Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen |
|
||||||||||
|
Biliyor musun, patatesleri senin kadar hızlı soyamıyorum hala... ve senin gibi kızartamıyorum... ve tadı yok onları sensiz yemenin... sensiz hiç birşeyin tadı yok, herşey soyut, herşey buz. yaşıyor muyum, ölü müyüm farketmiyor. gündüzüm karışmış kara gecelere, uykulara düşman gözlerim, aklımda yine kara gözlerin... elime bir kalem geçti mi, neresi olduğu önemsiz, duvarlara, gazete köşesine, ellerime adını yazıyorum. seni umarsızca, ölümüne yüreğime yazıyorum... saat gecenin beşi, yataktayım, bu yatak, bu oda, bu ten sen kokuyor, çalan şarkılar, yazdıklarım sen... akşamüstü gökyüzünün muhteşem kızıllığındaydın, şimdiyse dolunayın ışığında parıldıyorsun. birazdan, yaklaşık bir saat sonra doğacaksın, ezan sesleri yükselecek minarelerden, ürpereceksin... aklına geleceğim, sevgimin sıcağı yüreğine dolacak, ağlayacaksın... biliyorsun, istemem ağlamanı... ben ki, bir damla yaşına dünyayı yakardım, şimdi gözlerinin buğusuna yaparım... ne isterdim bilir misin? hani masallarda olur ya, bir peri ya da cin çıkar, "dile benden ne dilersen!" der, seni dilerim hiç düşünmeden... her duamda Allah'tan dilediğim seni... tam bir sene oldu seni görmeyeli, hala aklımdasın... ne kadar inkar etsem de canımdasın, seni özlüyorum... o hüzün dolu gözlerine bakabilmeyi, yumuşacık, bembeyaz ellerini tutabilmeyi, dalga dalga saçlarınla oynayabilmeyi, titreyen dudaklarına minik bir buse kondurmayı, sana sımsıkı sarılmayı ve teninin mis kokusunu içime çekebilmeyi özlüyorum... buranın dumanlı gecelerinin tadı yok sensiz... o seninle yürümeyi sevdiğim yağmurların tadı yok... artık yağmur benim için anlamsız, sadece gökten düşen damlalar. oysa sen yanımdayken, seninle ıslanırken hepsinin bir adı vardı... biri sevgiydi, biri aşktı, biri mutluluktu, biri ölümsüzlüktü, biri sen, biri bendi... hayatın benim için bir anlamı vardı, aldığım nefes "bizim" içindi, hayalimdeki gelecekte "biz" vardı. şimdiyse sadece ben, aklımda sen... birer roman kahramanıydık biz, sen henriette, ben felix, hayatımız "vadideki zambak" tı... ve bu romanın sonunda ayrılık vardı, pembe kaplı aşk romanları gibi bitmedi. hani her yol roma'ya çıkardı?.. birimiz roma'ya, birimiz komaya... nefret ettiğim arabesk şarkılar dinliyorum artık ve düşünüyorum bu şarkıları yazanlar da benim çektiğimin aynını mı çekmiş diye... ellerini, avuçlarını, alnını öpmeyi özledim... sana kadınım demeyi özledim... seni özledim... özledim be!... kavgalarımızı, iğneli laflarını bile özledim. şimdiki aklım olsa, her tartışmamızdan sonra "özür dilerim" kelimesini kullanırdım... şimdiki aklım olsa, sen yanımda olurdun... üzülmediğim tek şey, geçen mutlu günler... hayatı harbiden, doyasıya yaşadık seninle, her limana uğradık ve hiç birine demir atmadık... ta ki batana kadar... tek hatamız dolu dolu sevmekti ve bu sevgiyi tüketmekti... zorluklara göğüs germeyi beceremedik seninle, doğrusunun altından geçmeye çalışmak değil üstünden aşmak olduğunu bilemedik... dört ayağın iki ayaktan sağlam olduğunu düşünemedik, birlikteyken herşeyin boş olduğunu sandık... ve yanıldık... ve yıkıldık... oysa ki sevgiyiyüreğimizdekinin yanında beynimizde de kurmalıydık. am sen leyla, ben mecnun, akıllarımız bir karış havada. birlikteyiz ya, seviyoruz ya... dünya yansa umurumuzda mı? hatırlıyor musun... bir gün bizdeydik, akşamüstü eve gitmek için çıktın ve gidene kadar üç telefon açtın bana... bakırköy'deyim, alışverişteyim, evdeyim... beni dünyanın en mutlu insanı yaptın o gün... o an herşey bitti gözümde, "bu sevgiyi hiçbir şey yıkamaz" dedim. ve şimdi ayrıyız!... bilmiyorum, o tatlı gülüşünle, sımsıcak yüreğinle bana geldiğin günü görecek kadar yaşayabilecek miyim? bilmiyorum... bilemiyorum... bekliyorum... hatırlar mısın bilmem ama ben hiç unutmadım, mayıs'ın yirmibeşiydi, beşiktaş'taydık, sultanahmet köftecisinin üst katında, en ücra masadaydık... sen ve ben... ilk kez o gün öptüm seni... ve birkaç gün sonra da sen beni öptün... beşiktaş meydanının tam ortasında... deliydim... sen de deliydin, delimdin. şimdi o deliliğimden eser yok; duruldum... beni kimse anlamıyor burada... kimbilir... belki de bizimki gibi bir aşk yaşamadılar, benim gibi sevmediler ya da sevecek senin gibi birini bulamadılar... onlar bizim gibi bir geceyarısı zeytinburnu'nda, ayışığında öpüşmediler... bizim gibi tek bir şarkıyla saatlerce dansetmediler... bizim gibi hüzünleri paylaşıp, sarılıp ağlamadılar... bizim gibi yıllar geçse unutmayıp kavuşmadılar... bizim gibi onbir yılı bir sevdaya harcamadılar... anlamayışları, boş ver deyişleri bu yüzdendir. varsın olsun, ben seviyorum bu yalnızlığı, sen aklımdayken, sen kalbimdeyken, sen gözyaşlarımdayken bu yalnızlık güzel... bugün ramazan bayramı arefesi... dün gece misafirlerm vardı, dün gece evim çok kalabalıktı, dün gece onlarca insan arasında yapayalnızdım, dün gece hıçkıra hıçkıra ağladım... sen neden yoksun sanki yanımda? hani söz vermiştin, hani ideallerin vardı? okuyacaktın, avukat ya da öğretmen olacaktın? okulun bitince nişan yapacaktık, sonra da evlilik... gelinliğini roma'dan getirtecektik... balayımız paris'te olacaktı... şimdi yoksun... sözünde durmadın... vardın gittin bir ele... ama bak, ben hala sözümdeyim, hala ayaktayım, bekliyorum, yalnızım... duvarlar dinliyor sessizliğimi, eller bilmiyor bende yerini, şarkılar söylüyor sensizliğimi. kimbilir... belki kıyamette ama bir gün bir yerde karşılaşacağız! işte o gün ya sevgimizi öldürecek ya da sonsuzluğa taşıyacağız...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © gökhan özbay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |