G.ANTEPiN NiZiP iLÇESiNDE PAZARCAMÝ MAHALLESÝNÝN HEMEN YANINDA
KÜRT MAHALLESÝ ADIYLA BÝLÝLNEN YERLEÞÝM BÝRÝMÝNDE BULUNAN ÇORAK TEPEDEKÝ EVÝN HÝKAYESÝDÝR BU.
GAZETECÝNÝN BÝRÝ MERAK ETMÝÞTÝR BU EVÝN HÝKAYESÝNÝ. ASLINDA MAHALLELÝ ARASINDADA BU EVÝN HÝKAYESÝ DÝLDEN DÝLE DOLAÞMAKTADIR YILLARDIR.
KÝMÝSÝ HAYALETLÝ DER, KÝMÝSÝ O EVDE BÝR SÜRÜ CÝNAYET ÝÞLENMÝÞTÝR DER... VE BÖYLECE SÜRÜP GÝDER. ÇORAK TEPEDEKÝ EV ANLATACAK BÝZE HÝKAYESÝNÝ.

çorak tepe
Küçük Ahmet koþarak eve girdi,elini kolunu sallayarak baðiriyordu annesine.
‘’ anne geldi,gazeteci adam geldi.’’
Safiye hanim hiç istifini bozmadan
‘’ tamam oðlum ne baðiriyorsun yangin çikmiþ gibi’’
Ahmet annesinin rahat halini görünce biraz bozulmuþtu. Aslinda safiye hanimda heyecanliydi ama belli etmek istemiyordu. Komþular þimdiden konuþmaya baþlamiþlardi;üç kuruþ paraya yaptiði iþe bak gibilerinden. Bulaþiklari yikamayi bitirdi. Ellerini mutfak havlusunda kuruladi. Oðlu mutfak kapisinda dikilmiþ duruyordu. O da kapiya doðru yürüdü. Elini oðlunun omzuna koydu.
‘’ hadi gidip bakalim dertleri neymiþ bu adamlarin.’’
Ahmet kafasini kaldirdi
‘’ bir kiþi gelmiþ sadece’’ dedi annesinin yüzüne bakarak.
Diþari çiktiklarinda gazeteci evlerinin fotoðrafini çekiyordu.
Safiye hanim elini siper ederek adama bakti. Gelenin daha önce anlaþtiklari adam olup olmadiðini anlamaya çaliþiyordu.
Adam onlara yaklaþmiþti iyice.
‘’Safiye hanim merhaba’’ dedi.
‘’ hoþ geldiniz’’
‘’ sað olun, isterseniz hemen anlatmaya baþlayin, böylece zaman kaybi da olmaz.’’
Safiye hanim birazda sikilarak
‘’ konuþtuðumuz gibi olmuyor ama ‘’ dedi.
Gazeteci adam bir an düþündü sonra
‘’ AA tabi ya , anlaþtiðimiz gibi yüz milyon liraniz.’’ Cebinden beþ tane yirmi milyonluk çikardi. Parayi safiye hanima uzatti. Safiye hanimin okuma yazmasi olmadiði için parayi Ahmet aldi. Ahmet parayi saydi.
‘’ tamam anne yüz milyon tastamam’’ dedi.
Safiye hanim adami evin önündeki masaya götürdü. Adam çantasini kurcaliyordu. Ahmet dikkat kesilmiþ adamin ne çikaracaðini bekliyordu.
Sandalyelere oturdular.
‘’görüþmeyi kaydedeceðim.’’ Dedi gazeteci adam.
Ahmet annesinin kulaðina bir þeyler söyledi. Annesi olumsuz anlamda baþini salladi. Çocuk yerine oturdu somurtarak.
gazeteci adam çantasindan kayit cihazini çikardi.
'' ben size sorular soracaðim sizde bana bildiklerinizi en ince ayrintisina kadar anlatacaksiniz.''
safiye hanim baþini olur anlaminda salladi.
gazeteci adam kayit cihazinin düðmesine basti; röportaj baþlamiþti.

kani bey
''safiye hanim kaç yildir bu evde oturuyorsunuz?''
safiye hanim Ahmet bakti. çocuk bir an düþündü, sonra annesine bakarak
'' dört yil'' diye fisildadi.
'' bu arazi size mi ait?''
'' evet bana büyük annemden kaldi.''
'' büyük annenizde bu evde mi yaþamiþti?''
'' dedem ölünce o da çiftlikteki kalabaliða dayanamayip buraya gelmiþ. ölümüne kadarda burada yaþamiþ''
''mahallenizde bu ev hakkinda bazi söylentiler dolaþiyor, bunlar hakkinda ne düþünüyorsunuz?''
safiye hanim Ahmet'in kulaðina bir þeyler fisildadi. Ahmet ayaða kalkti ve içeri girdi.
'' þu hayalet hikayelerinden mi bahsediyorsunuz?''
'' evet'' dedi gazeteci adam.
'' dediðim gibi hepsi hikayeden ibaret. bilirsiniz filmlerde olur böyle þeyler. ilçenin neredeyse diþinda sayilir çorak tepe. insanlarin burasi hakkinda hikayeler uydurmasi doðal gibi geliyor bana.''
'' bu evde 50 yil önce yaþayan bir adamdan bahsediyor insanlar. kani beyden.''
'' evet bende duydum o adamin hikayesini. bana büyük annem anlatmiþti.ama size dediðim gibi bu evde hayaletler filan yok. en azindan bize hiç görünmediler.''
o sirada Ahmet elinde bir tepsi ve çay bardaklariyla geldi . tepsiyi masaya birakti ve tekrar içeriye girdi.
'' acaba bu kani beyin hikayesini bana da anlatir misiniz?''
safiye hanim gülümsedi. adam parasini vermiþti ve þimdi karþiliðini bekliyordu.
'' tabi. anlatayim. ama bu hikayeyi duyali epey bir zaman geçti aradan bazi ayrintilari unutmuþ olabilirim.''
Ahmet elinde çaydanlikla göründü tekrar. bardaklara çay doldurdu. birini gazeteci adama,birini annesine uzatti. diðerini de kendi aldi.
'' anne þimdi anlatmaya baþlayabilirsin '' dedi annesine bakarak.
annesi de, gazeteci adamda gülerek karþiladilar Ahmet'in bu sözlerini.

sivri diþler
ikinci dünya savaþi yeni bitmiþ, devletler kendilerini yeni,yeni toplamaya baþliyorlar. Türkiye savaþa girmemesine raðmen üretimimin tamami neredeyse durmuþ. çünkü erkeklerin hepsi askere çaðrilmiþ. kalanlar kadinlarla, çocuklarmiþ. birde yaþi geçmiþ erkekler ve vücudunda bir özrü bulunan erkekler gitmemiþ askere. iþte kani beyde sözde bu erkeklerdendi. kani beyin babasi da dedesi de askerdi ve ikisi de asker olarak öldüler. evin hanimi kani beyin annesi firuze hanim oðlunun askere gitmesini istemiyordu. kani beye aile doktoru Rifat beyden uydurma bir rapor alindi. böylece kani bey emsalleri gibi sinirlarda savaþ çikacak mi,çikmayacak mi diye kaygi içinde beklemekten kurtuldu. ve daha da iyisi ilçede saðlam erkek kalmadiði için; kani beyin adi duyulunca bir yerde kadinlar pür dikkat kesilirlermiþ. çok teklifler alirmiþ kani bey,gizliden, açiktan; ama hiç birine dönüp bakmamiþ savaþin sonuna kadar. hakkinda söylentiler bile çikarmiþ bu edepsiz kadinlar. o zamanlar eþ cinsellik diye bir þey yok tabi. erkekliði konusunda ileri geri laflar edermiþ ilçenin kadinlari. kani beyse gülüp geçermiþ bütün bu laflara. kendi halinde okumuþ bir adammiþ kani bey. akþamlari ilçenin kulübüne gider orada edindiði ahbaplari ile sohbet eder geceleri de evine dönermiþ. okumuþ dediysek gazete, kitap deðil. mektep bitirmiþ adamdir gani bey. Ýstanbul'u görmüþlüðü vardir. ailesi ile arasi pek iyi deðilmiþ kani beyin. annesinin müdahaleci tavirlari, halalarinin iþ için yaptiði baskilar illallah dedirtmiþ kani beye. annesi durmadan ona '' oðlum yaþini baþini aldin mürüvetini görmek isterim. þu ölümlü dünyada kaç günüm daha kaldi ki'' deyip baþinin etini yermiþ kani beyin.
halalari da '' baban öldü ama sen varsin,bir iþ kurup bize sen bakmalisin. kadin halimizle biz mi iþ görelim'' derlermiþ. aslinda kani beyin dedesinden ve babasindan kalan paralar ailenin iki, üç kuþaðina yetecek miktarda paralarmiþ. ama halalari kani beyin de dedesi ve babasi gibi tam bir erkek olabilmesi için bir iþ kurup bunu ilerletmesi gerektiðinde hem fikirlermiþ. annesinin ise kaygisi yokmuþ oðlunun erkekliðinden ama soylarinin devam etmesi gerektiðine inaniyormuþ. bu yüzden en büyük kaygisi ölmeden önce oðlunu evlendirmekmiþ.
kani bey okulu bitirip de ailesinin yanina dönünce, karþilaþtiði durum buymuþ. o da en iyi çözüm yolunu bulmuþ. kimseyi kirmak istemediði için annesine ve halalarina, ileriki günlerde yapacaklarini planlamak için çorak tepedeki evde bir müddet istrahat etmek istediðini, okulun ve Ýstanbulun onu çok yorduðunu söyleyerek çiftlikten ayrilmiþ. savaþ bitene kadarda o evde kalmiþ. yani tami tamina 6 yil. bu 6 yil boyunca bir çok insanin anlattiði gibi garip þeyler olmuþ mudur bilinmez ama, kani bey bu 6 yilin sonunda eski kani beyi aratir olmuþ. olur olmadik þeyler için insanlarla kavga eder, küfürlü konuþur, eskiden yüz vermediði kadinlarla düþüp kalkar olmuþ. ailesi bu 6 yil boyunca onu tekrar çiftlikte yaþamaya baþlamasi için ikna etmeyi denemiþler defalarca ama nafile dinletememiþler.

gariptir ki bu 6 yil boyunca kani bey çorak tepedeki eve ne arkadaþlarindan birini, ne ailesinden birini sokmamiþ. sanki bir mabet gibi korumuþ evini diþ dünyadan. firuze hanim, oðlunun bu durumunu önce aile doktoru Rifat beye açmiþ. Rifat bey bir oluruna bakariz diyerek çorak tepedeki evin yolunu tutmuþ. iki gün sonra çiftliðe gelen Rifat beyin hali hal deðilmiþ. beti benzi atik, gözleri kipkirmizi, sarhoþ gibi yalpalamaktaymiþ.
firuze hanim Rifat beyin bu halini görünce; iyice telaþlanmiþ. 'acaba kani mi bu adami bu hale getirdi' diye içi içini yemeye baþlamiþ. Rifat bey o gün çiftlikte kalmiþ. zaten gidecek hali de yokmuþ.
ertesi gün; Rifat bey tüm aileyi yani baþina toplayip olanlari anlatmaya koyulmuþ:

''isteðiniz üzere firuze hanim çorak tepedeki eve gittim. daha tepeye varmiþtim ki, bir rüzgardir esmeye baþladi. öyle eften püften bir rüzgar deðil , þapkami alip götürdü. o an anlamadim ama sonra düþününce bir þey beni uyarmaya çaliþiyordu sanki o eve gitmemem için. her neyse eve doðru yürüdüm. kapiyi çaldim ama ses yoktu içeriden. bir müddet daha kapiyi çaldim, ama gelen giden olmayinca bende daha sonra gelmek maksadiyla tekrar yola koyulmaya karar verdim. tam arkami dönmüþ adimimi atmiþtim ki, kapi gicirtisina benzer bir þey duydum. arkami döndüm , birde ne göreyim evin kapisi ardina kadar açilmiþ sanki benim içeri girmem için bekliyor.''
firuze hanim ve kani beyin halalari '' eyvah, eyvah, aman, aman'' diyerek dinliyorlardi Rifat beyi.
'' bende öyle dedim kendi kendime, eyvah,eyvah eve hirsiz filan mi girdi diyerekten telaþla içeri girdim. biliyorsunuz zaman kötü her þey karneyle. insanlarin ne yapacaði belli deðil. evin içine girmeme raðmen o uðursuz rüzgar kesilmemiþ aksine artmiþti. içim acayip duygularla çalkalanmaya baþlamiþti. gözümün önüne kani beyin görüntüsü geliyordu. ama bu görüntülerde bir gariplik vardi. uçuruma bakan odaya doðru ilerledim. kapiyi açtim birde ne göreyim, kani bey yataðinda, etrafinda da üç tane kadin dönüp duruyorlar. ilk düþüncem, eyvahlar olsun kani beyi öldürmüþler oldu. yataða doðru gittim, konuþmak üzere aðzimi açtiðim anda, kani bey kipkirmizi gözlerini açti ve o kurtlarinki gibi sivri diþleriyle gülümsedi bana. yataðin yanindaki kadinlarda hep bir aðizdan gülmeye baþladilar. öyle korkmuþtum ki kendimi nasil diþari atip eve vardiðimi bilmiyorum. ''


doktor Rifatin anlattiklari her ne kadar inanilacak gibi olmasa da, herkes kani beyde ki deðiþikliklerin farkindaydi. firuze hanim o günden sonra halime ve nimet hanimlarla kafa kafaya verip bir plan yaptilar. ilk olarak kani beyin en yakin üç arkadaþina haber salindi. bunlar Ahmet , selim , ve Ömer beylerdi. plan þöyleydi. bir gece bu üç arkadaþ, çorak tepedeki eve baskin yapip kani beyi ( zorlada olsa) alarak çiftliðe getireceklerdi. firuze hanim ve kani beyin halalari nimet ve Mekke hanimlar bunun kani beyin yararina olduðuna inandirmiþlardi üç arkadaþi.


son
doktor Rifatin çorak tepedeki eve gitmesinden 10 gün sonra, üç arkadaþ akþam saat 8 de yola koyuldular. üçü de kani beyin iyi olduðunu; annesi ve halalarinin kuruntu yaptiklari üzerine konuþarak ulaþtilar çorak tepeye. evdeki bütün kandiller yakilmiþti. ev iþil iþildi. selim bey önde diðerleri arkada kapiya ulaþtilar. selim kapiyi çalmak için elini kaldirdi ama kapi o çalmadan açiliverdi. üçü de þaþirdilar ve birer adim gerilediler. içeri girip girmemekte kararsizlardi. onlar düþüne dursun, evin içinden gülüþmeler geliyordu. ve birden kapida üç siluet belirdi. üçü de birbirinden güzel bu kizlari görünce bizim üç arkadaþin akillari baþlarindan gitti. kizlar ellerini uzatarak her biri bir delikanliyi içeriye götürdü. üç delikanli bir büyüye kapilmiþ gibi gittiler kizlarin peþinden.
üçünün de yüzlerinde daha önce hiç kimsede görülmemiþ mutlu bir gülümseme vardi. o geceden sonra çorak tepedeki evin kandilleri bir daha hiç yanmadi.
bir hafta sonra, Rifat bey yanina çiftlikten bir kaç yanaþma aldi ve çorak tepenin yolunu tuttu. eve vardiklarinda kapiyi açik buldular. içerisi çok kötü kokuyordu. içeri ilk giren ve üç gencin cesetlerini bulan da Rifat beydi.
o günden sonra kani bey hakkinda çok þeyler söylendi ama hiç kimse ne o gece neler olduðunu nede kani beye ne olduðunu öðrenemedi.


''ÝÞTE BU KADAR '' DEDÝ SAFÝYE HANIM. '' AMA SÝZE DEDÝÐÝM GÝBÝ SADECE BÝR HÝKAYE BU DA.''
'' SÝZCE HÝÇ GERÇEK PAYI YOKMU BU OLAYDA?''
'' BENCE HEPSÝ GERÇEK'' DEDÝ AHMET HEYECANLI,HEYECANLI.
'' 50 YIL ÖNCE BU EVDE KANÝ BEY DÝYE BÝRÝ YAÞAMIÞMI BÝLEMEM AMA BU OLAYLAR HALKIN SÖYLENCESÝ BENCE. SÝZE YARDIMCI OLABÝLMÝÞÝMDÝR UMARIM.'' SAFÝYE HANIM AYAÐA KALKMIÞ MÝSAFÝRÝNÝ UÐURLAMAYA HAZIRLANIYORDU.
'' BANA ÇOK YARDIMCI OLDUNUZ. TEÞEKKÜR EDERÝM. VE SANIRIM SÝZÝNLE ÇOK YAKINDA YÝNE GÖRÜÞECEÐÝZ''
GAZETECÝ ADAM EÞYALARINI TOPARLAYIP UZAKLAÞMAYA BAÞLADI.