Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Seninle yine o koridorda karşılaşmıştık. Hatırlamazsın. Dışarıda yağmur yağıyordu. Karanlıktı. Sen biriyle konuşuyordun. Ne yüzünü gördüm, ne gözlerini, ne de saçlarını …. Yalnızca siluetini gördüm ben. Konuşurken hareket eden ellerini bir de. Bir de sesin. Ağzından çıkanların hiçbir kelimeyi duymadım, anlamadım. Ama sanki kelimeler ağzından çıkıyor koridorun havasına karışıyor gelip tenime dokunuyordu. Belli ki yine yanılmıştım. Karanlıkta ışıldıyordun. Ama şimdi bunu da anlıyorum. Işıldayan da sen değildin. Üzerine geçirdiğin küstahlığının, kibrinin zırhıydı, gözlerimden çıkıp üzerine düşen ışığı bana yansıtan. Gözlerimi kamaştıran. Sen değildin ışığın kaynağı. Bendim. Geldim yine. Yoktun. Hep yoktun. Hiç yoktun. Ben hep yalnızdım. Şimdi anlıyorum hiçbir zaman değişmeyecek bu. Ben hep yalnız kalacağım. Yalnızlığım içinde devam edeceğim seni yaşatmaya. Kafamdaki seni yaşatmaya. Sen olmayan seni. Gerçek olmadığını bilsem de, bunun bir oyun olduğunu bilsem de tek başıma oynadığım, hiçbir şey değiştiremiyor içimdekileri. Ben hala seni….….Sen olmayan bir sen olsa da bu. Bir gün değişecek mi? Gerçeği kabullenip vazgeçecek miyim seni istemekten, olabilir mi diye düşünmekten, bu komik oyunu oynamaktan? Evet, ise cevabı o gün hayattan da vazgeçmiş olacağım. Umutların bittiği yerde ölümün sessizliği başlar çünkü. Umuttur yaşatan insanı çünkü. Umutlar bitiyse ne gerek var dahasına. Bu işkenceyi uzatmaya. Gerçi umuttur aslında işkenceyi uzatan. Ama dediğim gibi umuttur yine yaşatan insanı, bir işkence olsa da yaşamak. Karar vermek gerekir. Bir işkenceyi yaşamayı seçmek mi, yoksa işkenceye son verecek son bir hamle yapmak mı? Cesaret ister her ikisi de. Hangisi daha fazla? İkincisinde biter her şey işkence dahil bir anlık cesaret gerekir yalnızca, birincisinde ise değişen bir şey olmaz, işkenceyi yaşamaya devam edersin daha fazla cesareti gerektirir belki de. Geldim yoktun. Hep yoktun. Hiç yoktun. Hiç olmayacaksın. Hangisini seçmeliyim? Sonsuz bir işkenceyi mi yoksa bir anlık cesaret gerektiren sonu bilinmez bir bitişi mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © AZELEA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |