..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > tibet




31 Mayıs 2006
Çocuk ve Aşk  
tibet
aşk eski günlerini özlüyor ve çaresiz olduğu için ağlıyordu. küçük bir çocuğa içini döküp bir parça rahatlamıştı.


:BCIH:

Küçük bir çocuk,evlerinin önündeki kaldırıma oturmuş ağlayan birini gördü.
Meraklı gözlerle yanına yaklaşıp, neden ağladığını sordu ona. Böyle dertli olması üzmüştü çocuğu. Cevap alamayınca kendisi üzüldüğü zaman babasının yaptığı gibi dostça yaklaştı ağlayan kişiye. “Önce tanışalım istersen benim adım Arda senin adın ne?” diye sordu. Ağlayan güzel yüzlü adam “Aşk” diye yanıtladı onu.
“Aşk mı?”
“Evet ben Aşk’ım” dedi dudağını bükerek.
“Neden ağlıyorsun peki?”
“Çünkü dünya üzerinde neredeyse hiç değerim kalmadı. Bana değer veren o kadar az insan var ki buna üzülüyorum ve bu yüzden ağlıyorum” dedi. Çocuğun meraklı ve şaşkın gözlerine baktı Aşk anlamadığı gayet açıktı.
“İstersen sana kendimden bahsedeyim biraz. Çünkü beni henüz tanımayacak kadar küçüksün.” Başını salladı çocuk ve dinlemeye başladı.
“Çok uzun zaman önce cennetteki köşemde otururken, yeryüzüne inmem için bana emir geldi. Adem ve Havva’nın birbirlerine aşık olmasını sağlayacaktım ve onların birbirlerinden ayrılmamaları için uğraşacaktım. Böyle olursa insan nesli çoğalacak ve dünya üzerinde yepyeni bir hayat başlayacaktı. Bana emredilen görevi hemen yapmaya başladım. Önce erkeğin, sonra kadının kalbine girdim gizlice ve kalplerinin birbirleri için atmalarını sağladım. Ama gücüm birkaç ay sonra tükendi görevimi iyi yapamaz hale geldim” dedi.
“Bunun üzerine yeryüzüne Sevgi’yi gönderdiler. Bu seferde o kadınla erkeğin kalbine girdi ve ben mecburen çıktım hayatlarından. İlk zamanlar biraz kıskanmıştım ama benden daha güçlü biriyle ortak çalışmak işime gelmişti. Gel zaman git zaman biz onunla çok iyi dost olduk. Yer yüzünde o kadar çok insanın birbirine aşık olup, sevmesini sağladık ki sayısını ben bile bilmiyorum. Her yere yetişmek zorundaydık. Sevgiyle birlikte bir günde binden fazla kişinin kalbine girdiğimizde oldu. Bir gün bir karar verdik yetişemediğimiz yerlere ayrı ayrı gidecektik o sevgi verecekti kalplere bende aşk. Onun insanlara verdiği hisler genelde uzun sürüyodu ama benimkiler kısaydı. Bazen işini bitirince benim yanıma gelip, çiftlerin birbirlerine karşı duyduğu hisler bitmek üzereyken sevgi aşılıyordu. Ancak dünyanın nüfusu arttıkça bizim işimizde zorlaşmaya başlamıştı.”
“Senden başka Aşk yok mu?” diye sordu çocuk.
“Maalesef yok” diye yanıtladı küçük çocuğu aşk. “Keşke olsaydı o zaman işim bu kadar zor olmazdı ve şu anda üzülüyor olmazdım.”
“Peki seni üzen asıl sebep nedir?”
“Beni üzen asıl sebep” diyerek iç çekti Aşk. Dedim ya dünyada nüfus arttıkça ben yetişemez oldum ve bazen insanların kalbine çok küçük hisler koydum. Tabi doğal olarak ilişkileri uzun süremez hale geldi insanların. Bu benim en büyük hatamdı çünkü bunu fırsat bilen kötü kalpli heves geldi ve herkesi yanılttı. İlk zamanlar birbirlerini görünce dizlerinin bağı çözülen dillerinin tutulduğunu sanan ve heyecandan her bir hücreleri titreyen insanlar artık çok sıradan bulmaya başladılar bu duyguları. Geçmişteki bütün aşkları masal diye nitelendiriyorlar ve beni istemiyorlar artık. Heves onların kalplerine girip kötülüğünü bıraktıktan sonra insanların kolayına geldi bu ve ben hayatlarından çıkıverdim öylece.”
“Peki sen istediğin kişinin kalbine giremiyor musun?”
“Girebiliyorum ama Heves benden önce davranıyor ve beni içeri almıyor. O benden daha hızlı.”
“Beni gerçekten özleyen ve isteyen o kadar az insan var ki sanırım ben bu dünyada daha fazla barınamayacağım ve biteceğim. Görevimi düzgün yapamadığım için cezalandırılacağım belki. Dostum olan Sevgi benim halime çok üzülüyor ama sanırım benim başıma gelenler yavaş yavaş onunda başına geliyor. Sevgisiz aşksız bir dünya düşünemiyorum ben küçük çocuk o zaman herkes birbirine düşman olur.”
“Üzülme ben büyüyünce birine aşık olacağım ve senin tekrar işine dönmene yardım edeceğim” dedi bütün içtenliği ve masumiyetiyle. Bu sözler aşkı güldürmüştü. Henüz çok küçük olan bir çocuk, dünyadaki insanların duyguları nasıl yozlaştırdığının farkına varamazdı ama “umarım” diyerek onayladı çocuğu.
“Şimdi gitmem gerek çoook uzaklarda bir yerlerde bana ihtiyacı olan birinin olduğunu hissediyorum. Heves gitmeden önce ben yetişmeliyim oraya. Büyüdüğün zaman görüşürüz küçük çocuk hoşçakal” dedi ve uçup gitti. Çocuk Aşk’ın anlattıklarını çok beğenmiş ve bir o kadarda üzülmüştü. Ardından bakarken, “Sana söz veriyorum ey aşk, büyüdüğüm zaman seni mutlaka bulacağım” dedi.
Herkesin bir gün gerçek aşkı bulması dileğiyle…
BB>    

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Aşk güzel şey
Gönderen: lale yeşiltaş / İstanbul/Türkiye
4 Haziran 2006
Eserinizi çok başarılı buldum. Sizin gibi duygusal insanların var olduğunu bilmek içimi rahatlattı. Bundansonraki yazılarınızı sabırsızlıkla bekleyeceğim. Çalışma ve sosyal hayatınızda başarılar dilerim.

:: biz ve bizden öncekiler
Gönderen: coşkun canpolat / Ankara/Türkiye
4 Haziran 2006
merhaba tibet aşk üzerine yazdığınız yazıyı okudum. Gerçektende artık bizden sonraki neslin unuttuğu bir olay. Bizden sonraki nesil diyorum yaşım 33 biz galiba aşka inanan son nesiliz.insanlar artık menfaatleri ugruna ilişki yaşıyor. Atalarımızın söylediği gibi ''iki gönül bir olunca samanlık seyran olur'' lafı bitmiş.Aşkın hüznü bukadar gerçek bir şekilde yazılır.Dileğim o ki bu yazıyı genç nesil yani yirmili yaşalardaki insanların okuyarak aşka inanmaları.Başarınızın devamı dileğiyle. saygılar...

:: hoşgeldiniz!
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
2 Haziran 2006
Merhaba Tibet; İzedebiyat'a hoşgeldiniz...Aşkı, sevgiyi ne hale getirdik, di'mi?.....Zor yaşam koşulları mı köreltti dersiniz duygularımızı.Sevgiyi ve aşkı bile doğru dürüst yaşayamaz - yaşatamaz olduk.Gelip geçici heveslerimize, belki kıskançlığımıza, egoistliğimize, zamansızlığa kurban ettik aşkı - sevgiyi...Oysa onalr bize çok gerekli...Sevgiyle kalın...Kâmuran Esen




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnızlık [Deneme]


tibet kimdir?

yazmak benim için terapi gibi. duygularımı doğru ifade edebiliyorsam son derece etkili oluyor

Etkilendiği Yazarlar:
açıkçası okuduğum ve beğendiğim her kitabın yazarı beni biraz etkiler


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © tibet, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.