Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Dışarıya bak, hâlâ gülebilen insanlar var. Neye gülüyor bu insanlar. Bak şu kadına, gözlerine bak! Neden herkes gibi ten rengi değil de, mor bu kadının sağ gözü. Farklı göründüğü için mi gülüyor. Hayır bu değil sorunun yanıtı. Çünkü onun tutunabileceği bir şey gülmek. Unutmasını sağlıyor ve bundan haz alıyor. Bak, baksana mimiklerine sanki gençleşmiş gibi. Kırkıncı yaşının bütün ağırlığı sanki uçup gitti. Halbuki, iletebilse çok farklı olurdu ruh hali. İçin için gülerdi o zaman. Bir askı olmaktan çıkardı yüzü ve her güne, her saate, her davranışa, her söze göre bir maske takmak zorunda kalmazdı. Eğer iletebilseydi, kırk yaşında olurdu şimdi. Otuzlarında görünen menopozlu bir kadın olmaktan daha iyi böylesi, daha güzel. Kocasına gelelim. Onun eşine vurmasının nedeni de yine "iletemiyoruz" da gizli. Adam, kadına, beklentilerini iletememenin ezikliği altında. Hayvanlar çiftleşmek istediklerinde, acıktıklarında ya da başka ihtiyaçlarını anlatmak için çeşitli yollara başvurur. Örneğin bir erkek güvercin, çiftleşmek istediği dişi güvercinin etrafında kabararak dönmeye başlar. Açıkçası dans eder, kendini beğendirmeye çalışır. Dişinin dikkatini çekene kadar da vazgeçmez. Fakat kendisinden daha heybetli bir güvercin rakibi olursa, dövüşerek ya da dövüşmeyerek dansına son verir. Söylemek istediklerini anlatmak için, iletmek için, hareket eder. İlk insanlar da ortaya çıktıklarında, bir dil geliştiremediklerinden, ihtiyaçlarını anlatmak için çeşitli hareketler ve işaretler kullandılar. Ama zamanla konuşabildiklerinin, düşünebildiklerinin ve en son olarak da yazabildiklerinin farkına vardılar. Bu kadının kocası ise, bu ayrımı yapamıyor. Gelişmiş bir varlık olduğundan bihaber. İletemiyor. İletilerini, yumruklarıyla anlatabileceğini düşünüyor. Kadının gözündeki morluğun bir ileti olduğunu söyleyebilirim sana. Kadın, belki de her gün, aynı iletiyi almaktan ve bu iletiye karşılık oluşturduğu kendi iletisini, feed-back'ini, gönderememenin acizliği içinde gülüyor; çünkü iletemiyor. "İletemiyoruz" hepsi bu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Sercan Tezcanoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |