Derin bir soluk aldý. Ama sigarasýndan. Parmaklarýnýn arasýndaki "þey" in nasýl olup ta bu kadar "sýrdaþ" olabildiðine þaþýrdý. Yalnýzmýydý, belki de deðildi. Kime yalnýz denildiðini hep merak etmiþti. Baþýný kaldýrdý. Gözlerini de...Görmek istediði þey yoktu orada. Orasýmý? Onu da bilmiyordu. Ýndirdi gözlerini, kafasý yukarýdaydý ama. Kafasý baþka yerdeydi zaten. Ama nerdeydi? Bilemezdi zaten. -Zaten, dedi kendi kendine, - zaten hiç sevmemiþtim onu, sevseydim, dedi... - verseydim yüreðimdeki kadarýný, býrakmazdý beni. Ýnsan nankör deðildir diye düþündü. Bir soluk daha aldý, kýsa bir soluk.
Ya da almadý, parmaklarýnýn arasýnda bir sýcaklýk hissetti. Nankördü sigarasý beklememiþti onu. Keþke yüreðimde parmaklarým gibi acýsaydý, bilseydim, yarýn geçer diyebilseydim. Ayaða kalktý, veya oturdu. Yerini deðiþtirdi. Bir duvar halýsýnda, bir motif olduðunu düþledi. Düþünmesinde düþündürsündü artýk. Uzakta bir yere baktý. Bir sigara daha çýkardý cebinden, yaktý...