..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Zeynep Özer Akgün




10 Mart 2002
Ansiklopedi  
Zeynep Özer Akgün
O zamanlar daha ne gazete promosyonları başlamıştı nede ailecek gezmeye gidilen süper marketler kurulmuştu. Satış yapan kişilerin, akşam ziyaretleriyle ürün tanıtımı yapıp, evin reisi


:CEFG:
Taksimin keşmekeşinden kurtulmak için kendini Bostancı dolmuşuna attı. Her çok içtiğinde, sarhoşluğunu, ruh durumuna gore, farklı bir yerinde hissederdi. Trafikten durup kalkan dolmuşun içinde gözlerini kapattı. Sarhoşluğunu bacağının ön tarafında bir yerlerde hissetti. Bahsi geçen yer o kadar cok uyuşmustu ki, ayağa kalktığı an sanki devrilecekti. Tam olarak o yerin neresi olduğunu ifade edemeyecek kadar çok içmişti. Alt baldırıyla, kalça kemikleri arasında bir yerdi ama oraya ne dendiğini bir türlü hatırlayamıyordu. Fena halde takıntı yapmıştı. Eve gelir gelmez gazete promosyonu sağlık ansiklopedilerinden birini eline aldi. Bütün kitaplık bu ansiklopedilerle doluydu; ömrün boyunca atamayacağın, bir zamanların dolduruşuyla toplanmış kuponlarla alınan bir düzine ansiklopedi.....
Bacaklarının bilinmez bir yerlerindeki uyuşukluk, yukarılara dalga dalga yayılırken eline aldığı bir ansiklopedi ile öylece ayakta boşluğa bakıyordu. Elindekini niçin aldiğını çoktan unutmuştu. Aklına yıllar once şu anda durduğu noktada yaşadıkları geldi. Bu sahneyi ise aklina kitaplik da para ile satın alınan tek ansiklopedi getirdi...
Eve bir akşam orta yaslarında yakışıklı sayılabilecek bir adam gelmisti. O zamanlar daha ne gazete promosyonları başlamıştı nede ailecek gezmeye gidilen süper marketler kurulmuştu. Satış yapan kişilerin, akşam ziyaretleriyle ürün tanıtımı yapıp, evin reisine bir şeyler satmaya çalıştıkları eğlenceli bir donemdi. Satış temsilcileri tarafından akşam ziyaretlerinin –çıkartmalarının- tercih edilmesinin nedeni; para kazanan evin reisi evde bulunsun, böylece ev kadının bir kocama sorayım kaçışının önüne geçilsindi. Komşu, kendine gelen satışcıya karşı komşunun ismini, telefonunu verir. Karşı komşu ziyaret edildikten sonra satışçı, kendisini üst komşuya önermesi için ev sahibine rica da bulunurdu. Zaten çoğu zaman satın alamadıkları için mahcup veya akşamın kör vaktine kadar para kazanmaya calışan satıcıya acıdıklarından bu istek seve seve yerine getirildi.
Onlar eve gelen sayısız satış temsilcisinden bir tek ingilizce ansiklopedi aldılar. Ağabeyi o yıl hazırlık sınıfını bitirmişti ve ileride ödevlerini yaparken ihtiyaç duyabilirdi. Ama bunun gerçek olmadiğını herkes biliyordu. Evde bir yabancı dil kompleksi vardı. Bunu yenebilecek tek kisi icin elinden geleni herkes yapıyordu. O tek kisi ağabeyi idi, cunku ansiklopedi satıcısı gelmeden birkac saat önce, şimdiki kitaplığın olduğu yerde, annesi ona derslerine çok çalısması gerektiğini çünkü ağabeyi gibi onu koleje gönderemeyeceklerini açıklamıştı. Babası evin küçük erkeğine yatırımı uygun bulmuştu.
Ailesinin onun yerine ağabeyi ile bu kadar ilgili olması onu kendi başının çaresine bakması gerektiğini belki taa o anda öğretmisti.
Elinde ki ansiklopediye baktı. Tam aradığı sayfanın açık olduğu fark etti. Anatomi resminde ağrıyan yerinin üstüne “diz” yazmışlardı….






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Zeynep Özer Akgün kimdir?

\'\'. . . Sonra sözcüklerin kumda bıraktığı izlerin içine yerlestim. Onlar kadar geçici, onlar kadar tek dalgalık yaşamak beni asla korkutmadı. Her dalga bana yeni kumlar getirdi. Sonra sözcüklerin yeni kumlarda bıraktığı izlerin içine yerlestim. . . . "

Etkilendiği Yazarlar:
Bukowski, Trevanian, Milan Kundera, Barbara Nadel, Sebnem Isiguzel, Muge Iplikci, Perihan Magden


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Zeynep Özer Akgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.