Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
"Niye beni ataşlara yandırdın" İlkay Akkaya böyle söylüyordu o güzelim türküsündü.Acaba kime sesleniyordu kime bu sitemkar sözlerdi. Hiç kimse bir başkasının ateşlerde yanmasını istermiydi.İstemezdi tabiki kim isterki böyle acımasız bir şeyi.Ama bu türkü böyle diyordu."Niye beni ataşlarda yandırdın,Varıp gittin bir soysuza yoldurdun. Kime kin ettinde giydin alları,yakın iken ırak ettin yolları" diyordu bu türküde.Daha aslında çok şey söylüyor belki sizi hazinlendirecek,anılara götürecek,tekrardan sönmüş bir aşkı alevlendirecek ne sözler.Peki acaba ne oldu da bu sözlerin yazılmasına neden oldu.Kim bu kadar içten birisini sevdi,yada sitem doluydu ki bu türkü ortaya çıktı.Acaba gerçekten hayatımızda dilebiliyormuyuz sevdiğimize"Niye beni ataşlarda yandırdın"diye.Neler olmuştuki bizim görmediğimiz,hissetmediğimiz,yaşayamadığımız bu sözleri yazdıracak.Tabiki bilemeyiz.Belkide biliriz ama bilmek istemediğimiz.Belkide hepimizin yaşadığı duygular,hisler bunlardı.Belkide bu türküler hepimizi anlatıyordu.Belkide dünüzü,bu günümüzü,yarınımızı anlatıyordu bu türküler.Yani başımıza gelecekleri bu türkülerden aslında daha iyi öğrenebiliriz. Demekki varmış ki böyle acımasız şeyler aşkta,sevgideki bu türküler yazılmış,okunmuş.Hep böyle sevda yüklü,hep sitemkar değilmidir zaten türkülerimiz.Ama bu sitemlerde gerçek olan bir şeş varki hep seven acı çekmiş yüzyıllar boyunca.Hep çile,hep dert,hep üzüntü,hep özlem,hep yanmış ateşlerde.Ne için sadece o ateşi görmek için,o ateşin güzel bir yanını keşfetmek için.Ateşte yanmak ne kadar güzel bir şeyki herkes ateşte yanmak istiyor ya.Yani aşk,sevgi ateşte yanmak ise neden herkes ateşte yanmak için can atar yanmayı tercih eder ki.Bile bile acaba ateşte yanmayı mı tercih ederler,yoksa o ateşin kendilerini yakmayacağını mı sanırlar acaba.Bilemem artık türkü böyle söylüyor.İşte bu bir türkünün söylediği acımasız görünen bir o kadar da gerçek olan sözleri.Acımasız olan sözler mi gerçek olan mı.Zaten hep gerçek olan acı oluyor nedense.Önemli olan gerçeği görmek,kabüllenmektir. Yanmak isteyen var mı acaba bu ateşlerde bile bile kendini ateşe atmak isteyen.Vardır ya yinede o ateşin sıcaklığını hissetmek isteyen,ateşin nasıl kendilerini yaktığını görmek isteyen hep olmuştur zaten.Olmuştur tabiki ya olmazsa bu türküler öylesine yazılmış olamazki.Ama insan dinlerken gerçekten öylesine hüzünleniyor,öylesine dalıyorki bu türkülerde.Acaba diyor bende böyle mi yanacam,yandım mı diye. Ama en güzeli ne biliyormusunuz ateşte insan ne kadar çok bile yansa ama yine de ölmez, ateş onu öldürmez sadece yakar. not:siz yine de o güzelim türküleri dinlemekten vazgeçmeyin,korkmayın yanmazsınız!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © barış durak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |