Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
EVVELİYATA DAİR Sara’nın hışmından kurtaramayınca Hacar’ı Sulbümün sulbüdür düşman olanlar Kuzenin elinden ölüm tadanlar Hüznün kefaret olur günahlarıma Yarmışız Kızıldeniz’i vurup da asa’yı Altın buzağısıyla Harun’un günahlarını Edemem edemem ki katık açlığımıza Hüznün manna olur Kenan’a muhaceratıma Helen’in peşinden düştüm Asya’ya Peleus oğluydum Thetis’den doğma Bir ok engel oldu sonsuzluğuma Hüznün Perge olur topuklarıma Troya önünden dönüş yolunda Kaptırdım kendimi vurdum Umman’a Syrene ağında Cyclop tuzağında Hüznün şarkı olur pişmanlığıma Alexandr peşinden Küçük Asya’ya Pers ülkesinden Hint diyarına Onbindik kırıldık dönüş yolunda Hüznün sergüzeşt olur taksiratıma Rehin diye verildim Acem ilinden Efrasiyab elinden Farsi dilinden Baş vermeye geldim ceddim elinden Hüznün Şehname olur yalnızlığıma Çıkmışım Nasıra’dan samanlıkta doğma Tanrı’nın oğluymuşum Yusuf’tan olma Tenleri teskin eden Maria Magdalena Hüznün kulan olur yalvaçlığıma İskaryot ve Barabbas neden bu özöldürüm Sizdeki zaafların da yaratıcısı benim Sayrı kılar sizleri de benin naifliğim Hüznün çarmıh olur yeniden doğuşuma (veya) Hüznün tecessüm olur yaradılışıma Muhammed peşinden İslam’a daldık Evvel eşit idik üçüncül olduk Ol eskil rüya’çün hançer üşürdük Hüznün haricun olur fikriyatıma Ana atamdı geyik bir kurtsa babam Taşıdım Ülgen,Albastı ve dahi Akanam Bir büyük şahidim Geyikli Babam Hüznün eklektizm olur inançlarıma Horasan ereni sanımdır benim Kam idim Alp oldum Abdalım sandım Bu aşk ile Rum’un kapısın vardım Hüznün iman olur inançsızlığıma Ban-ı Çiçek memesin kavrarken elim Kurumuş bedenim kavrulmuş dilim Karavaş kılıklı elinden bu son nefesim Hüznün destan olur mukadderatıma Alamut kala’mız Sabbah pirimiz Cümle gılmanlar kapı kölemiz Nice devletluyu titretiriz biz Hüznün haşhaş olur başkaldırıma Hak’tan alıp halk’a vermek şiarım Dört bir diyardan hak dost derlerim Tebrizi indinde acep ben ney’im Hüznün Mesnevi olur Şeb-i arus’uma Göçerdim durmadan ırak bozkırda Çapulcuydum ben yerleşik indinde Selçuklu Osmanlı kondum kıtal’e Hüznün yaylak olur şu hayatıma Kopmadım dilimden Tanrım ararken Ne Acem ne Arap okur yazarken Tasavvuf ehlince göçebe tinden Hüznün Türkçe olur mukaddesatıma Candarlı vezirdim Oğuz’dan gelme Kan’ı resmederdim tahtın indinde Başım verip gittim devşirmelere Hüznün Asabiyyet olur kandaşlığıma Taht’a şehzadeydim sırım gibiydim Kanım yere akmadan ilmeğe boyun verdim Taht’ım işret tepsisi oldu Sarı Selim’in Hüznün Nekir olur sevaplarıma İmana gelip de döndüm dinimden Muaşşir düşmesin deyu öşr’ümden Osman soyu menetti muhabbettimden Hüznün günah olur Defter-i Kebirime Ankara’da artık kalmadıysa da bağlar Topal Osman piştovu arada bir parlar Varlık nedenini aramayan Ankara Hüznün meze olur kırmızı yakutuma
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İbrahim Balcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |