Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Hunharca işlenmiş bir cinayetin maktulüyüm... yağmur kanımı akıtıyor mazgallardan lağıma, farelere bayram var bu gece, leş kargalarına bayram... didikleyecekler bedenimi kurtlanana dek!.. ceketimi delip geçmiş kahpe kurşun! oysa bir fakire verilsin isterdim, soğuktan korumazdı belki ama, olsun... cebimdeki bayat çekirdeklerin tuzlarını silkeler, astara kaçmış bozuk paralarla ekmek alırdı, belki de ucuz bir şarap... şarap dedim de aklıma dudakların düştü, beni içmeden sarhoş eden dudakların... yağmur damlaları öpüyor şimdi dudaklarımı, lanet olası bir şimşek donuk gözbebeklerimde çakıyor!.. polisler boş kovan peşinde, beni vuran revolverin balistiği için!.. kanımla yazdığım yarım kalmış ismi katilim sanıyorlar, oysa, dün geceden beri, başıma ağrılar girene dek düşündüğüm, siyah-beyaz bir filmin baş aktörünün adı o... çevremde bir kalabalık ki sorma gitsin, ünlü ressamlar gibiyim, değerimi ölünce mi anladılar ne.. sabah oluyor... inceden bir rüzgar esiyor... aklıma Barış Manço geliyor... "sabah yeli ılgıt ılgıt eserken, seher vakti bir güzele vuruldum..." ne güzel şarkıydı.. ben de vuruldum!.. ne de çok kanım varmış, hala akıyor. gökyüzünde sabahın, yerde kanımın kızıllığı var! oh be!.. ambulans geldi en sonunda, sedyeye alsınlar da götürsünler beni. sarhoşun biri sallana sallana geliyor, o ne olduğunu anlayana kadar ben adli tıpta olurum herhalde... orası da bu sokağın taşları kadar soğuk mudur acaba? işe yarayacak organım varsa alsınlar, alsınlar ki umut olsun bir garibe... böbreklerim işe yaramaz, kum var sanırım, gözler desen bozuk, ciğerim zaten beş para etmez... başka ne kaldı ki? amaaannn! ne bulurlarsa alsınlar işte, ne düşünüyorum ki... ambulansın şoförü acemi galiba, ne kadar çukur varsa İstanbul sokaklarında, hepsine daldık çıktık sayesinde... kimbilir neler konuşulacak ardımdan... kimi teröristmiş diyecek, kimi alacak meselesi, belki kan davası diyecekler doğma büyüme İstanbullu olduğumu bilmeden... ve kimseler bilmeyecek, yüreğimi parçalayıp geçen o kurşunun, şirin bir köpek yavrusuna doğrultulmuş bir namludan çıktığını...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © gökhan özbay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |