..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumbilim > AYDIN SARIKAYA




7 Ağustos 2004
Kuantum ve Estetik Aralığı  
ELEKTRONİK KUŞAK

AYDIN SARIKAYA


Bu belirsizleşmenin kaynağa dönüş olarak yansıması ise, bioloji alanının belirsizleşmesi olur. Ancak bu belirsizleşmeyi taşıyıcı olan kuantum olgusu veya temel parçacıklar sorunu bioloji olanın da bir parçalanma gerilimini oluşturur.


:CBIE:
Kuantum ve Estetik Aralığı : Elektronik     



~ ~
- .-
*ý*
.W.
__/

Felsefenin geleneksellikten kopuşu ve yeni bir sistem arayışı içine girişinde olan işleyim nedir?

Bilimler arası yöntemin kendi içinde tartıştığı fizik ve kimya ayırımı aynı anda bir belirsizlik olgusunu kendi içinde içerirken, bu durum her iki alanında kendi işleyimi içinde belirsizleşmesini içerir. Bu belirsizleşmenin kaynağa dönüş olarak yansıması ise, bioloji alanının belirsizleşmesi olur. Ancak bu belirsizleşmeyi taşıyıcı olan kuantum olgusu veya temel parçacıklar sorunu bioloji olanın da bir parçalanma gerilimini oluşturur.


Fizik olgusunda kütle sisteminin yetersizleşmesi ve aynı biçimde kimyasal olanda reaksiyon olgusunun donuklaşması-donması- karşımıza çıkan bir alan durumudur.

Kimyada reaksiyonun donuklaşması veya donma durumunu organikleşen bir elektronik devre sistemi olarak görmek mümkün.

Bir elektronik devre olgusunun işleyiminde, reaksiyon taşıyıcı veya yönlendirici olan devrenin kendisini bir reaksiyon içine sokarken, parçacığın kendi işleyimi bu reaksiyon içinde erimez veya yok olmaz veya dönüşmez. Ancak belirli bir biçimlendirici niteliği ile bir yön ve yönlendirici niteliğine dönüşür ki bu durum esasta parçacık sistemlerinin bir modellenişidir. Ancak bu modellenişin kendi işleyimi aynı anda bir kaynaktan çıkış biçiminin ‘tersine işleyimi’ niteliğindedir.

Buna göre, bir görüntü veya ses niteliğinde olan bir verici –yayıcı veri’sinin alıcı ortamında tekrar bir geri dönüşüm sistemi ile yeniden eskisine benzeme dönüşümü oluşur. Bu durumda, karşımıza çıkan olgu bir kimyasal reaksiyon gibi kütlenin korunumu olgusu değil, ancak zorunlu olarak her veri türünün kendi kaynağındaki başlangıç haline dönüşümünü oluşturur.

Bu durum bir anlamda bir yetkinlik niteliğinde olabilir veya yetenek durumu gibi.

Kimyasal olanın aynı anda fiziksel olan ile de birliği niteliğinde olabilecek bu durumu teknolojik kurgu ortamında bir ‘elektronik’ sistem veya elektronik bellek proğramlama niteliğinde ele almak mümkün. Daha da önemlisi bu durumun işleyiminde elektromagnetik bir alanın katılımı esas olur.

Elektronik olanın bir bellek sistemi ile de proğramlanabilir niteliği, bir dil sisteminin kendi işleyimi ile bir bilinç kaynağı haline gelişini de oluşturur. Teknolojide gelişimin karşımıza çıkan en ideal veya oluşabilir hedefi olan,ışınlama olgusu bunun kendisinde ortamı gibi durmaktadır.

Fakat oluşan bu evrimin kendi niteliği ile karşımıza çıkan durumu, insan olgusunun kendi bellek ve işleyimi ve dili ile bunun gerisinde kalışı veya buna alternatif veya kapsayıcı nitelikte bir bilinç niteliğine gelebilme durumu olmaktadır.

Özellikle bu düzeyde bir teknoloji gelişimini, aynı anda atom altı parçacık sistemi gibi bir aşamayı da kapsayışı, ayrı bir olgu olarak organik toplumsal varoluş biçimini çözümleyici veya çözülebilir niteliğe getirmektedir.

Fizik veya kimyanın buna göre gelişiminde karşımıza çıkan olgu niteliğinde ortaya koyduğu bu birlikte işleyimi, elektronik olgusunun bir felsefe öznesi haline gelmesini gerektirmektedir.

Elektronikteki elektronun miktar veya titreşim niteliğindeki verileri aynı anda biolojik hayatın kendi sinir sisteminde de işleyen bir veri niteliğinde karşımıza çıkar. Buna göre, biolojik olanın fizik ve kimya olan ayrışımı gene fizik ve kimya işleyimi niteliğinde olan elektronik olgu ile bir geri dönüş sistemi olarak karşımıza çıkar.

Böylesi bir olgunun kendi işleyiminde oluşan alan nedir?

Bilgi niteliğinde veya konu niteliğinde oluşan bu alanın gelişimini biolojik olanın elektronik veya atom altı süreçlerin bir düzenlenişi veya kurgusu ile alabilmeyi gerektirir, ki bu durum biolojik olana dair bir metafizik kurgu niteliğinde ki ölüm sonrası veya doğum öncesi gibi alanların bir başlığı olan metafizik sistemlerin bir teknoloji ideolojisi olarak dönüşümü ile yapılaşmasıdır.

Elektronik olanın bir gen mühendisiliği veya robot üretimi alanında gelişimi bunlara dair bir toplumsal proğram olgusunu gerektirir ki, bunun işleyiminde temel olan olgu biolojik hayatın kendi işleyiminde olan bilinç ve değer sistemlerini kapsayıcı bir elektronik proğramlama dilinin ve işleyiminin kurgulanmasını gerektirir.

Daha da önemlisi bu teknolojinin veya elektronik sistemin veya quantum teknolojinin kendi işleyiminde elektromagnetizm olgusu ile beraber biolojik hayatın kendi gelişimini iç içe görmek durumu karşımıza çıkar.

Teknolojinin bu anlamda gelişimini karşımıza çıkaran bir çerçeveyi aynı anda teknolojik buluşların gelişimi içinde görmek olası. Buna göre, her duyumsal sistem durumunun bir teknoloji buluşu olarak ayrı zaman ve mekan ortamlarında gelişimi ile buna neden olan sürecin kendi işleyiminde karşımıza çıkan bir diğer bulguyu, insan bedeninin veya organik hallerin kendi gelişimi içinde bir parçalanmış biolojik sistem işleyişi olarak görebiliriz. Görsel teknoloji, işitsel teknoloji, devinimsel teknoloji, uzaktan kumanda teknolojisi ve proğramlanabilir olarak bunları kapsayıcı olan bir ‘bellek’ teknolojisi. Daha da önemlisi, bu parçalanabilirliği bir bütünsel işleyimi ile birleştiren veya kaynaştırabilen bir bellek teknolojisi…Bunu aynı anda bilgisayar teknolojisi olarak görmekte mümkün.

Böylesi bir teknoloji ile insanın organik olarak etkileşim içinde olduğu en yalın alan kuşkusuz ki tıp teknolojisidir.

Bu anlamda tıp teknolojisinin kendi işleyimi içinde, bir ideoloji sistemi olarak, hem kültür hem etik hem ekonomik sistemin kaynaklarını görmek mümkün mü ?

Daha da önemlisi tıp olgusu, ideoloji sistemine alternatif bir bilinç biçimini üretebilir mi?

2

İdeolojinin kendi işleyimine temel olan bilinç sistemi ve kavramları gibi dönüşüm alanlarının tıp alanı olarak karşımıza çıkışında gelen olgu, genetik kopyalama veya bir biolojik varoluş biçiminin elektronik bellek ile proğramlanabilir nitelik haline gelişidir.

Varoluş kaynağı bir elektronik bellek proğramı ile belirlenen bir kuşak olarak insan türünün bu gelişimi içinde karşımıza çıkan toplumsal varoluş olgusu, kendi zamansal ve mekansal değerlerini gene bu ortam ile ancak var edebilir. Buna göre de, yitirilen, temel olarak ,bir beden dili olgusu olurken, bedenin kendi içindeki sinir sistemi halindeki elektron akışı ve dönüşümleride kendi işleyimini bir teknoloji gezegeni inşaa etme derdi ile yoğuracaktır …

Böylesi bir sürecin bir organik varlık niteliğindeki insan toplumunun temel biçimlendirici aşaması olan ulus olgusunu belirleyici nitelikte ki, dil , coğrafya ve tarih olgularını dönüştüren bir özne haline gelişi, karşımıza çıkan bir diğer temel olgu olur.

Bu üç olgunun kendi içinde referansı nedir?
Geleneksel olanın belirlenimi içindeki yerleri nedir?


3

Daha farklı bir olgu olarak, dil, tarih ve coğrafyanın kendi temelini aynı anda bir düşünsel kategori içinde belirleyici olabilmek mümkün mü?

Bu anlamda geleneksel felsefenin son aşamaları içindeki iyi doğru ve güzel belirlenimlerini ele almak mümkün mü?

Yani estetik olgusunun buna göre işleyiminde, ulusal olanın içinde dönüşümü ile bu alanda elektronik bellek olgusunun ulusal olanı dönüştürmesi mümkün mü?

Hem dilin hem coğrafyanın hem de güzel olanın bu anlamda elektronik bellek ortamında karşılığını bulabilmek ne derece geçerli olabilmektedir?

Doğru, iyi ve güzel olanın dil, coğrafya ve tarih olanda karşılığı nedir?

İyi olanın belirlenimi kendiliğinde bir tamamlanmışlığı gerektirir ki bunu tarihin referansı olarak ele almak mümkün…Güzel olanın coğrafya karşılığı, daha güçlü olarak karşımıza çıkarken, doğru olanın işleyiminde ise dili ancak bulabiliriz.

Dilin doğruluğu bu anlamda hem yanlış hem de yalan olanın sorunsal olarak karşılığını oluşturur demek mümkün… Dilin bu anlamda karşılığı doğru ve yanlış olduğu kadar , yalan olanıda temellendirici olur. Gerçeklik olgusu buna göre bir dil sistemi ile karşımıza çıkan olur. Rea-lity olgusunun tanrısal dua-ayin gibi bir referansı içermesi bunun yansıyan bir anısı durumudur…

Güzel olanın coğrafya olan niteliği kendi içinde aynı anda bir konumsal olanın işleyimidirde. Konumlandırma, veya mekansal belirlenim bu anlamda güzel olanın kendi içinde bir işleyimi olarak karşımıza çıkar. Güzel olana dokunma dürtüsünün egemenliğide bunun bir diğer yansımasıdır.

İyi…tarihsel bir niteliktir. Geri de kalabilmeyi yani alçak gönüllüğü veya özveriyi içeren bir olgudur. Tamamlayıcılığı içerirken, iyinin kendi işleyiminde ki eksilmeyi veya eksilişide içerir…parçalanmayı buna göre ele almak mümkün. İlişkilerdeki “nasılsın” sorusuna verilen iyi olmak cevabı ile, yapılan iyilik arasında buna göre bir örtüşme kabul edilebilir bir tamamlılık olgusu olur.

Bu anlamda ele alınabilecek bu kavramsal olguların kendi işleyimindeki referans bir proğramlama sistemidir.

Ancak bellek teknolojisinin veya elektroniğinin işleyiminde, bu kavramların kendi işleyiminde karşılığı bir klavye kullanımı ile bunun işleyimi haline gelirken, ulusal olanın çözülüşü kendi işleyiminde dil, coğrafya ve tarihin çözülüşünüde kendiliğinden getirir. Bu durum bellek teknolojisinin kendiliğinden insan belleğine alternatif bir doğasını oluşturur. Toplumsal varoluşların bu anlamda çözülüşünde, efendi köle ilişkilerini çözümleyici olan değerlerde dönüşümü içerir.

Ulusalcılığın bu anlamda belirsizleniminde estetik olanın varoluşu, kendi işleyiminde bir elektronik bellek proğramcılığı haline gelebilmektedir.

Ulusal olanın çözülüşü ile karşımıza çıkan ulusal kimlik nitelikteki ırk olgusunun belirlenimindeki belirsizliği ise, buna göre, elektronik proğramlama dilinin bilinci ile varolan bir yaşantı türü bireyinin gelişimi olarak ele almak mümkün.




2003/AnkaraBirKışMevsimi





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Saçları Şiir Seven Kadın [Şiir]
Atrofik Gastritis Şebek Canbaz [Şiir]
İnsan Bit (T) İ [Şiir]
Kırk Kırık Küre [Şiir]
Aristo Ülkesi ve Ölüm [Şiir]
Terzi [Şiir]
Evkirası [Şiir]
Köçek Çakır [Şiir]
Elektron [Şiir]
İstasyon [Şiir]


AYDIN SARIKAYA kimdir?

bir ilişkisizlik sorunu bir de kayıtlı yöntem. bunlara eklenebilecek tek şey varsa o da, o damda ki odamda da olan sancıdır, hem de ilişkisizliğin kayıtlı yöntem sancısı. . .

Etkilendiği Yazarlar:
sürekli ve çoğalmakta ...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © AYDIN SARIKAYA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.