"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bugünün CHP’sini anlamak/anlatmak için önce geçmişten bugünü CHP geleneğinin kısa bir özetini sunmak doğru olacaktır. 1923’te Cumhuriyet Halk Fırkası adıyla siyasi hayata dahil olan yeni cumhuriyetin değişim ve dönüşüm organı olan CHP… 1960’larda İsmet İnönülü ortanın solunda kendine yer edinen CHP… 1970’den 80’lere Ecevit ile umudun ve halkçılığın partisi olan CHP… Daha sonra vuran, ezen, dağıtan, hatta kapatan 1980 darbesinin tokadını yiyen ve köşesine çekilen CHP… 1990’larda hala solun önemli temsilcisi olmayı başaran CHP. 2000’lerden itibaren AKP iktidarı ile ulusalcı çizgiye evrilen/dönüşen CHP… 1923’lerin CHF’sı çok partili siyasal rejime geçmek için Mustafa Kemal tarafından kurulmuş, yine Mustafa Kemal’in talimatıyla diğer siyasi partiler olması gereken Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası veya Serbest Cumhuriyet Fırkası ise şartlar gereği kapatılmak zorunda kalmıştır ve çok partili sisteme geçişe belirli bir süre ara verilmiştir. Dönemin bu gelişmeleri ve şartları dahilinde daha sonra CHF farklı bir misyon kazanmıştır. Artık CHF, aslında bir parti değil, yeni devletin resmi organıdır ve ilk dönem inkılaplarının, toplumsal yeniden inşanın icraat mercii olacaktır. 1960’larda İsmet İnönü CHP’ye sol bir taraf eklemleyecek ve artık CHP’nin Kemalist çizgisi daha geri planda kalacak ve CHP sol fikrin Türkiye’de legal bir temsilcisi olacaktı. Ortanın solu tercihiyle aslında CHP’li olmak ‘solcu olmak’ ile özdeşleşecek; solu hiç tanımamış ama öğrenmiş sağ görüşlüler için sosyalizm ve marksizmle eşdeğer zıt kutup addedilecekti. İlerleyen zamanlarda ise ‘atadan dededen halk partili” söylemine varana kadar dillere yerleşecekti. Türkiye artık 1960’larda başlayan 1980’lere varıncaya kadar iyiden iyiye radikalleşecek hiç de alışkın olunmayan sol hareketlerin var olacağı, özgürlüklerin, eşitliğin bölüşümün talep edileceği, Marksist-Leninist-Maoist vb envai fraksiyonun var olacağı bir döneme girecekti ve bu dönem CHP’sine Ecevit ekolü damgasını vuracaktı. Ecevit mavi gömleği, şapkası ile o kadar halka ait görülecekti ki umut-ekmek-mücadele kavramlarını sembolize eden, ilerici herkesin idolü olacaktı. Yine 1970’lerin CHPsi solculuğa ilk adım atanları hatta illegal olanları bile çatısı altında toplayan gençlik kollarıyla dönemin gençleri için legal bir alan haline gelecekti. Bu yönüyle CHP’nin gençlik kolları Türkiye’de marksist gençlerin toplumsal/sınıfsal uzlaşı ile sosyal demokrat bir minvale girmelerinin en büyük nedenlerinden biri olacaktı. Ardından 1980 darbesi… Türk demokrasi tarihinin karanlığı; ezip geçen, yer ile yeksan eden yüz karası Evren cuntası.. Bu dönemde tüm partiler gibi CHP de kapatılacak ve 1990lara kadar yasaklı kalacaktı. Bu arayı Halkçı Parti, SODEP, SHP gibi partiler -sadece adları başka olarak- CHP çizgisinde dolduracaklardı 1992 Haziranında 1980 cuntasının yasaklarının kalkmasıyla birçok aydın, sosyal demokrat siyasetçi ile CHP yeniden açıldı. 90’ların CHP’si de 1980 öncesinin birikimine sahip çıktı ve cezaevlerinden çıkmış korkmuş, yorgun düşmüş, tüm sol görüşlü insanlara bir nevi kucak açmıştı.. CHP’de 2000’li yıllardan itibaren ise esaslı bir evrilme başlamıştır. Bunun iki temel nedeni vardır: Birinci ve bu duruma zemin hazırlayıcı etmen olarak 1980 darbesi; ikincisi ise AKP’nin 2002 seçimleriyle varlığını ispatlaması. Aslında denilebilinir ki 1980 darbesini yapanlar ile AKP’yi kuranlar farkında olmadan yeni ulusalcı CHP modelini yaratmışlardır. Çoğu kişi bu ulusalcı başkalaşımı 1930’lara geri dönüş olarak yorumlamaktadır, lakin bu yorum anakroniktir. Çünkü tek partili dönemin CHP’si kurucu partidir; dönemin ihtiyacına karşılıktır ve misyonunu başarıyla tamamlamıştır. Yani yazımın başında belirttiğim gibi tek partili dönem CHP’si tam olarak bugünkü parti kavramının karşılığı da değildir, onu bir devlet organının adı olarak düşünmek daha doğru olacaktır. 1980 darbesinin toplumsal ve siyasal yapıda gerçekleştirdiği başkalaşım aynı biçimde CHP’yi de etkilemiştir. Darbe Türkiye’de toplumsal ve siyasi hayatta egemen olan sol yapılanmayı adeta sol-kırım diye tabir edilebilecek biçimde bozmuş ve yerine muhafazakar kesimin yapılanmasını izin vermiştir. Ülkedeki sol yoğunluğun yitip gitmesi köklerinden beslenemeyen bir CHP’nin ortaya çıkmasının da müsebbibi olmuştur. Sol tandanslı bir parti olan CHP artık sol menşeli hiçbir söylem geliştiremez bir duruma gelmiştir. Çünkü o kavramlara denk düşen kitle, o kavramlara değer veren insanlar, o fikirlerle heyecanlananlar darbe çarkları arasında erimiştir. Türkiye’nin siyasi ortamında artık sağ--sol mücadelesi yerini laik--anti-laik karşıtlığına bırakmış, bu yeni kavganın taraflarını 20 yıl öncesinden belirleyen de tabiî ki 1980 darbesi olmuştur. Peki, bundan sonra CHP’nin yeni fikirleri neler olmalıdır? İşte tam bu noktada AKP’nin etkisi kendini gösterir. Tabiî ki Milli Nizam Partisinden MSP’ne, Refah Partisi’nden Fazilet Partisine kadar gelen siyasal İslamcı birikimin de bunda etkisi yok değildir. Lakin özellikle AKP’nin CHP üzerinde etkisi daha belirgindir. Peki neden? İlk olarak AKP diğer partilerden farklı olarak 1980 darbesine zaman olarak en uzak kurulan özü siyasal İslam menşeli partidir, darbenin öngördüğü toplumsal ve siyasal yapı oturmaya başlamıştır. Yine AKP diğer partilerden farklı 28 Şubat sürecinde belirlenmiş/kabul edilmiş sınırları bilerek kurulmuş, kendini merkeze yaklaştırmış, radikallikten uzaklaşmıştır ve bu durum AKP’nin klasik ideolojik partilerin alacağı oydan daha fazla oy almasını sağlamıştır, oy oranının artması ise toplumun bir kesiminde ‘daha kolay değiştirebilir’ vehminin oluşmasına yol açmıştır. CHP’nin geliştirdiği yeni söyleme göre; AKP mevcut sistemle sorunları olan bir partidir ve onun söylemlerine, yaptıklarına karşı savunmacı bir tutum geliştirmek gerekmektedir. Örnek olarak AKP daha Avrupacı-Amerikacıdır yani daha dışarıya angajedir CHP ulusallıkla onun karşısında durabilir veya AKP mevcut siyasal rejimle sorunludur CHP buna karşılık laik-Kemalist bir hatla karşısına çıkabilir gibi … Sonuç olarak tüm buraya kadar anlamaya ve aktarmaya çalıştığım sürecin CHP’de meydana getirdiği durumu en basit şekliyle şöyle ifade edilebiliriz: -AKP Öncesinin sol karakterli CHP’si… -AKP Sonrasının Ulusalcılaşan CHP’si…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © manifest, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |