Tanrı insanı yarattı, insan da sanat yapıtını. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Yun_us_;Yunmuş –Akıl arınmış bayram etmiş akıl demektir.Yunusun karnındaki kurtuluşu da Yunus peygamberin ,külli irade denilen bu aklın farkına varılması ya da vardırılmasıdır. -Bizim Yunusa gelince ;onun bir kategorisi vardır ;EMRE-Emre tabi olan yani kul ama görevli olan .kim tarafından tabi ki yaratanı ve onun farkına varıp TAPTUĞU-Taptuk dedikleri de bu dur .Ve kul Yunus arınmak için tabi ki onun kapısına gider .Hak kapısına .Buraya gitmek için sadece istemek yeter .Zaten emrolunmuşsun…!ama bir de SARI SALTUK vardır .Sarı bakara inançsızlara çıkarılan zorluğun rengidir.hani rengi altın gibi sarı olan bir inek veya sarı başaklı buğday gibi bu renk Kuranda geçer.işte bu seçim sınavında görevli olan bir adı da nefis olan SARI SALTUK bir kırba şarap yollar TAPTUĞA yani amellerini sunar .bu sunuş direk değil zaten seçtiği şey anında kaydedilir ya amel defterine yani kilitlenir o alemde .Neyse manadan devamla..Bu şarabı TAPTUK tekrar sunar ..çünkü rahmeti sonsuzdur al bir fırsat daha bunu iyiye çevir der yani.ve buyurur ki sen bu kötüyü iyiye çevir .Şarabı helva yap .İşte bu yüzden Veli kullar vesvese ve kötülük olan hasletlerden korkarlar .Onların kalplerinde iyi düşünmekten ve iyilikten başka bir şey bulunmaz .ve her geleni hayra yorduklarından hep güler yüzlü ve Sabırlı olurlar .ve bu helva Sarı saltuğa hediye olarak yollanır .Yani nefis iyiliklerle kurtarılır.İşte bu kıvamda Taptuk tan şarap şerbet olarak sunulur emrolunana .Emre ye ve şöyle denir ..al bu şerbeti insan ayağının değmediği yere dök…işte farkın fark edilmesi…bir düşünün insan ayağı deymeyen yer neresi .Tabi ki akıl .işte bu yüzden Yunus şerbeti yere dökmez de içer .şimdi şerbetin ve şarabın ne olduğunu anlayıp erenlerin aşk şerbeti içtim diye yanmaları bu yüzdendir ancak anlayan anlar bu yüzden ne demiş bakın -BİLMEYEN NE BİLSİN BİZİ,BİLENLERE SELAM OLSUN… -ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜM YUNUS DİYE GÖRÜNDÜM -ADIMIZ MİSKİNDİR BİZİM DÜŞMANIMIZ KİNDİR BİZİM Bu sözleri bir de bu manada anlayın Yunus u bulmak sadece perdeyi aralayın yeter. Perde nedir diye merak edeniniz olursa perde çok ayrı bir konu ama kısaca perde namazdır .SALAT huzurun huzurda bulunduğu ortam demektir .ister yat ister otur ister ayakta bu yüzden kıyam ruku ve secde tehiyyat şıkları dolu olmadı gözünle yani ima ile arala işte salat la aralanır perde yani Allah a arandaki tüm perdeler namazda kalkar . orda Sen yaradan ın huzurundasın eğer bırakırsan perdeyi kapatırsın .boşuna bu perde ve setr olayları dillerde dolanmıyor anlayana …Biz yine dönelim masal tarzı na ..nedense insanlar masallara inanırda hakikatleri kabul edemezler .eh bir tercüman bulsalar .Ne yapayım Yunus ta beni ramazanda ziyarete geldi nefis açken öze kavuşuyor ya… -BENİ BENDE BİLMEN BENDE DEĞİLEM SURETİM BOŞ YÜRÜR BENDEN İÇERİ -SEVERİM BEN SENİ CANDAN İÇERİ..BİR BEN VARDIR BENDE BENDEN İÇERİ aslında içeru yani öte anlamı orijinal de içeri olunca içinde anlamayınız fenafillahtan misalle.. -TAŞTIN YİNE DELİ GÖNÜL …Durduramazsın beniiii eh bu Yunus nasıl devam edcek ediym sonunu getirmem gerek .Derbeder ve dünya derdi var nefis var .Taptuğu nimet sunar ona mükafatla hemde kendi kızını .eh nihayet bir Rahim sıfatı bulduk .kızın adı gevher dir .Cevher ise Öz demektir Öz ise tin ve saklayan cevheri toprak .Tüm cevherler topraktan çıktığı için topraktan yaratılma olayı zaten açıkça bellidir .Zaten toprağın bileşimi ile cesedin bileşimi kimyada aynıdır .burdan devamla gel gör ki Yunus hakkı arıyor toprağa çakılamaz ve reddeder .seçimi de himmet mi buğday mı da yanılsada menfaati atıp himmeti seçer ve bu yüzden suya atılan bir asa çıkar ortaya .Bu da dünya sevgisini bırsakmak ve sırat –ı müstakim nehrini takiple aranmaktır .bir sofra açma olayında Yunusa dua sırası senin derler yoksa sofra açılmıyor .bakın bunu da yemek anlayıp sofra duası sananlar .açılacak olan rahmet sofrasıdır Maide diye de geçen İsaya gökten inen sofra bunu restorasn menülerinden ayıralım.Rahmet sofrasını açacağı da dua dır dua da ancak kapıda olr kapıda kapı yok perde vardır …devamla kısaca yunus yani beşer akıl henüz derinin farkında değil bir varsa mertebe düşecek tam çıkarken olmaz iniş zirvede başlar çünkü en ala da Allah vardır ve kimseye vermez bu yüzden tek tir verseydi herkes Allahım der gezerdi Tevbe haşa…Yunus dua etmeyi de bilmem ki der içinden amn şimdi ayıp olmasın der ve sessizce Allahım bu sofra kimin duasının makbulu ise o kişinin duası neysde onunla aç der . bu da itikattir yani bilmek bilim ama iman ilimdir .Bu yüzden nebimiz Ümmi idi ama Resulullahtı .yani hiçbir zaman ben bilirim aman ben oldum yok .ve birda cemaatle olmak yani birlik olmak ve Yunus sorar sofradakilere merak ettim bu sofrada siz kimin hatırına dua ettiniz der .Onlar da Yunus emre diye biri adına .derler yani kulluklarını bilerek Emrolunana --KURU İDİK YAŞ OLDUK ,AYAK İDİK BAŞ OLDUK -FAZLA AÇMA SEN BUNU ARDINDAN SENİ SİGAYA ÇEKEN –BİR MOLLA KASIM GELİR .burda manada şeriatçılar molla takımı olup nübüvvet yolunda giderken velayet yolunu yani tarikast hakikat marifeti reddederler .bu yüzden ruh ve beden ilişkisi ne ise şeriat ve tarikat veya hakikat veya nübüvvet ve velayet odur .örneğin Resulullah hem veli hem nebi idi ama vuslatından sonra velayeti Hz. Ali ye devretti .HZ.Ali velidir ama Nebi değildir Alevilere duyurulur.hakikate vakıf olanlar zaten Ya Muhammed derler .S.A.V inkar etmezler ama cahiller namazda bile HZ. Muhammedin selamında yerine Ali diyorlar Allah Affetsin ve imanlarını korusun Çünkü La ilahe illallah Muhammeden resulullahtır .TEvhid …. biz yunusa dönelim. Yunus artık hakikat sofrası açıldıktan ve bu dünya nimetlerini ardına aldıktan sonra bakın ne der : -ONLAR Kİ ÇOKTU MALLARI ,,GEL GÖR NE OLMUŞ HALLERİ -DÜMDÜZ BİR GÖMLEK GİYMİŞLER,ONUNDA YOKTUR YENLERİ eh artık olgunluk var da sonu şöyle yoralım çünkü her son yeni bir başlangıçtır bu yüzden her devirde tekrtarlanır durur bu yunus mekanı mezarı yeri yurdu bilence bellidir ve her yerde mezarı bulunur .Taptuğun kapısında son icazeti alır ve manaya varır çünkü o alemde beşer göz değil mana gözü açıktır işte burada da şeriatı aşıp tarikat yoluna geçerken ki sıratı da diyebiliriz eğer bizim derse taptuğu varacak yanına eğer hangi derse demek daha şeriatı aşamamış ,ver bizim emri ile özgür ruhlar kervanında irşadı manada görevine ve vuslatına kavuşur. burası çok ince bir anlatabillsem ..Yunus vuslatını bir ağacın dibinde yapıyor da bir diyara varır ve harap bir diyardır burası ve arz dır birde bizim SAİT var YUNUSU EN SON GÖREN.BİZİM SAİT aslında bizim seyit dediğimiz tavazu sevgi dolu gönüllerdir de .bir ağacın dibinde bulur bizim Sait Yunusu ama Yani irşat görevi devrolacak kime seyit lana yani akledip anlayana nasıl anlayacak bakın Bizim Sait karşısında 7 atlı görür yüzleri örtülüdür hadi bakalım suret meraklıları şekli bırakıp manaya dalalım bu da böyle yoruldu ve 7 nin esrarları mevzuyu dağıtır ama Kuranda altı günde hazırlanan alemlerden sonra bir günde de arzın yaratıldığı biliniyor. Sait yedi atlının perdelerini açmak ister ve izin yok kendi asla açamaz ve atlılar kendileri bir bir açarlar görülen tüm yüzler yunustur Sait şaşar daşaşar korkar da kaçar ama asla kurtulamaz çünkü artık 7ler çoğaldıkça her baktığı alem evrende ne varsa YUNUS OLMUŞTUR .Yani akıl
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © fatma, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |