"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
-I- Sevginin küllenmiş ateşinden korku çığlıkları yükselir, ve her insan ezberindeki yalnızlık repliğini seslendirir, yüzüne biçimsiz bir eda ve yalancı bakışlar katarak… Olan bitenlerin pişkinliği suratında olmayanların olmayacakların kahr-eden hesabı vardır buram buram aklında… -II- Rüküş giysiler giyinen bir fahişedir artık aşk komidinin üzerine bırakılan para kadar yaşanır. Biz onu meleklerden aptal bir şarkı olsun diye çalmadık. Oysa şimdi, arabesk ritimlerle söylenen aptal bir şarkıdır dillerde… Ne kadar Hülya’lı yaşansa da bir tutam bal yok Petek’lerde, ne kadar aşkı yaşasa da sanatsal! çevre aşkın zerresi düşmüyor onlarla sanatın içine… -III- Bir arkadaşa bakıp çıkılacak sıklıkta ve hızlılıkta yaşanılır olmuştu aşk, şuursuzca bir tutkunun esareti soluk benizlerde, gece gezmeleriyle eşdeğer zaman aralıklarıylaydı tüm sevişmeler… Mecnun’sal bir ivmeye kaçmak isteyen aşk, turuncu giysilere bürünmüş yalnızlıklara itiliyordu, modern çağın gereklerini yerine getiremeyen aşk, küskün bir şekilde ölümünü bekliyordu… -IV- Bilinmezlik emin adımlarla ilerliyordu zaferine, insanlığın sevda bahçesinde güller kurumuş ve pis kokular yükseliyordu soğuk metal yordamı, çirkin yürekli kral imzalı. Casablanca’da bir film setinde unutulmuştu belki de aşk. Tekrar hatırlara gelsede Rüzgar gibi geçmişti hatıralara doğru… Mum alevi kadar aydınlıkta, Selvi boylu,al yazmalı hiçbir kız sahip çıkamadı aşkına, törelerin insafsız kurşunları değiyordu kızların lekesiz ve tertemiz öpülesi alnına… -V- Yunus’tan miras kalan ilahi bir destandı aşk, Pir Sultan çığlıklarıyla bulmuştu özgürlüğünü ve benim yaşadığım yüzyılda yitirdi adının anlamını / Kendimden utanırım. Şairler dolaşırken saf saf şiir söyleyerek, aydınlarımız bir küreselleşmenin telaşı içinde… Artık, hiçbir pembe panjurlu evin bahçesinde çocuk cıvıltılarıyla yükselmeyecek aşk, yiğit destanlar gibi dağlara kazınmayacak. Ve yol geçen hanına dönüşen bu sanat,bu edebiyat aşkın öldüğünü hiçbir zaman anlamayacak. İhsan Altınışık
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İhsan Altınışık, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |