..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Zühre Meryem Kaya




28 Şubat 2009
İnsan Kendi Sevdasının Hırsızı Olur  
Zühre Meryem Kaya
Acaba bunu hesaplayabilir miydi matematik dehaları? Beynimizin ne kadarı aşkı sorguluyor, aşkı kurguluyor, bizi karanlık bir kuyuya itip yankılanan kendi sesimizden korkmamızı sağlıyor? Aklımızın hangi bölümü ile sever, aniden çıka gelir, aşka rehin ve rehineler alır, sonra hangi bıkkınlık ile terk ederdik o cennet bahçesini. Ama aşkın matematikte bir karşılığı yoktu ve ben olasılıklar ile zihnimi bulandırıp aşkımıza ihanet ederken bile olasılık hesaplarını sevmiyordum.


:AGCI:


Çıkagelmek çok kolay bir eylemdi. Çıktın geldin. Gelmeni beklemiş miydim, dilemiş miydim, özümde özünü duyumsamış mıydım; anımsayamıyorum… En parlak gökyüzünü koymak isterdim avuçlarına ama dünyanın elleri kirleneli çok olmuş. Maviliği olmayan bir cağda, mavi bir sevdaya sürükledin ömrümün yığınak altında kalan her anısını. Oysa büyük bir palavraydı benim için aşk. Öyle ya yapılması gereken o kadar çok dünyalık telaşım vardı ki, aşk dünyalık bir yaşanmışlık değildi bana kalırsa.

Beklenmedik bir bahardı, çıktın geldin. Önce düşüncelerimde yer buldu düşüncelerin. Öncelerin birde sonrası oluyordu ve buna yaşam diyordu, “ Eee gördük geçirdik…” cümlesini kuracak kadar hayatta kalmış olanlar… Sonrası mı; her gecen gün kördüğüm olan bir duygu fırtınası, mevsimlerin artık bahar olmayışı… Daha sonrası, üşümüşlüğüm… Daha da sonrası; uyuyup uyandığım gün devinimleri arasında “Seni seviyorum!” cümlesinin “İyi geceler!” ile aynı anlamı taşımaya başladığı bir alışkanlığa dönüşmesi. Üşümüşlüğüm…

Olasılık hesaplarını oldu olası sevmeyen zihnimde tüm olasılıkları sıralarken, gidişinin hesaplarını yaparak zihnimde duyduğum kavurucu bir acı ile yaşamaya çalışmaktı; aşkımıza, sana ve kendime ettiğim ilk ihanet... Acaba bunu hesaplayabilir miydi matematik dehaları? Beynimizin ne kadarı aşkı sorguluyor, aşkı kurguluyor, bizi karanlık bir kuyuya itip yankılanan kendi sesimizden korkmamızı sağlıyor? Aklımızın hangi bölümü ile sever, aniden çıka gelir, aşka rehin ve rehineler alır, sonra hangi bıkkınlık ile terk ederdik o cennet bahçesini. Ama aşkın matematikte bir karşılığı yoktu ve ben olasılıklar ile zihnimi bulandırıp aşkımıza ihanet ederken bile olasılık hesaplarını sevmiyordum.

Üstelik, hangi sevdaya yakışırdı ki olasılıklar üzerine kurduğun beklentiler ile aşkı zehirlemek. Yakışmadı. Zehirlenmiş ruhumda kahredici bir yangın engel olamadığım bir şekilde karın boşluğundan tüm bedenime doğru yayıldı. İnsan kendi sevdasının hırsızı olur mu? Ben sevdamdan çaldım, sevdamızdan… Bir bahar günü gelmişliğini unuttum. Yaşanmışlığın griye boyadığı avuçlarıma mavi bir gök bıraktığını unuttum. Ben artık bir sevdayı çalmış olmanın utancıyla nefes alıyorum. Aşkımızdan, senden, kendimden utanıyorum. Üşüyorum…

Ama bilesin ki, avuçlarıma armağan ettiğin mavi göğünü kirletmemek için ellerimi hiç açmadım.

Sen benim düşüncelerimde yer buldun önce. Bu önemli bir eylemdir insan için. Birinin düşüncelerine düşmek önemlidir vesselam. İki insan arasına düşünce düşmeye görsün, düş sızmaya başlar iki insanın arasında. Birinin düşlerine dahi sadakatle bağlı olmak… Bu haz duygusuyla kaç insan nasiplenmiştir. Ben sevdamızın ellerini hiç kirletmedim. Belki aşkımızı zehirledim. Belki üşüdüm. İncindim de biraz; ama avuçlarıma armağan ettiğin maviliği içimde büyüyen bu zehirli aşka panzehir olsun diye hediye ettim.

Maviliği olmayan bir cağda, mavi bir sevdaya sürükledin ömrümün yığınak altında kalan her anısını. Oysa büyük bir palavraydı benim için aşk. Öyle ya yapılması gereken o kadar çok dünyalık telaşım vardı ki, aşk dünyalık bir yaşanmışlık değildi bana kalırsa. Ama yaşattın. Matematik dehalarının hesaplayamadığı ise karın boşluğu ile kalp arasında ki o kısa yolun renginin değişebileceğiydi. İşte şimdi içim kirletilmemiş bir gök mavisiydi…

Zühre Meryem Kaya



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aslolan Gitmektir


Zühre Meryem Kaya kimdir?

Bana, cam olmam ve cam kalmam öğretilmişti; sade, samimi, aydınlık, ışığı kabul eden… Işık olmayınca cam karanlıkta kalıyordu, ne onlar benim içimi görebiliyordu ne de ben onların içini ve kırılmak kaçınılmaz oluyordu. Ama ışığı seven yanım yeniden ayağa kalkmak ve yeni aydınlık gündoğumları görebilmek için yüksek ısılara maruz bırakıyordu kırılan yüreğimi. Çünkü duvar gibi katı ve soğuk olmak bana ar gelirdi. Zira iflah olmaz bir iyilik meleği olan annemden öğrenmiştim cam olmayı, cam kalmayı…

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Zühre Meryem Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.