a benziyor uyan nazenim uyan! .
Şeydan kapına geldi bir bakışına hasret
Yaşın vedadan küçük/ küçücük tebessüm et
Bırakma ellerimi avuçlarım üşüyor
Ellere iklim-i yâr, bana da kar düşüyor
Feveran duygularım hançeremde feryadım
Leyl-ü Nehar’da melal gülistanında yâdım
Güllerinden vazgeçtim küllerine muhtacım
Devran dönsün kâbustan dua olsun ilacım
Maveradan bir tılsım uyandırsın da bizi
Şulenin efsunuyla yaksın meşalemizi

Gidiyorum gülizar mestane bedenimle
Mahzun intizarımla senden kalan ben/imle
Didarını resmettim hayalime bergüzar
Sensiz tarumar âlem sensiz yetim şehr-i yâr
Hangi yola girdiysem sonunda keder ve gam
Hangi şarkıyı duysam melodisinde hüzzam
Gidiyorum Ay yüzlüm mehtabını görmeden
Sırlarıma aşikâr güneşe görünmeden
İçimde malihülya meçhule gidiyorum
Gülzardan kaçıyorken hep Gül’e gidiyorum
Gidiyorum ufkumda ne İrem var ne ruşen
Sana meftun bir aşktan bin heyelandı düşen
Çırpındım çıkmak için derun dehlizlerinden
Kaç Mecnuna yol açtım Leyla’nın izlerinden
Çöle nigârın düştü benim vecdime hüzün
Muzdarip artık gece/ meczup artık gündüzün

Kaçmak çare mi gülçe? İçimde gülberk varken
Gurbet diye gittiğim her yerde sen yaşarken
Canı alınca canan ruhum kalmaz mı bican
Berzaha dek sürer mi bu efgan bu helecan
Bin katre gözyaşıyla yeşerir mi beyaban
Lahitini gözler mi her gece mah-ı taban
Öter mi terennümle seher vakti bülbüller
Bad-ı sabahla doğup açar mı yine güller
Misk-u amber kokusu dolar mı aşiyan/a
Güldestenin ecesi sen misin gül-i rana
Eriyorum nârınla her gece yelda bana
Hicretim yok yarına esirim anla/sana
Münzevi dilenciyim uzlete sırdaş oldum
Her gün ölümü çizen fırçaya nakkaş oldum
Aşkım pervane oldu çerağınla yak beni
Ya al beni yanına ya azat bırak beni

Son sözlerim rayiham kanayan şiirim/de
Bir ceylanı vurdular, ceylan benim içimde
Yutkunurum sesime yağmış gibi yağmurlar
Gül/kokunu özledim bana yetmez buhurlar
Gonca olsan korkarım kıskanır seni dağlar
Güneşe bakma sakın! . Gölgeni de vururlar
Bana gelince gülüm her ayrılık bir ölüm
Anılar yağmur olsun susuz kalmasın gölüm
Berzahı bekleyerek duada kalsın eller
Senin yasını tutsun sensiz kalan gönüller


-2-

Sevgin gibi kocaman ellerinle göm beni
Hüzzama sarıl da git hicranın yollarından
Bir hayal âleminde gönder artık bu/seni
Gözlerin dumanlansın veda bulutlarından
Kocaman ellerinle sevgin gibi göm beni

Tebessümünde donar/ağlayan gözlerin de
Sen gül/Düğün sabahı martılar götürürken
Zamanı akkor gibi kavuran sözlerin de
Umudun musalladan mezarına yürürken
Ağlayan gözlerinde tebessümün de donar

Ateşler mi kanattı dallarını Mimoza?
Güllerin savrulurken gönül kuytularına
Güneşi esir ettim bulutlarına Roza
Yangınlar mı kül olup serildi yollarına
Mimoza, ateşler mi kanadı dallarına

Hangi aşk sarar seni örtüsüyle sevdanın
Hangi kalp benim kadar üşür yalnızlığına
Karanlığı öldürsem sana varmasın diye
Geceler üryan olur dokunur çığlığına
Örtüsüyle hangi aşk sarar sevdamı benim

Sana “Gül” dedim diye hazanı unuttun mu?
Renklerin, kokuların toprakla solduğunu
Hicranla alevlenen gönlünü avuttun mu?
Kelebek danslarının kısacık olduğunu
Hazanı unuttun mu?.. Sana “gül! ..” dedim diye

Yanarken yaraların ateşi kül ettin mi?
Gül ettin mi çölleri umuda su dökerek
Mutluluk dağlarından güneşi kaybettin mi?
Sevdasına kaç defa siper alır bir yürek
Küle ateş ettin mi? .. Kanarken yaraların

Sen iremi seversin bende seni nazenin
Delişmen sevdaların hatırına muzdarip
Münzevi gülzadeyim içimde güliz senin
Yaralı baht-ı sinem gülistanında garip
Ben hep seni severim sen iremi nazenin

Senin elinden olsun sensiz diyarda sonum
İstemem bir gül dahi bırakma mezarıma
Adım unutulursa karanfiller de solsun
Güneşler de doğmasın artık gülizarıma
Sonum sensiz diyarda senin elinden olsun

Şiirler de kanasın/ titresin kalem kâğıt
Şairler de vurulsun gönüllerin yasında
Sevdaya ateş düşsün ayrılıklara ağıt
Bülbülleri de yaksın güllerin dünyasında
Şiirler de titre/Sin kanasın kalem kâğıt

Bakma muhacir gibi gelip kayboluşuma
Menzilin aşiyanım gurbetimse sıladır
Ölüm vuslattır elbet tekrar varoluşuma
Derunumdaki ebed bu âlemden evladır
Gelip kayboluşuma muhacir gibi bakma!.

Ya öldür sevdaları, ya bu hasreti güldür
Maziye gömüleyim sedasız ve sela'sız
Toprak olsa da vuslat benim düşümde Gül'dür
Hangi İrem kolaydır sabırsız ve cefasız
Ya öldür hasretleri, ya bu sevdayı güldür

Bilmediğim korku mu yoksa sevgin mi sarar
Sırra kadem bırakıp uçurumlarda beni
Denizin Ebrarıyla büyüyen umut kadar
Bir serüvenci taşır avuçlarında seni
Bilmediğin sevgi mi yoksa korkun mu sarar

Nerde kağıt nerde gül nerde kurumayan çam
Aşkımı Ziraatte yeşerten bahar nerde?
Bir çikolata kadar aziz tatlı hatıram
Şimdi zakkumlar bitmiş umut ektiğim yerde
Nerde kağıt nerde Gül!.. nerde kurumayan çam

Bitmeyecek bu şiir hep seni anlatacak
Demir olsa duygular yangınların/da erir
Ağıtlar yükselecek kelimeler batacak
Şair son nefesini dudaklarında verir
Bu şiir bitmeyecek hem seni ağlatacak

Şair resim çizecek ufkuna duyguların
Fırçası kanayacak güllerin umuduna
Mürekkebinde derin sızısı anıların
Gökkuşağı tadında çizgilerin yurduna
Resim Şair çizecek duyguların ufkuna

Kocaman ellerinle sevgin gibi göm beni
Gözlerin dumanlansın veda bulutlarından
Bir hayal âleminde gönder artık bu/seni
Hüzzama sarıl da git hicranın yollarından
Sevgin gibi kocaman ellerinle göm beni

-3-

Gülzarlara kar düştü, yâr düştü yüreğime
Üşüyor karanfiller güllerin kaderine
Lâl olup kelimeler saplanırken bağrıma
Ellerin kanayacak gönül yaralarıma

Gidiyorsun, ardında virane duygularla
Üzgün umutlarımla, hâzin hatıralarla
Lalezardan kaçarken çöllere gidiyorsun
Eşkiyasız dağlara, ellere gidiyorsun

Pınarları kuruttum güneşini ararken
Resmine aşkı çizdim yaralarım kanarken
Esrarına dokunsam parmaklarım yanacak
Nazlı güller açacak, her an seni anacak
Sesime yağmur yağıp susacak vaveylalar
En son Mecnun ölecek, ağlayacak Leyla’lar
Sen yağmur olacaksın yaşayacak deryalar







.Eleştiriler & Yorumlar

:: kopuk
Gönderen: Bay Nida / , Türkiye
5 Mayıs 2018
meramını anlatmışsın aslında lakin çok coşmuşsun çok, kızmaca yok :)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Deniz Yıldızı
Gül Endam - 2
Nazlı Gülüm - 9
Hüzün Çiçekleri
Nazlı Gülüm - 10
Bu Gece
Olur Mu?
Bebeğim
Pamus - 3
Güllere Silah Çektim

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Demokrasi Destanı
Marjinal Aşk
Deniz Benizli Seda
Yıldızlar
Gülzâr
Süreyya Tepelerinle - İstanbul
Nur Sena
Yıldızlar Üşürken
Sen Ağla Yüreğim
Ayrılık


Mustafa ATİŞ kimdir?

10 Kasım 1972 tarihinde Rize'nin Çayeli ilçesinde doğdu. İlk, Orta ve Lise tahsilini burada tamamladı. Uludağ Üniversitesi İ. İ. B. F. İktisat Bölümü'nü bitirdi(1996) . Üniversite yıllarında bir kaç arkadaşıyla Uludağ Öğrenci Yurdu Şiir Grubu'nu kurup 4 sene boyunca Şiir Dinletileri düzenlediler. Kültür-Edebiyat-Sanat dergisi olan 'Ahenk Dergisi'nde iki yıl görev yaptı. Üniversite yıllarından sonra İstanbul,Rize ve Rusya (Moskova&St. Petersburg) 'ta muhasebe birimlerinde çeşitli kademelerde görev yaptı. 2002 yılında SM Mali Müşavirlik ruhsatını almış olup, İstanbul Beyoğlu'nda açmış olduğu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Bürosu'nda faaliyetlerini devam ettirmektedir. Aynı zamanda; Rize-Çayeli-Esendağ Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığı'nı ve Beyoğlu Büyükçarşı Yönetimi Denetim Kurulu Başkanlığı'nı yürütmekte olan şairimiz; evli olup Ahmet Asım ve Yusuf Emir isminde iki çocuğu vardır. Lise yıllarından itibaren şiir yazmaya başlayan şairimizin şiirleri bir çok dergi, e-dergi, gazete ve internet sitelerinde yayımlandı. 'Şairler. net' in 2005 Yılı En Güzel Şiirleri Antolojisi' nde 'Nazlı Gülüm' şiiriyle yer aldı. 'Antoloji. com & Ümraniye Belediyesi' nin beraberce düzenlediği '2006 Yılı İstanbul Konulu Şiir Yarışması' nda 'Süreyya Tepelerinle-İstanbul' isimli şiiriyle 'Mansiyon' ödülüne layık görüldü ve bu şiiriyle 'İstanbul Şehrengizi' isimli şiir kitabında yer aldı. Çayeli Dernekler Federasyonu'nun hazırlamış olduğu 'Çayeli Sevdalıları' isimli şiir kitabında iki şiiriyle yer aldı (Mart-2008) . Ümraniye Belediyesinin 2009 yılında düzenlediği 'Serbest' konulu 5. Geleneksel Şiir Yarışmasında 'Gül Endam-2' isimli şiiriyle 'Mansiyon' ödülüne layık görüldü ve bu şiiriyle 'Kuklacı' isimli şiir kitabında yer aldı.

Etkilendiği Yazarlar:
Nurullah Genç, Sezai Karakoç, Necip Fazıl KISAKÜREK,Ümit Yaşar OĞUZCAN, Atilla İLHAN


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa ATİŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.