Acýnýn en yaþanýlasý hallerinde kalemim elimde kanlý sayfalarý yalayýp geçiyor… Ýz býrakmak deðil derdim izlerim bedenimde, ruhumdaki çiziklerde… Þimdi kendi kalemimle kendimi çiziyorum… Alýp ruhumu da gidiyorum, nereye gidiyorum? Gidecek ne bir ana evi var ne bir taþ taþ üstünde kalmýþ baba ocaðý… Alýp ruhumu gidiyorum þehirler dolambaç önümde yollarý karýþmýþ nereden nereye çýkýlýyor bilinmiyor. Adresi soracaðým… Nasýl gidilir diye bilen var mý nerden bilsinler onlar sadece bir durak gibi gelip geçtiler hayatýmdan… Müsait bir yerde inecek var þoför bey, köþede bir yere bütün kötülüklerimizi kusup devam edelim yolumuza… Ayný güzergâhta hayat baþkalarýyla kesiþtiðinde ancak duraklarýmda kalanlarla arkalarýndan bakmakla geçti… Bir bardak su döküyorum belki bumerang misali dönersin diye dönen sadece acý hüzün keder… Bu sefer diyorum bu sefer uçurumun kenarýnda olmak bitirecek… Noktayý koyacak diyorum… Hayýr diyor sen böyle güçsüz olmazsýn diyor, ben böyle tanýmadým, böyle tanýtýlmadýn sen mucizeler prensesim diyor… Mucizeler gerek bana iki gözyaþý hesabý yaparken damlalarýmý sayacak makineler icat olunmadý… Aðýrlaþýyorum iyice taþ yerinde aðýrdýr evet aðýrlýk var sýrtýmda geçmiþim kambur sýrtýmda battýkça batýyorum gelecek bataklýðýnda… Karanlýk çöküyor gözlerime ay doðmak istemiyor herkes gitmiþ böyle biletini sadece gidiþ bileti almýþta gitmiþ… Dönüþ yolu kapalý çýð düþmüþ kapalý kalacak çýkmaz sokak… Ölüm kokan baharlar gelmiyor adýna küresellik diyorlar sebebi ne olursa olsun baharlarýmý benden çalanlara lanetler savuruyorum bir dalýndan kopan yapraða yazýlý isyanlarým… Bir rüzgâr esiyor savuruyor beni ve içimdeki çýtkýrýldým duygular çatýrdýyor ve sessizlik boðuyor beni ve sensizliðin içinde bir kasýrga… Bir yerden MT baðýrýyor ‘‘ bil ki tek kanadýðýný kýrdýðýn bir kuþum ‘‘ ve kýrýk kanatlarýmla önümde uçsuz bucaksýz hayat diðer kanadýmla yola devam nereye kadar… Acýnýn bu en yaþanýlasý hallerinde…