|
Önce insan olmalý. .
Nasýlmý? Yaþama bakabilmeli,görebilmeli dokunabilmeli ve tüm bunlarý ayrýþtýrabilmeli kafasýnda.
Algýlarý açýk olmalý kendi sokaðýnýn dýþýndaki hayatlara. . Kendini sunabilmeli tüm çýplaklýðýyla, herkesin benliðindeki onaylanma kaygýsýnýn ortasýnda.
Satýr aralarýna kelimeler sýkýþtýrmalý. Okudukça deðil, yaþadýkça anlamalý insanoðlu.
Tarih satýrlara sýðýnmalý. Yazarýný yeniden doðurmalý baþka bir miladýn ilkbaharýnda.
Yurduna, soyuna sevdalý olmalý. Ayak bastýðý topraðýn tarihi kokmalý ve yaþatmalý yeniden doðurmalý satýrlarda.
Özlemli, hasretli kimi zaman öfkeli olmalý. Sanata duyarlý siyasete tarafsýz bakabilmeli ve bir çizgi çekecekse ütopyasýna, iþte o zaman yeni bir gün doðarmýþçasýna tutulmalý kalemine.
O çizgiden sonra yazdýklarý o yöne kaymalý. Anlaþýlýr olma, anlaþýlamama kaygýsýndan çok, ifade edebilme düþünce özgürlüðünü katýksýzca kullanmalý yolunda.
Cümle kuramayanlarýn cümlesi, soðuk savaþ yýllarýnýn izleri, bir kadýnýn gözyaþý olup akabilmeli kitabýnýn her satýrýnda.
Ziyafetlerinin ortasýnda hep aç kalkmalý sofralardan. Zaaflardan,hýrstan þehvetten deðil, yazma arzusundan, öðrenme arzusundan okuma arzusundan vazgeçebilir olmamalý.
Tek sevdasý kalemi olmalý. .
Geliþim bir süreçse, o süreç hep açýk kalmalý onun kapýlarýnda. Çünkü geliþtiðini anladýðý andaki dur, aynýlýðý tekrarlatýr ve bu aynýlýk içinde yazabileceklerine deðil, tekrarlarýna sýralanýr ve dizilir satýrlarýna.
Eleþtirilere, açýk olabilmeli. Ve hayata farklý pencerelerden bakanlara fikirlerini dayatmak yerine kendi penceresinin bir karesini sunarak verebilmeli cevaplarýný.
Gerçeði, yalnýzca gerçeði dökmeli mýsralarýna. Çünkü yazarlar insanlara duymak istediði deðil, duyamayacak keskinlikteki gerçekleri okutur.
Görebilirmiydi gözlerimiz bir karýncanýn topraktaki izini? Ya da puslu bir akþamýn yarattýðý o gri geceyi?
Gerçekleri görebilmek için önce kendi gerçeðiyle yüzleþebilmeli insanoðlu. Bu yüzden önce kendine sormalý, baþkalarýna sorular sormadan önce aslýnda kim olduðunu, ne olduðunu, zaaflarýný ve tüm korkularýný kendine söyleyebilmeli ki, baþka baþka hayatlardaki izleri kendi kalemine taþýyabilsin.
Bir þiiri, bir kitabý bir sözü eleþtirmek, bu cümleyi böyle yapabilirdin demek,bir masalýn ortasýnda okuyucunun bu son böyle daha iyi olurdu demesi kadar komik geliyor.
Satýrlara zincir vurulmaz. Bir kelimeden binbir anlam çýkartabilenler de olacak, bir kelimenin sonuna nokta koymak isteyenlerde.
Kendi sözlüðünün anlamýný çýkartanlar da olacak yeni cümleler katabilende.
Bir yazar olmalý. Bir yazan olmalý. Önce tüm zaferlerden arýnmalý. Kalemine sevdalý yüreklerle buluþmadan, baþka baþka kahramanlar yaratmadan kendi egolarýný baþkalarýna kusmadan önce, kendine bakmalý.
Bu yolculuk yaþam çizgisi kadar belirsiz olmalý. Bilmeli hayatýn bir noktasýndan sonrasýný, öðrenmeye,okumaya ve algýlamaya adamýþ bir tercih var taþlarýnda.
Ellerinde tuttuðu inançlarý kadar saðlam olmalý özbenliði.
Sistem,tarih zaman duyarsýzlaþsa da, gördüðü herþeye karþý duyarlý olmalý. Yaþadýðý yerin konuþamayan sesindeki yanký, bir sevgilinin aðýtlarý kadar keskin bakmalý hayata.
Yaþam aþký dolmalý ruhuna. . .
Etkilendiði Yazarlar:
Ömer Hayyam , Jean-Paul Sartre ,Socrates
|