Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
ŞANS Ne şansı, neyin şansı! Ben kendimi bildim bileli hiç tanımadım onu. Bir kerecik olsun ne dudak dudağa geldik, ne de kucak kucağa. Otuzaltı yıllık ömrümün otuzaltı gününü hatırlamıyorum ki şööyle gönlünce doya doya gülüp eğlenmiş olayım. Her yılbaşında bir tomar milli piyango bileti alırım, bırakın büyük ikramiyeyi amorti bile çıkmadı. Çalıştığım işyerlerinde ne işverenler, nede başımızdaki kalfalar it kadar hazetmediler benden. En ufak problemim de bile yardım etmek şöyle dursun işleri daha da zorlaştırıp karıştırarak beni azarlamaya, terslemeye fırsat kolladılar. Herkesler iznini yazın o sıcak ve uzun günlerinde kullanırken, kışın ayazında, soğuğunda izine ayrılmak alnımın yazısı oldu. Olur ya insanlık hali sabahları işe geçkalsam iş arkadaşlarımdan tutunda temizlikçi kadına varıncaya kadar herkes sıradan fırçasını attı. 'Bir daha yaparsan o gözlerini oyarız' gibisinden tehditler de cabası. Peki ya tuvalette fazla kalıyorum diye iş yerindeki sendikaya şikayet edilmeme, sendikacıların da ağzıma acı biber sürmelerine ne buyrulur!.... Sonunda şansımın yurt dışından evlenirsem açılacağına inanarak anlaşmalı birini bulup Almanya' ya kapağı atınca sözde nikahlı karımın eve ipsiz, sapsız kim varsa doldurup evi geneleve çevirmesi mi, yoksa ben ona 'Yav ne oluyoruz! Ev mi yoksam bilmem ne hane mi' diye bağırmaya kalkınca onun da bana 'Hooşşt köpek ben senin nikahlı karın mıyım? Unutmaki bu bir anlaşma evliliği' diye bağırması mı şans! El alem yurt dışına çıktığının ertesi günü iş bulup çalışırken, para pul sahibi olup arsa, villa, daire alırken benim senelerce kaldırım mühendisliği yaparak, sonunda Yunan Restorantlarında bulaşıkçılıktan ileriye gidemeyişi mi yoksa ordanda kovulup meteliğe kurşun atıyor olmam mı şans! Benimle gelen herkes ehliyetini alıp vızır vızır araba kullanırken, heveslenip de tek kelime Almanca bilmeden seksen saat araba sürerek iki yazılı, iki direksiyon imtihanına girip kucak dolusu para harcamam mı, yoksa gene de ehliyeti alamayışım mı şans! Milletin kahvehane köşelerinde sabahın beşine kadar kumarın her türlüsünü oynayıp, kazandıklarıyla evlerini gül gibi geçindirdiklerini zannederek, hevesle balıklama kumara dalmam mı, yoksa gırtlağıma kadar borca batarak her ay taksit taksit bu borçları ödemek zorunda kalışım mı şans! Şimdi elinizi vicdanınıza koyup Allah, Muhammed aşkına söyler misiniz bu dediklerimin hangisi şans? Hele durun daha bitmedi, her yaşta, her dönemde yaşadıklarımı kitap haline getirip bol para kazanmayı hedeflerken, sözde anlaşmalı karımın onları çöpe atması mı, yoksa bana bir faydası dokunur diye neredeyse ayaklarının altına pas pas olduğum bir yazarın onca insanın içinde ' Yav sen ne utanmaz, ne yapışkan, ne rezil bir adamsın!' diye yüzüme tükürmesi mi şans! Sizin şans dediğiniz o şeyin hayatım boyunca bir kere bile kapımı çalmaması mı, bir kere bile yüzümü güldürmemesi mi şans! Tosyaya pirince giderken evdeki bulgurdan olmak mı, yoksa Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mı şans! Şimdi sorarım size bunun nesi ve neresi ŞANS!?!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Salih doruk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |