-üç zamanlı bir şiir-

a) şimdiki zaman

buhara gecelerinden çaldığımız
yıldızları katranlara bulayıp
şimşekleri çamurla mühürleyerek
gökyüzünü
can sıkıntısı mağrur müsvetteler gibi
perişan dalgaların süksesine fedâ edip
sisleri içerek baygın dudaklarımızla
güneşin mânâsını dahi düşünmeye
dondurup bir kenara fırlattığımız zamanı
binbir hile ile bahane ederek
fırsat bulamadığımız o güneşleri
övünerek ihmal edip
sonra da kör pişman
gecelere mi sığınacaktık

b) geçmiş zaman

yorumlarımız aldattı ilkönceleri bizi
saltanatın cakasına tutulduk da
özendik teker teker romenos diegenos püskülüne
bir yıldız kaydı buhara semalarından
bir alparslan vakarına
gözlerimizi kapadık bilmem kaç asır önceden
duygulara heykel dikmek için
aşkları transatlantiklere yükledik
taşınmak
kaçıp gitmek için gündüzlerden
usanmadan
ve de utanmadan geride bıraktığımız işaretsiz mezarlardan
duman duman âh eden
kılıç arslan erlerinden parfüm kokan bizans entrikalarına

kara osman bir masaldı bize lüzumsuz
geceye boyun eğmeyen
ayakta sabahı bekleyen
gül desenli sevdâlarına övülmüş kumandanlığı tercih eden
mehemmed hân'ın
tarihe sarrafcasına şekil verişini
umursamadık da bizans gibi
isli gecelere demir attık övünçle
ve kıvrandık durduk kültür sancılarında bunca zamandır
bizans ile koyun koyuna

c) gelecek zaman

bulutsuz yaz gecelerinde bir ışık yanıp söner
/buhara semalarından
kafa tutan sihir vardır karanlıklara
elektrik ampulleri buz tutmuştur
bizans iptal edilmiştir kırmızı kalemle çaprazlama
göğsümüze kadar saplandığımız senfoniden geriye
patlayan flaşların tesbit ettiği acı kahkahaları
teker teker yakacağız buhara gecelerinde
yanlış seçilmiş sevgilinin ihaneti diye de
osman gazi gibi ayakta bekleyeceğiz
müjdelenen sabahı
buhara gecelerini yırtarak