Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes |
|
||||||||||
|
ve Oyun Kekeça: oyun alaným. Çaðrý çýkardýkça toplanan “oyun arkadaþlarým”. Tanýdýklar, kýsa sürede tanýdýklaþan tanýmadýklar.. Kekeça: kendin kendini çal.. Kendi bedenini kendin çal, “gündelik” olarak kullandýðýn-kullanmadýðýn yerleri, alýþýldýk-alýþýlmadýk biçimlerde çal. Keyifle çal, içinden geldiðinde, geldiðince.. Beden perküsyonu, vücud perküsyonu, beden davulu, body percussion, percussion corporelle, körper instrumente.. Ýnsan kendini nasýl çalar, niye çalar? Ne olur da kendini çalmaya baþlar? Tam bilemicem ama ben, kendimi çalmaya bir yaz stajýnda karar verdim mesela. Öncesinde az-çok çalýyor, çaldýrýyordum. Ama o stajda büyülendim. Üstelik yaptýðýmýz “basit” bir rock ritmiydi, herkesin yapabileceði cinsten.. dum þýk þak dum dum þýk þak ( ). Göðsüne vuruyosun, el çýrpýyosun, bir de parmak þýklattýn mý temel beden baterisinin davulu, trampeti, zili tamamlanmýþ oluyordu. “Gündelik” olanýn dýþýndaydý o yer-zaman. Masal gibi. Sürekli bir oyun oynama duygusu. Neye dokunsan, neye baksan ýþýldýyor. Yaaa bu beden, gerçek bir ritim aletiydi. Yaptýkça yapasý geliyordu insanýn. Saatler geçiyor oynamaya yani çalmaya doyamýyordum, kendimi. Bedenime vurarak farklý sesleri keþfetmeye ve bu sesleri organize edip ritim tutmaya baþlayýnca iþ ciddiye bindi sonra. Öylesine, kendi baþýna kendini çalmanýn ötesine geçip, baþkalarýna kendilerini çalmak için ortam hazýrlar olmak kekeça’yý bir iþ, bir uðraþ haline getirdi. “Oyun “gündelik” deðildir.” * Oyun oynatmak, kekeça yapmak “gündelik” olanýn içine girmiþ, iþim haline gelmiþti. Neyse ki kekeça yapmanýn kendisi hala oyun alanýnda kalýyordu benim için. “Oyun gönüllü bir eylemdir.” * Ýstekliliðimi yitirmemiþtim. Birlikte oynamak üzere ”oyun arkadaþlarý” buluyor, oyun baþlayana kadar “gündelik” olanda kalýyor, sonra da “ötesi”ne geçebiliyordum, onlarla birlikte. Ben, benim “gündelik” olaným içinde, insanlarýn “gündelik” olanýn dýþýnda yaþamak isteyecekleri bir oyun alanýný, kekeça’yý açýyordum onlara. “Oyunun deðeri ciddiyetin deðeriyle ters orantýlýdýr.” * Kekeça dediðimde gülme, gülümseme geliyor aklýma. “Asýk surat”la içiçe hayal edemiyorum onu. “Her oyunun kendi kurallarý olur.” * “Gündelik hayatýn kural ve örflerinin oyun alaný içinde bir deðeri yoktur.” * Her oyun gibi kekeça yapmanýn da bazý kurallarý vardý. Oyunun gönüllü bir eylem oluþu kuralý örneðin. Ýstekli olmadan, yani mecburiyetten kekeça yapmaya kalkýnca “tam” olmuyordu, olamýyordu. Bir arkadaþýnýzýn hatýrý için geldiniz diyelim. Eðer sonuna kadar o hatýr duygusuyla kaldýysanýz, “gündelik” olanda, hatýrda takýlýp , belki de sýkýntýlý gitmiþsinizdir kekeça’dan. Örneðin sürekli sorulabilecek “bu ne iþe yarar?” sorusu kekeça’nýn içine girmemizi engelleyip yalnýzca iþeyararlýk ekseninin bir yerlerinde kalmamýzla sonuçlanabilecektir. Doðallýkla, bir yetiþkinin aklýna “bu neye yarar?” sorusu gelebilecektir. Ama oyunda böylesi sorularýn yeri yoktur. Bu sorularla “gündelik” olanýn alanýna girmiþ olursunuz. Gevþemek, kekeça sürecinde olasý sonuçlardan biridir. Bunun için býrakmaya açýk olmalýdýr katýlýmcý. Neleri býrakmaya? “N’ap’cam ben?!” tarzý düþünceleri.. Dün yaptýklarý, yarýn yapacaklarý üzerine düþünmeyi. Bazý hareketleri yapmak, bazý sesleri çýkarmak için kendini zorlayýp germeyi.. Gevþemek, emir-komuta zinciri içinde olacak bir þey deðildir. Kendini, bedeninle ses çýkarmaya (yapmaya-yaþamaya) býraktýkça-kiþiden kiþiye farklýlýklar gösterse de-giderek bir rahatlama, oyuna dahil olma, oyunda olma hissi oluþabilmektedir. Ritmin, ses ve/veya hareketle bedenlerden geçerek hem kendime, hem katýlýmcýlara ve varsa izleyenlere yayýlmasý ilginç bir süreçti aslýnda. Yani bana öyle geliyordu. Bedenlerin salýnýmýnda gözle görülür bir artýþ, dansa varan bir hareketlenme, yüzlerde memnuniyet ifadesi, gülümsemeler, espriler, kahkahalar... Tek baþýna ritim tuttuðumda; Birlikte ritim tuttuðumuzda; Birileri izlerken tuttuðum(uz)da farklý duygular oluþabiliyordu. Örneðin kendi baþýma kekeça yaptýðýmda ritmi hissediþimle, birlikte yaptýðýmda hissediþim farklý oluyordu... Ama ne olursa olsun, zaman, “masalsý”nýn kapýsýndan geçerek akýyordu. Bi de kendi bedenimle ritim tutmanýn, bir ritim aleti çalmaktan farký vardý: çalan da çalýnan da bendim! Özne de, nesne de ben. Gerçi çalarken, çalýnan “ben”e yabancýlaþtýðým, çalmaya, ritim tutmaya odaklandýðým oluyordu. Ama iþte fýrsat kapýdaydý. Hani þu farkýndalýk dedikleri: “ben”in, kendimin, ayný anda iki farklý rolde oluþlarýmýn ve karþýlaþmalarý, dokunuþmalarýmýn ne mene bir akýþ olduðuna, yaþarken ya da sonrasýnda gözatabilirdim. Bu karþýlaþmanýn ve buna aracý olan ritmin izlerini sürebilirdim. Bi de bunu birlikte yaþadýðýmýz “oyun arkadaþlarýmýn”, oyuna katýlanlarýn paylaþýmlarýný, kattýklarýný düþünün.. Çoðunlukla oluþabilen, o ortak yolculuk duygusu, kekeça yapan katýlýmcýlarý daha alýcý (ve verici) hale getirebiliyordu. Paylaþýlan duygular, hem içimizi, hem de bedenimizi, kendimizi týnlatabiliyordu! ... Bedenimle ses çýkarmayý seviyorum. Yolun daha baþýnda olduðum duygusu zaman zaman eþlik ediyor bana. Ama ne olursa olsun oynamak güzel. “Gündelik” olandan minik bir kaçamak da olsa, “gündelik” olana karýþmýþ da olsa... Ritminizin þefkati üzerinize olsun! Tugay Baþar Mayýs 2004 *Huizinga, Homo Ludens—oyunun toplumsal iþlevi üzerine bir deneme, Ayrýntý Yay.,Ýstanbul, 1995.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Tugay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |