Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Dolduk, zamanla doyduk. Öyle bir doğduk ki, Evrimde devr-i ihanet olduk. Vurduk yırttık, kırdık dağıttık, Aktık azdık, azgınlığımızda yaktık, Yürekten çağlayan şelaleri. Bağladık bağlandık, Öyle bir olağandık ki, Sorma gitsin; şimdi gibi. Dillerimiz verdi, ellerimiz sevdi. İhanetin bağımlısı, sonsuz eseri olduk. En kötüsü de bu ya… Ne yana dönsen, Her nasıl düşünsen, Arkadan koca bir zaman akar, Hayıflanırsın farkına vardığında. Evvel var zaman içinde, Daha doğuştan başlar. Ötesine takvimler yetmemiş belli ki. Sonuçlar bağlanır hep, bir eklenti bulunur. Esaslar volta atar, işte o zaman boşlukta. Somutlar vardır öznede. Öteki, yanındaki, diğeri gibi. Söz meclisinde konu aranır. Ne nasıl niçine indirgenemez. Hayallerimizi suçlarız zamanla. Boş yere didiştiğimiz egolara değil, Yattığımız gaflet uykularına yükleriz suçu. Demeyiz, bilmeyiz, bunu biz yaptık. Oysa verilmiştir, “sebep sonuç ilişkisi”. Laf cambazı sorsan hepimiz. Mazeretimiz ömrümüzden çok. Kabahatimizin özrümüzden büyüklüğü, Sindirmiş, korkutmuş, İçimizdeki dürüstlüğü. Küçük zihniyetlerin beslediği, Çorbacı kişiliklerle derdest olmuşuz. Zaaflar ahvalinde boğmuşuz ruh dengemizi. Niteliklerin kaybolduğu, Niceliklerin sofra kurduğu, Akşam üstlerinde bırakmışız insan olmayı. Ufuktan doğan sabahın yönü değişir mi? Unutmuşuz dönenceyi. Doğaya ihanetle başlayan kervan yolunda, Ataya anaya, vatana millete, geçmişe tarihe, Yolda bıraktığımız eşe, Ve bil cümle aleme dosta, Savurmadık mı ihanetin baltasını? Alışmış kudurmuştan beterliğimizle çıktığımız yolda, Haberimiz var mı kimler kaldı? Giymeye bile emin olmadığımız Kefenin cebine, doldurmadık mı bencilliğimizi? Şimdi ne kaldı elimizde, Dünden, bu günden ve yarından artık? Sonsuz zaman içinde. Vuran vurana, talan talana, Yakan yakana, yıkan yıkana, Çalan çalana, çırpan çırpana, Aşk olsun ihanet seni tutana. Güç şimdi, en zalim olanda, Makbul, en büyük hain olanda. Şimdi ihanet zamanı boyuna göre, Kim kime ne kadar hayın, Sayın bulun bakalım? En çok kim, kime, ne için, İhanetine egonun hakim? Şimdi ihanet zamanı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © feriha ceylan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |