İLETİŞİM

İletişim karşılıklı güven ve saygıya dayanan, uyum içinde olarak bilinen ahenkli ve yüksek kaliteli bir ilişkidir. Bu hem kendimizle hem de başkaları ile olan ilişkilerimiz için geçerlidir.

Zihnimiz, bedenimiz ve ruhumuz inançlarımızla buluşur. İnançlarımız ne düşündüğümüzü ve nasıl hareket ettiğimizi derinden etkiler. İnançları doğru veya yanlış olarak değil, faydalı veya faydasız olarak değerlendirmek gerekir.
Bazen yaptıklarımız ile inandıklarımız birbirini tutmaz. Sorulması gereken ‘
Bunlar yararlı mı?’ sorusudur.

İç uyumumuz ne kadar yüksekse, fiziksel olarak da o kadar sağlıklı oluruz. Çünkü bedenimizin parçaları da uyum içinde çalışır ve zihinsel olarak iç huzurumuz artar. Zihnimizin farklı parçaları birleşmiş olur.

Ruhsal boyuttaki uyum, bireysel varlığımızın ötesinde daha büyük bir bütüne ait olma hissi olarak kendini gösterir. Bir insanın manevi düzeydeki uyumu, kişinin insanlıkla, evrenle veya tanrıyla bir olması şeklinde olabilir.


Pek çok kişi başarının dış göstergelerine sahip olmasına rağmen kendilerini mutsuz hissederler. Bu gibi kişilerin başkalarını da huzursuz ettiklerini görürüz. Dolayısıyla iç çatışmalarımız dıştakileri de yaratır.
Kişisel bütünlüğümüz, başka kişilerde başardıklarımızın aynasıdır. İyi bir iletişim için davranış esnekliği önemlidir. Pek çok eylem seçeneği olursa iletişimde başarılı olma şansımız o kadar artar.


Çevre, içinde bulunduğumuz yer ve birlikte olduğumuz kişilerdir.
Bu düzeyde paylaşılan şartlara uygun olarak insanlarla uyum içinde olabiliriz.
Davranışlarımız bilinçli eylemlerimizdir. Davranışlarımız eylemlerimizin yanı sıra düşüncelerimizi de kapsar. Tutarlı , otomatikleşmiş ve çoğu kez alışkanlık haline gelecek kadar sık yaptığımız davranışlarımız aynı zamanda düşünme stratejileri ve fiziksel becerileri de kapsar.


İnançlarımız ve değer yargılarımız da hayatımızı yönlendirirler ve motivasyonumuzu sağlarlar.




Kimliğimiz yaşamdaki misyonumuzun ne olduğunu tanımlayan temel inanç ve değerlerimizdir. Kimliğimiz değişip gelişecek esnekliktedir.


Hepimiz farklı şekillerde yetiştirildik ve farklı deneyimlere sahip, farklı bireyleriz. Değişik inançlar, beceriler ve kimliklerimizle kendimize özgü kişileriz ve dünyayı farklı algılarız. Etrafımızdaki insanların kendi dünya modellerinde onlarla buluşup uyum içinde olabiliriz. Onlarla aynı fikirde olmamız beklenemez, önemli olan onları olduğu gibi kabul edip saygı duymaktır...