 • İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye |
1
|
|
|
|
Bir teyze sen görevini bırakıp arabaya binerken ”seni çok arayacağız” demişti, haklıymış. |
|
2
|
|
|
|
İnsan yanıyor. Hayvan yanıyor. Ağaç yanıyor. Toprak yanıyor. İçimiz yanıyor bütün bu alçaklıklar karşısında. Şu ana kadar üç ölü ve elli kişinin üzerinde yaralıdan söz ediliyor. Ülkede kırkın üzerinde yangın çıkmış durumda.
|
|
3
|
|
4
|
|
|
|
Hemen hemen her eve, okula, işyerine ulaştırdığımız birkaç kitap vardır mutlaka. Kitapla okuyucuyu, okuyucuyla yazarı buluşturduk, aydınlanmaya katkı sunduk, yılmadan, usanmadan, bıkmadan, yıllardır kurduğumuz düşleri İskenderun’da gerçekleştirdik. |
|
5
|
|
|
|
Herkesin hatası olur. İktidar ve liderinin tonlarca hatası var fakat hala arkasında takipçileri var… Bu yüzden bile bile 10 seneden beri başa gelemeyen birini sırf daha fazla oy aldığı için desteklemektense, bir hata yapmış ama doğru işler yapacağına inandığım birini şahsen desteklemeyi yeğlerim. |
|
6
|
|
|
|
Yarın 29 Ekim... Atatürk ve Türk bayrağı fotoğrafları eşliğinde ''Cumhuriyeti yarın ilan edeceğiz'' gibi sözler şimdiden sosyal medyaya koyulmaya başlandı bile... Koyulsun tabi, kutlansın Cumhuriyet! |
|
7
|
|
|
|
Bir de vatanı satışa getiren vatan hainleri var haliyle... Onbeş temmuz da olduğu gibi, daha öncesinde ki bir çok savaşta ve ekonomik, sosyal olayda olduğu gibi... Para mı, en çok vatan satmayı gerektiren davranış? Eğer ki vicdanlar satılık ise, içimizde ki bazı hainleri, yeşil dolarların ya da başka başka ülkelerin paralarının ucunu göstererek satın alabilirsiniz...
|
|
8
|
|
|
|
Laik bir devlette devletin resmi dini ve bu dini propagandayı sürdüren Diyanet İşleri gibi bir kurumun asla olmaması gerekir. Gerçek laik ve demokrasiye sahip ülkelerde, din vb. olgular resmiyetin dışında özerk olarak yaşatılırlar. |
|
9
|
|
|
|
Emrah Serbes ve benzeri gibi ozgur, istedigi gibi yasayan insanlar kotu diye adlandiriliyor; medyada karizmatik, lider ve inancli pozu verenler iyi diye adlandiriliyorsa unutmamali, iyiler kotulerden daha sabikali! |
|
10
|
|
|
|
Bu küfür bildiğimiz küfürlere pek benzemez. Edilse rahatlatmaz, belki edilmesine kelimelerin kifayeti yetmediği için ağızdan çıkmaz. Dehşetinden alfabesi donar, içine yerleştiğinin. Çünkü bu küfür haksızlık karşısında duyulan çaresizliğin dilsiz ağıtıdır. Çünkü bu küfür yutkundukça yakan bir zehir, soludukça öldüren bir nefes, büyüdükçe imkânsızlaşan bir sestir |
|
11
|
|
|
|
Bizde yeraltı depremlerinde büyük derecede can ve mal kaybı yaşanırken, aynı şekilde siyasal depremlerinde buna eklenmesiyle derin psikolojik yıkımlara da sebep olmaktadır. Sürekli büyük acılar yaşandığı halde, halkın buna örgütlü tepki vermemesinin nedeniyse, toplumun psikolojisine aşılanan ırkçılık, kadercilik ve aşırı derecede korkudur. Her türlü korku, insanın düşünce yeteneğini kullanmasını engellediği gibi, tamamen edilgen bırakır. |
|
12
|
|
|
|
Zorladıkça olmayacak. Zorladıkça kaybedecek. Zorladıkça karanlığa sürüklenecek. Ne yazık ki zorladıkça hep ama hep kan akacak… O kan da kendi kanı değil şehit kanı olacak ama ne uğruna? |
|
13
|
|
|
|
Yazının başlığından da anlaşılacağı gibi, Cumhuriyetin hangi felsefe ile kurulup hayata geçtiği anlatılıyor... |
|
14
|
|
|
|
Muhalif-muvafık, yerli-yabancı her seviye ve kademeden, konuya ilişen herkesin müşterek düşünce, tespit ve kanaatine göre, Türkiye’de; Ekonomi, eğitim ve adalet ağır bir buhran veya kriz içindedir. Bütün alametlerini hepimizin gördüğü, bu kriz artık milli çap ve seviyeye gelmiştir. Bu durumu görmeyenlere ne sözümüz olabilir? Ya da görmek istemeyen köre rengi anlatmaya ne lüzum var? Millet olarak hayatımızın her sahasına ve safhasında şahit olduğumuz olayları görmemek için hepimizin körler ülkesinde yaşaması gerekir diye düşünüyorum... |
|
15
|
|
|
|
Daha çok yol kat etmeliyiz. |
|
16
|
|
|
|
Michal “Üç çocuk öldürmüşüz idamdan kurtaracağız ha. İyimiş valla. Anladığım tek şey hiçbir şey anlamadığım. Çok komiksin” Yaa ne kadar şirin bir durum. Bu kadar da basit! “Yastık Adam” ruhları sakatlanmış bütün çocuklara adanmış bir öykü. İnsanın içindeki kötülük ve iyilik arasındaki evrensel mücadele. Bu savaşta “kötülüğü alt etmenin yolu, kötülükle yüzleşmekten geçer” demenin en dramatik yolu.
|
|
17
|
|
|
|
"Türkiye büyük millet meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez."
mana: halk unutsa, hukuk unutmaz. seve seve devam edicez yavrucum soruşturmana demektir.
|
|
18
|
|
|
|
Bunların yanında küreselleşmenin bir sonucu olarak kültür etkileşimi ve sınırlarımızdan giren yabancı kelimelerin Türkçe eşdeğerlerinin yerine konulmasında yaşanan gecikme yada umursamazlık bir garip iletişim dilini ortaya çıkarıyor.
|
|
19
|
|
|
|
Türkiye’de muhafazakâr duruşun peşinen getirdiği açık ya da örtülü bir önkabul vardır. Bu önkabul, Osmanlı geçmişine, Osmanlı’ya dair her şeye sempati duyma ve bu dönemi “ideal devlet ve toplum düzeni” olarak tahayyül etme biçiminde tezahür eder. Bu düşünüş biçiminin aynı zamanda bir tepkiselliğin sonucu olduğu da kuşku götürmez bir gerçektir. Tepkisellik ise Cumhuriyet’e karşı Osmanlı’yı öne çıkarma ve muhafazakâr yaşam biçiminin en idealinin ya veya en özgür şeklinin Osmanlı’da yaşandığının iddia edilmesi biçimindedir. Bu tepkiselliğin, özellikle Cumhuriyet’in çoğulcu bir yapıya kavuşmadan önceki politik atmosferi kapsayan Osmanlı karşıtlığıyla öne çıkan tutumuyla oldukça ilintili ve hatta onun sonucu olduğu da savunulabilir. Buna mukabil, çoğulcu yapının inşa edildiği ve her türlü yaşam biçiminin göreli de olsa toplumsal yaşamda kendini göstermeye başladığı yıllarda da devam eden geçmişe ve Osmanlı’ya özlem duygu ve düşüncesi vardır ki sebeplerini düşünmek gerekir.
|
|
20
|
|
|
|
I speech kürsü, düşünmekten korktuğun, yazmaktan çekindiğin, oto sansür uyguladığın, korktuğun için aslında kendine zarar verdiğin bir eylemdir… I speech kürsü, Türkiye’nin ta kendisidir arkadaşlar… |
|