Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Dimi? Sönmez!! Bakalım sönmüş mü?; Bir ülke ki, kendi ağır sanayii'ne sahip değil, her türlü makina parçası için (istisnalar kaideyi bozmaz) yurt dışına muhtaç. Bundan 200 sene evvel kurulan Amerikanın eskilerini, yani teknolojisini, binbir zavallı anlaşma ile güç bela alıp kullanabiliyor. Bu büyüklükte ve bu konumdaki bir ülke; doğalgazı, elektrik'i, petrol'ü yani bir ülkenin, dışa bağımlı olmaması gereken konulardaki her türlü kalemini dışarıdan alıyor. Ufacık bir ada olan İngilterede, yurt dışına ihraç ettikleri bin çeşit araba var, Japonlar keza aynı şekilde. Bizde ise, yurt dışından getirilen teknolojisi geçmiş araba parçaları, burada monte ediliyor ya, Türkiyeye bak be! vay be! nidaları ortalıkta dolaşıp duruyor. Her yıl binlerce, onbinlerce vatandaşımızı bu uyduruk arabalarla, bu kadar çok arabayı kaldıramayan yollarımızda kaybediyoruz. Bir allahın kuluda demiyorki, "Yahu, neden bu ülkede Cumhuriyet tarihinin başında yapılıveren ve koca Türkiyeye göre sadece bir kaç hattan oluşan demiryollarımıza yatırım yapılmıyor?" Bu ülkedeki kadar genç nüfüs, başka hangi ülkede var? Boyle genç bir iş gücü için Avrupa ülkeleri nelerini vermezdi acaba? Bizim Üniversitelerimizde verilen eğitim, emin olun Amerikanın bir çok Üniversitesinde verilen eğitimden bin kat daha kaliteli. Yani bu ne demek?; demekki okumuş nüfusumuza bilgi aktarmak ile ilgili de bir sorunumuz yok! Yani yetişmiş/yetişen kaliteli bilim adamlarımız/kadınlarımız da var. Hidrolektrik kaynaklarımız tum ortadoğudan daha fazla. Turizm konusunda iki, üç uyduruk sahiliyle Türkiyenin 50 katı turizm geliri olan Yunanistan'dan, çok daha fazla potansiyelimiz olduğu, bizim değil, yabancı turizmcilerin görüşü. Biraz spekülatif olsada, bor madenleri ile ilgili konuşulanlar, hadi deyin yarısı yalan, geri kalanı bu ülkeye 7 düvel yeter. İkinci dünya savaşında, 1945'de yerle bir olan 2 şehrini adam edip, 63 sene dünya devi olan Japonlardan neyimiz eksik? Depremlerle boğuşan, Türkiyeden küçük, ada olmanın verdiği dez avantajları sonuna kadar yaşayan bir ülkeden neyimiz eksik? Keza yine bir ada ülkesi olan İngiltere, tüm dünyaya satabileceği bir "Harrier" yapabiliyor da, bizim bir "maket" uçağımız bile yok? Bunlar garip gelmiyormu size? Bütün bunları, iktidara kim gelirse gelsin onceden tebliğ edilmiş bir "YAPMA" sonucunda yapılmadığını düşünmüyormusunuz? Yahu dile kolay!!! 85 koca yıl geçmiş bu Cumhuriyet kurulalı! 85 yılda bu ülkenin iktidarları yemekten, çalmaktan, çırpmaktan, bu ülke insanını sömürmekten başka ne yapmış? Hiç bir şey!! Ama bakın!! Beylik bir laf okuyormussunuz gibi düşünmeyin, gerçekten kendinize yabancılaşın ve sorun!! Bir, örneğin; Danimarkalıymışsınız gibi, ne bileyim, Japon'muşşunuz gibi düşünün!!! Oradan bu dinamik, atak insanlarla dolu, inanılmaz bir coğrafi koordinatta bulunan bu şahane ülkeye bakın, hayretle bakın!!! Araba yok; Uçak yok; Doğalgaz yok; Elektrik yok; Petrol yok; Tarım var, üretilen mal yurt dışına kota ile satılıyor, hatta kota ile üretiliyor; Hayvancılık var, modernize edilmemiş vaziyette, bu yüzden Türk etine şüphe ile bakılıyor; Demiryolu yok; Üç tarafı denizlerle çevrili bu ülkede DENİZCİLİK yok!! Kaç liman var sayın bir; Turizm yok, turizm diye sit alanlarına imar izni çıkarıp, orman söküp otel yapıyorlar; Teknoloji yok, var diyenler artık başkasının ürettiğini geliştirmeye çalıştığımızı unutup, malı bizim zannedecek kadar taklitçiliği, üretmeden sahip olmayı alışkanlık haline getirmiş. Spor yok, spor'a yatırım yok, yatırım yapanlar kendi reklamı peşinde, o ana yatırım yapıyor, geleceği düşünen yok; İcad yok, bilimsel araştırma yok, CERN'deki yüzyılın deneyine bile maddi bir katılım yapmayı beceremedik. IMF başta olmak üzere, yabancılara olan borç o kadar fazla ki, adamlara sormadan neredeyse tuvalete gidemiyoruz; Borcu ödeyip kapatamıyoruz, çünkü her yıl faizi ancak odenebiliyor, ana para kalıyor, hatta üzerine ekleniyor; Bu borcu binlerce kere kapatabilecek nitelikteki paralar, siyasi iktidarların basiretsizliği, iş bilmezliği, aç gözlülüğü yüzünden hortumlanıyor, cebimizden çalınıyor; Bu çalınan paralar o kadar büyük boyutlardaki, (85 yıllık tüm iktidarlardan bahsediyorum) yukarıda yok diye hayıflandığım herşeyi fazlası ile halledip, üstünden artanlarla da iki GAP daha çıkar. Şimdi; Senin istediğin kadar bayrağın olsun, istediğin kadar milli marşın olsun, yukarıda sayılan yokluklara sahip bir toprak parçası "ÜLKE" değildir. Bu topraklar için canını vermiş o kadar şehit, görülüyorki, boşuna şehit olmuş. Bu ülkenin bir sömürgeden tek farkı, hikayeden seçimlerle başına "güya" kendi isteğiyle getirdiği hükümetler'den ibarettir. Uyduruk demokrasimizin izin verdiği en doğal!! hakkımızı kullanıp, birilerini 85 yıldır başımıza getiriyoruz. Ama ne hikmetse bir türlü bir arpa boyu yol gidemiyoruz. Musafa Kemal ATATÜRK'ün "Bursa Nutku"'nu okuyun!! Bir şey olacağına bu saatten sonra inanmıyorum ama, siz bir okuyun.!! Bu kadar...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Murat Topgul, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |