..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > ismail sarıgene




21 Temmuz 2006
Yağmurları Giyindik Üzerimize  
ismail sarıgene
Yağmuru Cennet, baharı rahmet kokan vatanıma Siirt dağlarında yedi Mehmetciğimiz gözünü kırpmadan canını vermiştir. O gece yağmur yağmamıştı semadan. Yedi Mehmetciğim yıldızları giyinip vatan için siper oldular kör kurşunlara..O gece, üzerlerine yağmurları giyinip yıldızları ördüler al bayrağımıza. Zifiri karanlığı gözlerindeki vatan aşkıyla aydınlatıp al kanlarıyla nice cicekler ektiler kurak toprağımıza. Dudaklarına bir yudum vuslat şerbetini değdirip adlarını Şehitlik mertebesine yazdırdılar. O gece, yağmur değil; yıldızlar yağmıştı toprağa.


:CEJF:
Gözyaşını evlat edinen Şehit Analarına.."

O gece, ay bir başka yorgundu. Başını ıslak bulutların arasından semaya uzatıyor, birazdan ısınacak nemli gözlerini kurutacak güneşi arıyordu sanki. Rüzgar, birazdan yağacak yağmuru müjdelercesine sert kayaların tozunu inceden inceye alıyordu. Zaman, çoktan gece yarısını geçmişti. Gece yarısı olmasina rağmen yıldızlar yoktu o gece. Fırtına öncesi sessizliğe bürünmüştü herşey.Ve bizler, memleketimin bulut gözlü akşamlarına Vatanımızı bekliyorduk. Düşmanın göğsüne her birimiz bin hançer gibi dağılmayı beklercesine ellerimiz namluda, gözlerimi karanlıkta Cennetin ılık nefesini soluyorduk. Kurban edilecek koçlara yakılan kına gibi toprağımızı sürdük alnımıza. Kurumuştu dudaklarımız Temmuzun alev alan gecesinde. Susadık ; Cennetin Kevser ırmağını sürdük kuru dudaklarımıza. Herkes nefesini tutup suskunluğun baş harflerine kilitlenmişti. Sessizliğin içinde yalnız değildik oysa. Vatan nöbetindeki sessiz bekleyişmize Koca Seyit, Mülazım Mehmet Selim ve Kınalı Murat tanıklık ediyordu. Ama gece ve toprak susamıştı..Yağmuru bekliyordu bulutlar. Duaları, dudaklarında asılı kalmamış bu topraklar ellerini semaya kaldırıp yağmur duasına durmuştu sanki..Siyah bulutlar nazlı gelin gibi serilmişti gökyüzüne. Toprak susamış, semanın dudaklarını kurumuştu. Yağmura hasret kalmıştı memleketim. Beklenen yağmurdu..

Suskunluğun örtüsü aralanıp yağmur düşmeye başlamıştı toprağa. Kurşunlar aydınlatıyordu karanlık geceyi. Kelimeler susmuş, namlu sesi yavan kelimeler kuruyordu sanki. Yağmur yağıyordu memleketime..Yıldızlar yağıyordu yüreklerimize. Nene Hatunlar, Sütcü İmamlar uğruyordu siperlerimize sanki. Gökyüzüne kanatlanıp tekrar yeryüzüne inen Melek'lerin nurlu yüzlerini seçebiliyorduk o kargaşada. Yüreklerimizi kurşunlara sarıp düşmana yolluyorduk. Yağmur susmuyordu; alabildiğine yağıyordu. Rüzgar, bir anne eli gibi usul usul saçlarımızı okşuyordu.Yıldızlar yağıyordu saçlarımıza. Cennet kokulu damlalar düşüyordu dudaklarımıza..

Şafak sökmüştü gecenin karanlığından.Yağmur artık dinmiştir. Toprak, kan kokmaktadır. Dağları aralayıp toprağıma düşen güneş bile ağlamaktadır. Yedi Mehmetçik siperlerinde vatan için bayrak için şehit olmuştur. Bedenleri ışıl ışıl.. Gözleri hala gülümsemekte. Devletin bekâsı için kuru topraklarımızı kanlarıyla sulayan Mehmetciklerin dudaklarına nurlu bir el tarafından Kevserin zemzemi sürülmektedir .

Yağmuru Cennet, baharı rahmet kokan vatanıma Siirt dağlarında yedi Mehmetciğimiz gözünü kırpmadan canını vermiştir. O gece yağmur yağmamıştı semadan. Yedi Mehmetciğim yıldızları giyinip vatan için siper oldular kör kurşunlara..O gece, üzerlerine yağmurları giyinip yıldızları ördüler al bayrağımıza. Zifiri karanlığı gözlerindeki vatan aşkıyla aydınlatıp al kanlarıyla nice cicekler ektiler kurak toprağımıza. Dudaklarına bir yudum vuslat şerbetini değdirip adlarını Şehitlik mertebesine yazdırdılar. O gece, yağmur değil; yıldızlar yağmıştı toprağa.

Temmuz 2006

İsmail Sarıgene



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bedelini "" Yüreğimle "" Ödediğim En Masum Günahındım
Gözümü Kapadım / Yakala Beni Ey Aşk!
Özlediğim Kadar Sensin / Sevdiğim Kadar Bensin
Ayyuka Çıkmışken Kekemeliğim / Bir Bıçak Yürür Sol Yanıma
Gözlerinin Kıyılarında Büyümek Öylece
Her Gülüşün Dua Olur Yalnızlığıma
Bir Dua Asılı Kaldı Dudaklarımın İki Yakasında
Sen Geldin / Bildiğim Herşeyi Unuttum
Ben Sana Mecburum Sen İmkansızlığa!
Demlenmiş Yalnızlığını Yudumluyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yokluğunu Öptüm [Şiir]
Hasretinle Yaşıyorum [Şiir]
Kıyamam Sana [Şiir]
Severken Unutmayı Öğrenemedim [Şiir]
İmkansızlığını Sevdim [Şiir]
Nerden Bileceksin ki [Şiir]
Güllerim Yansın Avuçlarında [Şiir]
Gözlerine Sakladım Cenneti [Şiir]
Hiç Yağmur Üşür Mü Anne? [Şiir]
Unutmak Ölmekti [Şiir]


ismail sarıgene kimdir?

Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin. Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında. . Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim. . Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin. . Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin. . Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.

Etkilendiği Yazarlar:
Acılarımın arasında kalmış yetim düşlerim beni anlatmaya yetiyor


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ismail sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.