Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Sinan, yaþamýný yazmak üzerine kurmuþ baþarýlý sayýlabilecek bir öykücü. Kadýnlarýn yakýþýklý ve karizmatik diyebileceði kadar ilgi uyandýrabilecek birisi. O, bu þansýný yalnýzca öykülerine malzeme ararken kullanýyor. Bir kadýnýn tenini konu alacaksa yaklaþýyor bir kadýna… Tutkuyla yaþanan bir aþký anlatacaksa; bir kadýný kendisine âþýk ediyor. Zirveye ulaþtýðý vakit kadýný acý içinde býrakýp evine dönüyor. Yazmaya baþlýyor. Bu yaptýklarýnýn, yaþadýklarý ve yaþattýklarýnýn etik yanýný düþünmüyor. Bunu yalnýzca iþ olarak görüyor ve kullandýðý insanlarý alet edevat gibi rahatlýkla elden geçiriyor. Sinan, son kitabýnda kendisini bir kadýnýn yerine koyuyor. Kitabý yazmaya baþlamadan yaklaþýk bir sene önce tanýdýðý, tanýmadýðý ne kadar kadýn varsa hepsini dikkatlice izliyor. Tüm kadýnlarda gördüklerini birleþtirip tek bir model karakter yaratýyor. Uzunca zaman o kadýn gibi yaþamaya, hissetmeye çalýþýyor kendi içinde ve nihayetinde kitaba baþlýyor… Çoðu zaman kendisiyle, zaman zaman da içinde büyüttüðü yitirilmiþ sevgilisiyle konuþan, hesaplaþan bir kadýn üzerine kurulmuþ bir öykü bu! Kadýn hiçbir zaman yayýnlamayacaðý öyküler yazýyor kitapta. Sevgiliye mektuplar bazen de… Diðer kadýnlardan farklý düþünceler geçiriyor aklýndan, diðer kadýnlardan baþka yerde durduðuna inanýyor. Gerçek iliþkiler yaþamýyor. Gerçek sevgiler sunmuyor. Sahtelikler üzerine kurulmuþ bir yaþam sürüyor. Fahiþe ruhlu oyunlarý anlatýyor kadýn Sinan’ýn kitabýnda… … Sinan yeni kitabýnýn son bölümünü yazmak için birkaç gün eve kapanmak gerektiðini düþünerek uyumuþtu dün gece. Sabah bu hevesle uyanýyor. Mutfaða gidip tepsinin içine hazýrladýðý sandviçi ve bir fincan kahveyi alýp çalýþma odasýna masasýnýn baþýna dönüyor. Henüz uyanamadýðýnýn o da farkýnda ama güne yalnýzca böyle apar topar hazýrlanýrsa keyifle baþlayabileceðine inanýyor uzunca zamandýr. Masadaki radyoyu açýyor. Sandviçten birkaç parça alýp býrakýyor. Sigarasýný yakýyor, kahvesini içerken en son yazdýðý sayfalarý bulup okumaya baþlýyor. … OYUN 2: EÐRETÝ GELÝN “Ona kötü bir þey olsun istedim. Bana âþýk olsun istedim.” Lale Müldür Her kasabanýn bir orospusu vardýr. Ben orospusu olmayan bir kasabada doðmuþum. Ýlk kundaðýmý hafif meþrep dul bir kadýn sarmýþ. Beni kundaklarken etimi burkmuþ ilk acýyý öðreneyim diye. O gün bugündür tenim mordur benim ellerinizden dolayý… Beni kim doðurmuþ hiç sormamýþým. Doðduðumda kulaðýma ezanla adým okunmamýþ. Aþina olmadýðým için, ben þimdi ne ismimle çaðrýldýðýmda kendimi tanýyabiliyorum ne de ezanlara tahammül edebiliyorum. Ben doðduðum sabah yan odada bir kadýn inliyormuþ… Hazdan mý acýdan mý bilinmez... Sabahlarý uyandýðýmda duyduðum güvercin çýðlýklarýný o kadýn sanýyorum hep. Bekâretimi hangi vakit kime baðýþlamýþým kim bilir? … Bu bölümü yarýda býrakarak öykünün baþka bir ucundan tutuyor Sinan. Tüm parçalarý ayrý ayrý yazdýktan sonra kolaj yapmayý seviyor kitaplarýnda. Boþ bir sayfa çekiyor dosyasýnýn arasýndan. Kahvesini bitiriyor. Ve kadýn tekrar anlatmaya baþlýyor. … Üþüyorum... Pencerenin önünde duran kanepeye sýrtýmý yaslamýþ yerde oturuyorum. Günlerdir ne yapmam gerektiðini bilmediðimden olsa gerek "Aþkýn tarihi" isimli bir kitabý parmaklarýmý acýtýrcasýna sýký sýkýya kavramýþ, yüksek denilebilecek bir sesle okuyorum. Okuduklarýmýn çoðunu anlamýyorum. Bana aþkýn gizini, mutlu olmanýn sýrrýný verecek sanýp hýzlý hýzlý okuyorum. Öte yandan okuduklarýmý deðil, çaðrýþýmlarýn bana getirdiklerini düþünüyorum. Ýbranice sözcüklerin çocukluk yarasý olduðundan bahseden kahramaný Yasmin Levy sanýyorum. Ýçimden çýðlýk çýðlýða bilmediðim bir dilde Yasmin Levy dinliyorum. Ýsmini hatýrlamadýðým kahraman “çocukluk” diyor, ben büyüyorum. Yaðmurlu bir geceyi anlatýyor yaþlý bir adam. Kalp krizi geçireceði aný merak ediyor... Diþlerimi sýkýyorum. Kalbimin ritmi deðiþiyor. Gözlerim sýzlýyor... Aðlamamak için deðil de aðlamak için çýrpýnýyorum. Yalnýzca aðladýðýmda sana yaklaþabileceðimi biliyorum. Her uzak düþtüðümde bu yanýlgýmý kullanýyorum. Baþka þeyler geçiyor aklýmdan. Yine bir tren istasyonuna düþüyor zihnimin derinliði... Bana gelecek sevda o istasyonda gizli sanýyorum nice zamandýr. Her gece uykularýmýn arasýnda gidip bakýyorum, arýyorum, sesleniyorum. YOK! Sonra uyanma anlarýma denk düþüyor arkadan bir elin omzuma dokunuþu. "Sevgili" diye usulca fýsýldayýþý. Sesini tanýyorum... Dönüp sarýlmak için yüzümü yüzüne çeviriyorum. Ajite sahneler akýyor bir bir gözlerimin önünden, aðlamaklý ritimler eþlik ediyor karelere. Sen gitmiþ oluyorsun yahut hiç gelmemiþ... ... Bunlarý düþünürken kitabý usulca býrakýyorum kanepenin üzerine… Kollarýmý havaya kaldýrarak geriye doðru baþýmý uzatýyorum. Gözlerimi kapatýyorum, gözlerimi açýyorum... Gözlerimi tekrar kapatýp... Tekrar açýyorum... Sanki gözlerimi açtýðým an bir mucize bulacakmýþým da her denememde sihir tutmuyormuþçasýna baþarýsýzca ama inançla... Ve gözleri yeniden açýyorum. Sað tarafýmda yukarýda asýlý kitaplýðýma takýlýyor gözüm. Öylesine bir bakýþ fýrlatarak kitaplarýn arasýna bakýyorum. Matruþka bebeði görüyorum... Midem sýzlamaya baþlýyor. Midemde kocaman bir yara var benim, týbbi terimlerin açýklayamayacaðý ve hatta keþfedemeyeceði kocaman bir yara. Yalnýzca olmayan acýlar, sancýlar çekerken sýzlayan bir yara. Kývranmaya baþlayacaðýmdan korkarak gözlerimi hýzla çekiyorum kitaplýktan. Pencereye takýlýyorum bu kez. Gördüðüm þey ufak bir pencereden herkesin görebileceði kadar sýradan bir gökyüzü. Öðlenleri hafif güneþli bir havada gökyüzünde görülebilecek bir kaç bulut kümesi. Dikkatlice içine giriyorum bu hayal kümelerin. Gökyüzüne bakarak benzetmecilik oynadýðým zamanlara karýþýyorum yeniden. Ýklimya'yý görüyorum. Saçlarýný tarýyor, gözleri ýþýl ýþýl... Apak parlýyor. Yeryüzünde bir erkek tarafýndan en son sevilen kadýnýn o olduðu geçiyor aklýmdan… Ateþli bir kýskançlýða tutuluyorum. Baþka bir tarafta kocaman bir kazan görüyorum. Kaynayan bir kazan... Ve hemen yaný baþýnda baloncuklar. Yeryüzünden tanýyýp bildiðim birilerinin yüzüne dönüþüyor baloncuklar. Vefasýzlýðýmý hatýrlatmak ister gibi... "Demek gitmiþler buralardan" diyorum... Biraz ileride beyaz yorganlar üzerine yan gelip yatmýþ çirkin tanrýyý görüyorum. Ne vakit gitsem gökyüzü oyununa tüm görüntüler deðiþiyor. Ama o hep ayný ehli-keyif haliyle orada duruyor. Çirkinlikle bakýyor aþaðýya. Onu çok gördüm ben. Bu sebepten inkâr etmiyorum tanrýyý ama sevmiyorum da. Dirseðini yere dayamýþ, elini baþýnýn altýna destek yapmýþ gülümsüyor bana adice. Midem sýzlamaya baþlýyor. "Tanrý sen de benim kadar mutsuz olursun umarým" diyor içimden eski bir çocukluk duasý. Hala gülüyor... Küfür etmeye baþlýyorum aðýz dolusu. Midemin sýzýsýnýn gittikçe arttýðýný hissederek kollarýmý tekrar eski yerine alýyorum. Baþýmý öne eðiyorum. Sýkýlýyorum göðe sýðýnanlarla oyun oynamaktan. Kitabý yeniden açýyorum... Açtýðým sayfada kim bilir ne vakit bir sivrisinek ölmüþ... Ufak bir þey, yapýþmýþ... Kalemin ucuyla kazýyorum usul usul. Törenle uðurlar gibi. Dikkatimi toparlayýp kitabý okumaya devam etmek istiyorum. Baþýmý diðer sayfaya çeviriyorum. Kitaptaki yaþlý adamcaðýz günün birinde kimse onu görmeden bir evde öldükten üç gün sonra bulunmaktan korkuyor. Bunu derinlemesine anlatýyor… Sineðin tek kanadýnýn da bu sayfada kaldýðýný fark ediyorum. Kim bilir ne vakit ölmüþtü… Sahi bu kitabý benden önce okuyan olmuþ muydu? Yazarýnýn not defterinden mi taþýnmýþtý bu sinek odama yoksa kitapevinin rafýndan mý? Ne zaman almýþtým bu kitabý ben? Neden bugüne kadar okumamýþtým… Üstelik bu kadar albenisi olan bir isme sahipken… Bir güne sýðdýrýlabilecek saçma düþünceler kotamý doldurduðumu anlýyorum. Sineðin kanadýný týrnaðýmla sýyýrýp atýyorum sayfadan. Caným sýkýlýyor bu kez. Ellerim titremeye baþlýyor. Saçma düþünceler zinciri panik halimden uzak durmamý saðlamýþtý oysa… “Hangi oyunun içinden çekip aldýlar beni bu dünyaya ki ben oyunlarla kuruyorum tüm tezgâhlarýmý” diyor içimden bir sancý kulaðýma doðru uzanýp… Kaç zamandýr yerde oturduðumu da hesap etmeye baþlýyorum diðer taraftan. Kalkýyorum yerimden sana yazmaya koyuluyorum… Ýçine, ellerimin uzanacaðýna inandýðým ne kadar yöntem varsa her türlüsüyle yazýyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Çiðdem Ünal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |