..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Deneysel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Bilgisayar Oyunlarının Gerçek Amacı
Ahmet Zeytinci
Eleştiri > İnternet ve Gerçek Dünya

Cep telefonu ilk olarak dünya piyasasına çıktığında Nokia marka 31-10 ve 51-10 denen çok basit telefonlar vardı. O telefonlarda yılan oyunu vardı bilenler bilir. Bir de yine o senelerde Tetris denen oyun vardı bir kaset gibi aletin içinde. Herhalde oynamayanınız yoktur... Tabi bende oynadım bende... Neymiş efendim rekor kıracakmışız... Gece yattığımızda rüyalarımıza bile girerdi. Günümüzde bilgisayar oyunları piyasasında

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Deneysel
 Baba, Sevgili ve Resimler  (Pınar Şafak)

İnsanın çocukluğunda beynine ve yüreğine ne doldurursanız yaşamının tüm geri kalanını onlar belirler ama her zaman sizin beklediğiniz biçimde değil....
 Hikayeye Çeyrek Kala  (Sinem Bağcivan)

" Her şey hakkında yazmak istedim. Her şeyi... Bir zamanlar olduğumuz kişileri, her şeyi! Ve en sonunda her şey birbirine girdi ve ben başaramadım. Başaramadım! Neyle başlarsan başla, sonunda o kadar eksik oluyorsun. Lanet olası, saf kibir ve aptallık!" The Hours Filminden
 Serbest Metinlerde İntihar Düşleri...  (selim çok)

ehliyetsizliğimin bilincindeyim.bilinç yüklüyüm.ruhum kılıçlar üretiyor yeni adalar fethediyorum.duygu adacıkları.içinde sevişiyor ama boşalamıyorum.
 İki Kere İki Kaç (K) Eder?  (Özge GÜNDOĞDU)

Okunacak hiçbir şey yoktur. Yaşanmıştır ve bitmiştir. Bu kez yaz'ıl'mamıştır!
 Arkhe: Evrenin Sırrı  (Yaver ARANCIOĞLU)

Milet kentinin sokaklarında yürüyen Thales, evrenin ilk ana maddesi olan Arkhe'yi araştırıyordu. Arkhe'nin su olduğunu düşünüyordu. Çünkü su, her şeyin kaynağı ve evrenin sırrıydı. Ama bu sırrı paylaştığı iki gence, suya saygı duymayan bir gezegenin kaderini de anlattı. Bu gezegen, Arkhe'nin öfkesiyle yok olmuş, yerine yeni bir gezegen gelmişti. Bu hikaye, felsefenin doğuşunu, doğa olaylarının akılcı açıklamasını ve suyun önemini anlatan ilgi çekici ve merak uyandırıcı bir öyküdür.
 Sokarım Seni Şalvarıma Çıkarırım Tozpembe  (Seyfullah ÇALIŞKAN)

İmdat, ırzıma geçiyorlar. Namusum elden gidiyor. Yetişin… Ne alakası var şimdi. Aklıma karpuz kabuğu düşürdü salak. - Şalvarında ne varsa çıkar, şuraya koy, dedim. Masayı gösterdim. Hiç niyeti yok. O hala bir fırsat kolluyor. Şaşkınlığımdan yararlanıp kaçacak. Pencereler demirli olmasa uçup giderdi zaten. Kaçamıyor, bağırıp duruyor. Hırsız bizi kendi evimizde faka bastıracak. Vay uyanık vay... Ben de bağırmaya başladım.
 Bir Robotun Güncesi  (YILDIZ AKA )

Bulutlar hızla yer değiştiriyor, şu gri olan küçük bir kıza benziyor, gülümseyen, lüle saçlı, elbiseli, kurdelalı ayakkabılı... Ağaç gibi yakındaki bulutlar, bahçeye girdi şimdi kız, kollarını kaldırdı, ağacın dalını tuttu, tırmandı, oturdu dala. Dut yiyor. Büyüdü kız, ders çalışırken ağlıyor, aşık, o bilmiyor. Kara bulutlar arttı, şimşekler sıklaştı, rüzgar kuru yaprakları yüzüme yapıştırıyor, güzel kokuyorlar. Karıncalar üstümden geçiyor, acele yetişmeleri lazım, yağmur geliyor. İşte yine çıktı, küçük kız. Güzelleşmiş, şık giyinmiş, dik duruyor, gülümsüyor, çalışıyor, mutlu. MÜzik sesi geliyor uzaktan. Tanıyorum ben bunu, bir belgesel vardı onun müziğiydi bu. Evlenmiş, yemek yapıyor, kıyafetleri ucuz, saçları dağınık, rengi solmuş, yırtık terlikler var ayağında. Bebeği kucağında, elinde biberon var, kilo almış. Üstü başı perişan. Şimşekler çakıyor. Birileri geliyor, sesler yaklaşıyor, bedenimi buldular. Başka da hiç bir şey bulmazlar. Yıldırımlar, sahibim geldi, gidiyorum
 Yeni Gün  (YILDIZ AKA )

Her günkü gibi önce dizlerimin üstünde, ellerimdeki kırışıklıklarda, sol elimin yüzük parmağının altındaki beyazlıkta, kırılgan tırnakların içinde aradım. Yüzümde, göz çukurlarıma birikmiş çapakların altına, yavaşça terliklere götürdüğüm ayaklarımın şekli bozulmuş parmaklarının arasına, baktım. Usulca tuvalete yürürken, lambanın düğmesinin üstündeki izleri de es geçmedim. Lavobada temizlik işini yaparken içim korkuyla titredi, ya buralardaysa ya yıkarken süzülüp akıp giderse...
 Hikaye Yazmak İsteyenlere Sekiz Tüyo  (Yeter Özhal)

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Amerikan edebiyatına damgasını vuran Kurt Vonnegut’un kısa öykü hakkındaki tezi, vakti zamanında Chicago Üniversitesi tarafından kabul edilmemişti. Zaman, üniversitenin yanıldığını gösterdi. İşte Kurt Vonnegut’un verdiği derslerde önerdiği sekiz hikâye tüyosu:
10 
 Öyle Pat Diye de Ölünmez ki  (Seyfullah ÇALIŞKAN)

Selviler neden aklımı dolaştırıp duruyor bu akşam? Hâlbuki ağaç denince aklıma ilk önce Selviler gelmez ki. Ulu çınarlar, köknarlar, ladinler, yabani elmalar, çakal erikleri gelir. Ama illa kirazlar ve onların sonbaharda ateş rengi yaprakları... Dere kenarında dalları sulara doğru sarkan söğütler. Asfalt boyunca uzayıp giden karaağaçlar, çamlar, akasyalar, iğdeler ve tek tük incir ağaçları. Az kalsın unutacaktım. Yaz kış parlak yapraklarıyla capcanlı görünen taflanları severim ben.
11 
 Hikmetli Adamın Dersi  (Yaver ARANCIOĞLU)

Bu öykü, felsefe ve hikmet arasındaki ilişkiyi anlatan bir metni, deneysel bir biçimde sokratik yöntemi kullanarak yeniden yazmaktadır. Sokrates, Atina’nın en ünlü filozofu, kendisine hikmetli bir adam diye tanıtılan biriyle karşılaşır. Bu adam, varlık, bilgi ve değer üzerine tam ve bütün bir bilgiye sahip olduğunu iddia etmektedir. Sokrates ise onu sorgulamaya başlar ve ona gerçek hikmetin ne olduğunu gösterir. Bu öykü, felsefenin sorgulama, eleştiri ve özgür düşünme temellerini vurgulamakta ve okuyucuyu kendi bilgisini sınama ve geliştirme konusunda teşvik etmektedir.
12 
 Bir An  (pelin saraç)

Yalnız kaldığım bu zamanlarda aynı banka oturup yalnızca yazdım,bir anlam aramadım
13 
 Dark 6. 11  (selim çok)

zaman kaderi örtüyordu.beklentilerin altından bir asit nehri geçiyordu
14 
 Osman'ın Dünyası  (MUHAMMET ALİ YÜKSEL)

12 eylül'ün çalkantılı günleri,Osman'ın gerçeklik duygusunun oluşması,kayıp bir kuşağın Osman'ın kişiliğinde yansıtılması
15 
 ayrılık usulü elmalı pasta  (zehra erkuş)

annecim, pastanın soğumasını bekleyen o eski benden eser kalmadı, senin kadar bile olamadım, ne vasiyet bırakacağım biri var ne de vasiyetime yazabileceğim bir pasta...
16 
 Herhangi Bir Savaş  (Deniz Ege )

Birisi barışı başlatmalı. Tıpkı savaşı başlattığı gibi! Stefan Zweig
17 
 Yardım  (MUHAMMET ALİ YÜKSEL)

Herşey akıyordu,değişiyordu hayat çoğu insanı savuruyordu bu kasabadan,etkilenenler,tutunamayanlar uzun yıllar sonra baktıkları resimlerde ilk bıraktıkları gibi karşılarına resimlerde donmuş olarak çıkıyordu.Çocukken oyun oynadıkları geniş alanlar,sarı güneşin yakıcılığı yeşil alanlardaki su sesleri ...sahip oldukları ve olmadıklarıyla terkettikleri sokaklar...
18 
 Daldır Kaşığı Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 2 (Son)  (seyfullah ÇALIŞKAN)

Gülbahçe hani bu tavuğun bacakları?, dedim. - Yahninin içinde. - Kemikleri nerde peki? - Pişirmeden büyük kemiklerin hepsini çıkardım. - Lades kemiğini de görmedim? - Doğrurken kesilmiştir. - Bırak numarayı bu kemikler tavuk kemiği değil.
19 
 Gelincikler Ağlar mı?  (Seyfullah ÇALIŞKAN)

Katırcıların Osman’la gitti. Sabah ezanı hala kulaklarımda... Avlu kapısında son kez gördüm. İki karartı olup gittiler. Akşama genç bir kısrağa koşulmuş Konya Yaylısı ile dönecekti. Minibüs Gediz’e uçtu diyorlar. Kayıp diyorlar. Yalan söylüyorlar. İyi yüzerdi Yusuf’um. Ateş yakar beni ama su boğmaz, derdi. İkisinin de ne ölüsü, ne dirisi. Gediz denilen bu su nereye gider? Hiç yorulmaz mı? Hiç mi duraklamaz, soluklanmaz mı?
20 
 Eşek Hikayesi  (MUHAMMET ALİ YÜKSEL)

İnsanları buraya çeken neydi?Irmağın üstündeki,tahtaların bir adım boyu aralıkla dizildiği bu köprüyü insanlar aşağı bakmadan geçmek çabasındaydı.Köprüden suya tepeden baktıklarında, insanların başı dönüyor,her an suya düşebilecekleri duygusunu uyandırıyordu.İnsanları buraya çeken kaynadığı söylenen günlerdir kurumadan aktığı söylenen kandı.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Yeni Gün
YILDIZ AKA
Öykü > Deneysel
Dirahşan
selim çok
Öykü > Deneysel
Efendisiz
selim çok
Öykü > Deneysel
İğde Sokağı
Hacer AKTAŞ
Öykü > Deneysel
81. Çizgi
selim çok
Öykü > Deneysel
Yardım
MUHAMMET ALİ YÜKSEL
Öykü > Deneysel
Selver
Seyfullah ÇALIŞKAN
Öykü > Deneysel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.