Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Her zaman benimlesin, öyle ki artık varlığına katlanamıyorum. Yıllardır giyilmekten eskimiş, modası geçmiş bir giysi kadar bıktım senden. Bir an geliyor, “git” demek istiyorum, suyun dibinde nefes alamayan bir insanın çaresizliği ile. Diyemiyorum, çünkü gerçekten gitmenden ölesiye korkuyorum. Hatırlar mısın, ilk kez ben ilk okula başladığım gün tanışmıştık, hani şimdi bana ufacık görünen o iki katlı gökdelene yalnız başıma gitmem gerektiği gün. Küçücük ellerimi tutmuştun hani, “korkma, ben yanındayım. Kimse sana bir şey yapamaz” demiştin, yıllardır değişmeyen o yumuşacık sesinle. Sesine tüm sevgini yüklemiştin, ama benim korkularımı da. Beraber korkmuş, beraber cesaret bulmuş ve beraberce okul kapısından içeri girmiştik. Yıllardır, beraber yürüyoruz. Ben sana çok vefasız davrandım, biliyorum. Ama başka türlüsü gelmedi, gelemezdi elimden. Sense, hiç fark etmemiş gibi davrandın, sessizce, her ihtiyaç duyduğumda ortaya çıkmak için sabırla bekledin beni. Her ağladığımda, sen avuttun, her güldüğümde ben seni unuttum. Küsmedin. Biliyorum şimdi, sen beni hep sevdin. Kimi zaman, senden dayak yedim. Hatırlar mısın, başıma defalarca vurup, “aptalsın, sen aptalsın” dediğini. Ben hiç unutmadım ve kızdığın aptallıkları hep sana duyurmadan yapmaya çalıştım. Beni defalarca yakaladın, her yakaladığın aptallığımda ise, fark etmemiş gibi davrandın. Ama ben biliyordum fark ettiğini, işte bu yüzden de senden nefret ediyordum. Senin çok bilmiş tavırlarından, her konuda söylenecek her sözü biliyor olmandan, çok sıkıldım. Aklından, duyarlılığından, sakinliğinden, soğukkanlılığından hep sıkıldım. Ama tuhaf bir acizlik duygusu içinde, sensiz hiçbir şey yapamaz oldum. Ne zaman başım sıkışsa, ya da en azından canım sıkılsa sana koştum. Beni hiç geri çevirmedin. Bunun için minnettar olmalıyım belki ama hayır, ben hayırsız biriyim. Utanmadan, minnet duygumu rafa kaldırdım işte. Şimdi sensiz var olabilmeyi istiyorum, bu yüzden de sana git diyebilmeyi. Diyemiyorum, çünkü gitmenden ölesiye korkuyorum. Ama gitmelisin ve bunu ben dediğim için değil, kendin bildiğin için er geç yapacaksın, bunu biliyorum. Yine de gitmenden ölesiye korkuyorum. Gidecek misin, kendim?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © pervin özbıçakçı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |