..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþk eski bir masaldýr ama her zaman yepyenidir. -Heine
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Ozan AKGÜL




18 Haziran 2008
Nehir Misali  
Ozan AKGÜL
"Nehrin yeniden donmasý çok zaman aldý. Cesaret edip, çaðlarken karþýya geçemedim. Her þey yeniden donuk bir hale gelince hareket ettim. Ama bu sefer benden baþka kimse kalmamýþtý etrafta..."


:AFBF:
Ýlk söz…



Nehir donmuþtu, ben karþý kýyýya geçerken. Uzun zaman kaldým orada. Yalnýzlýk zor geldi yeniden karþý kýyýya geçmek istedim. Bu sefer iþim zordu. Nehir çaðlýyordu. Ya akýntýda karþýya geçmeyi deneyecektim, ya da nehrin tekrar donmasýný bekleyecektim. Ama en iyisi akýntýya býrakmakmýþ kendini. Doðanýn eline, sessizce…



Zamanýn hünerli ve cefalý eline býraktým kendimi. Sabrettim yüreðimde çaðlayan sevgi için, akan giden nehir misali. Sonu olmayan bir yer de sondan kurtulma dürtüleri kapladýðý tüm benliðimi.



Þafak sökerken güne, benim ruhum karalar baðladý. Akþam, yaðmurun eþsiz soluðunla aðladý. Ben yine bir köþede sessizliðimin içinde viran kaldým. Azabýn sýcak ateþi tenimi daðladý. Benliðim yok oldu, sevdanýn hünerli kelimeleriyle.



Gizemli adres…



Tarihini hatýrlamýyorum ya dündü ya da dün den önce. “bizim yerimizde…Yarýn ayný saatte” yazýyordu notta. Dün geldiyse bugün için, dünden önce geldiyse dün içindi bu buluþma çaðrýsý. Anlayacaðýnýz zaman kavramýný yaþamamýn içinden söküp attým. O yüzden bu buluþmada gerçekleþmedi.



Bir tane kaðýt seçer misin?



Pazar sabahý, sahilde kahvaltýmý yaparken masama yirmili yaþlarda bir kýz geldi. Hiçbir þey demeden oturdu. Uzun süre sessiz kaldý. Bende hiç tepki vermeden önümdeki kitaba göz attým. Gözleri beni süzüyordu. Sanki yýllardýr tanýþýklýðýmýz varmýþçasýna, “bugün kederli görünüyorsun” dedi. Suskunluðumu korudum. Sesi denizi hiddetlendiren rüzgârla karýþýnca kelimeleri daha da anlaþýlmaz oluyordu. Sakin sabahýmý mahvediyordu sesi.



Çantasýný açtý ve içinden birkaç kâðýt parçasý çýkardý. Ýlgimi çektiði için kâðýt parçalarýna dikkatimi verdim. Hepsinde ayrý ayrý yazýlmýþ kelimler vardý. Özenle katlayýp masanýn üzerinde daðýnýk bir þekilde yerleþtirdi. Onu izlediðimi fark edince gözlerimi gözlerime doðru çevirdi. Bende hemen gözlerimi ait olan yere, kitabýn ahenkli sayfasýna çevirdim. Ne istediðini hiçte merak etmedim. Ama ýsrarlýydý. Benimle konuþuna kadar gitmeyeceðe benziyordu.



“Bir tane kaðýt seçer misin?” dedi. Dediðini yapýp yapmama konusunda karasýzdým. Gözleri o kadar etkileyiciydi ki, hayýr demem imkansýz gibi gözüküyordu. Onun önünde duran kâðýdý iþaret ettim ve önemsememiþ gibi yaparak kitabýmý okumaya devam ettim. Heyecanlý bir ses tonuyla kâðýtta ki kelimeyi okudu;



“Umutsuzluk” diye döküldü aðzýndan. Ve konuþmaya baþladý;



“Aslýnda tahmin ettiðim kelime. Sizi anlatan bir kelime... Özellikle aþka umutsuzluk içinden bakmanýz, diðer yaþanasý deðerleri de etkiliyor. Size göre aþk anlamsýz, çünkü ‘umutsuz’luk taþýyor bünyesinde; konuþmamýz, nefes almamýz sadece varolduðumuzdan, yani yaþanmasý gibi. Her þey deðersiz. Mutluluk denen þey size göre boþa ümitlenmek. Aslýnda elinizdeki kitabýn yazarý ile ters düþüyorsunuz. O ne diyor; ‘Ne olursa olsun, her þeyin anlamsýz olduðu, her þeyden umut kesmek gerektiði düþüncesiyle nasýl kalýr insan? Her þeyin anlamsýz ve umudunu yitirmiþ olduðunu söylediðimiz anda bile anlamlý bir þey söylemiþ oluyoruz’ diyor, Ca..”



“Yeter artýk” diye baðýrarak sözünü kestim. Elimdeki kitabý daðýnýk duran kâðýtlarýn üzerine fýrlattým. Tavrýmdan çok korktu. Gözlerindeki piþmanlýðý sezebiliyordum. Tedirgin bir ses tonuyla; “sizi kýrdýysam özür dilerim” dedi ve cevabýný aldý:



“Zaten kolay bir yol bulmuþsunuz ‘özür dilerim!’ Bu kelimeyi söyleyince, zikrettiðin tüm cümleler unutuluyor mu? Sesin zihnimden siliniyor mu? Umutsuzluðum kendi içimde yeþeren bir çiçek gibidir. Ben sularým ve ben bakarým. Aþký da ben tanýmlarým. Senden öðrenmeyeceðim, senin öðüt niteliðindeki iðneleyici bed sözlerini duymak istemiyorum. Þimdi yalnýz býrak beni!!”



Donup kaldý karþýmda. Gözlerinde yaþlarý gördüm. Kafasý önüne eðmiþ suç iþlemiþ çocuklar gibi affedilmeyi bekliyordu. O sýrada garson masaya doðru yöneldi. Ve kulaðýma, “sizi rahatsýz mý ediyor efendim” dedi. Sanki buranýn yaramaz çocuðuymuþ, bütün masalarý dolanýp insanlarý rahatsýz ediyormuþ hissi kapladý beni. “Hayýr” dedim ve garson uzaklaþtý.



“Bir kâðýt daha seçmek ister misiniz?” dedi.



Sanki biraz öncesinde hiçbir þey yaþanmamýþ gibi, yeniden en baþa dönmüþtü. Ona hayýr diyemiyordum. Evet, önce onu kovmuþtum masamdan, ama þimdi sanki fikrim deðiþmiþti. Beni kendi çemberine hapsetmeye çalýþýyordu. Aslýnda belirli ölçüde de baþarýlý olmuþtu.



Yere düþen kâðýdý iþaret ettim. Eðilip yerden aldý. Elmacýk kemikleri, göz yaþlarýnýn tuzundan kýpkýrmýzý olmuþtu. Yüzüne yeniden masum bir gülümseme geldi. Kelimeyi görünce gözlerin feri daha da arttý. "Aþk" diye haykýrdý. Ve bu sefer gözlerimi ondan kaçýrmadan dudaklarýna yönelttim ve söyleyeceði cümleleri heyecanla bekledim.



“Aslýnda sizin içinizde yeþertmeye çalýþtýðýnýz umutsuzluðunuzun büyümesini ‘aþk’ engelliyor. Siz âþýk olmaktan ve âþýk olduðunuzu söylemekten çekiniyorsunuz. Kederinizi kitaplarýn eskimiþ sayfalarýndaki buðulu sözlerle dindirmeye çalýþýyorsunuz. Ama aþk sizi çaðýrýyor. Hem de hiç olmadýðý kadar istekle…” diyerek sustu.



Þaþkýnlýðým hat safhadaydý. Sözleri ruhumu tarumar etmiþti. Sanki içimi okuyordu. Ruhumun kullanma kýlavuzu gibiydi. Yüzümdeki þaþkýn ifadeden güç alarak; “ruhunuzu okuyabiliyorum dimi?” dedi. Cevap veremedim. Ona teslim olmaktan korktum. Beni nasýl olurda bu kadar iyi tanýyabilir, sorusu zihnimde baki kaldý.



Daðýnýk kâðýtlarý toplamaya baþladý. Masasýný üzerine savurduðum kitabý özenle yerinden aldý, inceledi ve sayfanýn kenarýný büktü, kitabý kapattý. “Camus’nün sözlerini ciddiye alýn. Sizi gerçekliðinizle buluþturacaktýr” dedi ve masadan ayrýldý. Arkasýndan baka kaldým…



Gizemli adrese doðru…



Bu not nereden geldi, diye sýzlanýrken, Camus’nün romanýn arasýnda bir not daha buldum. “Senin yarýnýn benim bugünümdür” yazýyordu. Bu gizemli kýzýn iþiydi. Beni yeniden orada görmek istiyordu. Ama o kadar uzun zaman geçti ki aradan, ben kendimi unutma çabasýna girmiþken, o hâlâ benden ümidini kesmemiþti.



Kim o? Neden benimle ilgileniyor? Yoksa benim tasavvurum mu? Bilmiyorum…



Yine gitsem orada mýdýr acaba, yoksa yine boþa mý umutlanýyorum? Kendimi þu kapattýðým zindanýmdan çýkarýp onu yanýna mý koþsam? Beni bekliyor mudur? Hâlâ umudu var mýdýr benden?



Son söz…



Nehrin yeniden donmasý çok zaman aldý. Cesaret edip, çaðlarken karþýya geçemedim. Her þey yeniden donuk bir hale gelince hareket ettim. Ama bu sefer benden baþka kimse kalmamýþtý etrafta. Çoðu nehrin dibine gömülmüþtü ya da akýntýya kendilerini býrakmýþlardý. Ben onlar kadar cesaretli olamadým. Bir aðacýn altýnda aylarca nehrin donmasýný bekledim. Zaman ilerledi. Yaþlandýk. Kuþlar göç etti. Dünya yavaþ dönmeye baþladý. Silik fotoðraftaki siluetim daha da karardý. Aþk hiç uðramadý. Umutsuzluðum içimde çaðladý. Kelimler kalbime ulaþmaya çalýþtýkça donup kaldýlar, nehir misali…



Sonra gökyüzünden bir kâðýt parçasý düþtü donmuþ nehrin üzerine. Heyecanla gittim aldým onu. Ve þöyle yazýyordu:



“Umutsuzluk bir baþlangýçtýr. Onu yazarsan, onu deðiþtirmeye çabalarsan hayatýn anlamlaþýr. Mutlu olursun. Korktuðun aþk’a ulaþýrsýn. Yine ayný yerde, ayný saatte. Senin yarýnýn benim bugünümdür…”



Sadece sustum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sukûtu Hayal [Deneme]


Ozan AKGÜL kimdir?

Neden mi yazýyorum? Hayatý olduðu ya da olmasý gerekltiði gibi deðil, hayalimde canlandýrdýðým gibi betimlemek istiyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Albert Camus, Jean-Paul Satre , Haldun Taner, Çehov, Samuel Beckett, F.Dostoyevski


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ozan AKGÜL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.