Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
- biraz vişneli dondurma, biraz vişneli dondurma bulursam düzelir her şey… biraz vişneli dondurma… Yüksek sesli tiz bir konçerto kapladı odayı. Ağlamak üzere olan gözlerle uzun bir sone kulaklara çalınmaya başladı. Kafası karışmış üzülmeler, topal mutluluklar, sol yanakları yaralı sevişmeler böylece artık öksüz kalacaklarını anladılar. Evin dört bir yanına kaçışıp dışarı çıkmak için yollar aradılar. - ben ödemem gereken bütün bedelleri ödedim evet, ve gitmek istiyorum artık, içimde başka bir his var bilmediğin… - isteyerek yapmadım, üzülmeni hiç istemedim, duymak istemiyorsun ama tekrar deneyemez miyiz?… Gitmek mi cesur olan yoksa kalmak mı? Bir evi terk ettiğin taşınan eşyalarla mı belli olur, eşyalar taşınırken evde kalmak isteyen geçmişin, yada mutlu günlerin ve yüzüne bakabildiğin tek gözlü dev duygu kırılmaların nereye saklanır? Sonbahar hep aynı solgun yüzüyle dolaşır etrafta. Sarı çizmeleriyle mezarlarından çıkıp gelen kalp bükülmeleri sonbaharı bekler vicdanınla hasbihâl etmek için. - iyi akşamlar, vişneli dondurma var mı? Hiçbir yerde bulamadım, belki sizde vardır. - Biraz vişneli dondurma bulabilsem, vişneli dondurma, kahretsin… Sadece iki kişinin yaşadığı bir ev Babil’e dönüştü birden. Aynı dili konuşan iki eski aşık ise Babilliler kadar bile anlayamıyor artık birbirini. Babil, dillerin karıştığı yer miydi, yoksa yaratılmışlara büyük aşkların yasaklandığı dünyevi cennet miydi? Büyük aşkları yasaklamak için mi karışmıştı diller birbirine? - söylediklerim bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyor. Anlaşılmayacak kadar karışık şeyler söylemiyorum ben. Bıktım, anlıyor musun? Bıktım. - Biliyorum ama yinede belki bir şans daha vardır. Bu kez ve ilk kez söz veriyorum sana. Artık daha dikkatli olacağım. - Çok geç artık, keşke şimdiye kadar dinleseydin beni, anlamaya çalışsaydın… Her zaman geç kalıyorsun zamanında yetişebileceğini, yetişemezsen bile düzeltebileceğini sandığın cevaplara. Hayat hep olduğu gibi o günde yapayalnız bırakıyor seni, o zamanda umursamaz oluyor ve tekrar cezalandırırmışçasına içine çekiyor seni. Otobüslere yetişmelisin, çok çalışıp az uyumalı, saatin tik taklarına sığdırmalısın ömrünü, daha fazlası yasak, daha fazlasını istemek, düşlemek günah. - vişneli dondurma, hala bulamadım, Allah kahretsin, bu saatte bu mevsimde vişneli dondurmayı nerden bulacağım ben. İyi akşamlar, vişneli dondurma var mı? Nerden bulabilirim? Bildiğiniz bir yer var mı? Odalara sığmaz oldun, duvarlarla konuşmaz, eski ve kör bir ezber, onu doğuranın adını ‘yalnızlık’ koyduğu ezber, yeniden ayaklandı, yanına gelmek için seni arıyor. Eşyalara dokunarak, sesini dinleyerek seni bulmaya çalışıyor. Sende farkındasın bu kadının son sözü ve üzerine söylenebilecek başka bir söz daha yok ve eğer sesini çıkarırsan ezberin bulacak yerini. Bu yüzden susmalı ve kapıyı çarparak çıkmalısın evden. - bu ev yetmiyor ikimize… - … Bu kez içini kemiren son umut damlasına yeniksin. Pervasızca harcadığın küçük beyaz elleri olan kadın sevgisi gitmeye hazırlanıyor. Vişneli dondurma çekmecelerin boş kalmasını engellemeye yetecek belki, yada pembe mavi abajurun odanı yeniden aydınlatmasına. - vişneli dondurma, var mı? Biraz alabilir miyim? Umudunu yeşertmek için kadın gitmeden yetişmelisin. Daha hızlı adım at. Merdivenleri koşarak çık… - vişneli dondurma aldım, dün akşam istemiştin… - evet dün akşam vişneli dondurma istemiştim, sonra son kavgamızı etmiştik. Kapıyı çarpıp çıktın, ne değişti, bu kez de geç kalmadın mı?… artık vişneli dondurma istemiyorum, bu sabah kürtaj oldum… - …
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Çiğdem Güvendi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |