..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Halk Öyküleri > Abdullah Mehmed Özçam




22 Ocak 2010
Esaretten Özgürlüğe  
Abdullah Mehmed Özçam
Medresede ilim tahsil etmeye başladı. Allah’ a kul olabilmek için öğrendi, öğrendikleriyle amel etti, talep edenlere öğretti, başka da bir şey yapmadı. İlim ile derecesi o kadar yükseldi ki devrin padişahı ayağına geldi.


:BABJ:
İşte şimdi ayvayı yemişti. Evsiz barksız, işsiz güçsüz, parasız pulsuz bir başına kalakalmıştı. Hayatta sahip olduğu her şeyi bir anda elinden alıvermişlerdi.
Oysa ki dün gece yatağına girerken başını sokacağı bir evi, yaptığı bir işi, ocağın üstünde bir aşı vardı. Ta ki sabah olana kadar. Sabah olunca her şeyini kaybetmişti. Hem de bir tek sözle:
“Seni azad ediyorum.”
Efendisinin ağzından çıkan bu bir tek söz onun hayatta sahip olduğu her şeyi kaybetmesine yol açmıştı.
Yapayalnızdı şimdi, şu koskoca dünyada ne gidecek bir yeri, ne de kendisine sahip çıkacak bir kimsesi vardı.
Ama gitmeliydi buralardan, çok çok uzaklara gitmeliydi, kaçmalıydı halkın soru soran bakışlarından:
“Niye ki azad etti efendisi bunu?”
Bilerek hiçbir kabahat işlememiş olmasına rağmen kendisinin de sebebini anlayamadığı bir şekilde durup dururken azad edilmesine bir anlam verememiş, kendi kendisinden şüphe eder hale gelmişti.
Kaçmalıydı hepsinden, kendisini kovan efendisinden, kendisine zan ile suç isnad eden halktan ve kendisinden.
Böylece çok uzaklara doğru giden yolda ilerlemeye başladı.
Ancak yolu çok fazla uzak olmadı. Gün batımında, önceleri nereden geldiğini anlayamadığı bir ezan sesi işitti. Şöyle bir etrafında dönerek sesin geldiği yönü tayin etmeye çalıştı. Karşıki tepenin ardından başka her yeri görebildiğine ve camiyi göremediğine göre, ses orada geliyor olmalıydı. Aceleci adımla oraya yöneldi.
Camiye vardığında yatsı ezanı okunmak üzereydi. Cemaate selam verdiğinde içeridekiler hep birden, daha önceden duymadıkları bu sesin sahibini görebilmek için oldukları yerde başlarını kapıya doğru çevirerek selamı aldılar.
Yatsı namazından sonra cemaat musafaha yaparken yabancının etrafında kümelendi.
Herkes bir şey soruyordu:
“Aç mısın?”
“Nereye gideceksin?”
“Kalacak yerin var mı?”
Karnını doyurdular, yatacağı yeri gösterdiler.
“Sabah ola, hayrola.”
Sabah namazından sonra ona külliyeyi gezdirdiler, buranın birçok kimsesize sığınak olduğunu, eğer isterse kendisinin de burada istediği kadar kalabileceğini söylediler.
Kabul etti.
Medresede ilim tahsil etmeye başladı.
Allah’ a kul olabilmek için öğrendi, öğrendikleriyle amel etti, talep edenlere öğretti, başka da bir şey yapmadı.
İlim ile derecesi o kadar yükseldi ki devrin padişahı ayağına geldi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ebru 2 - Hazineler Hep Viranelerde Saklıdır
Kan Rengi Gül ile Ten Rengi Gül
Gözyaşının Gücü
Cunda Adası'nda Bir Kuşluk Vakti
Sultan ile Dilenci
Ebru (Mey'in Yolculuğu)
Sahte Sevgili
Sen Kim Oluyorsun da Beni Terkediyorsun Lan

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bekliyorum [Şiir]
İşte Seni Bunun İçin Çok Seviyorum [Şiir]
Beni Başkalarıyla Bir Tutma [Şiir]
Sevmek, Sevilmek [Şiir]
İçimdeki Seni Ararken [Şiir]
Sarıl Bana [Şiir]
Ben Seni Sultan Zannettim [Şiir]
Sarhoş Eden Kadeh [Şiir]
Gidiyorum [Şiir]
Anlarsın ki Herşey Rüya İmiş [Şiir]


Abdullah Mehmed Özçam kimdir?

Doğum ile ölüm arasına sıkışmış kısacık bir hayat.

Etkilendiği Yazarlar:
klasikler


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Abdullah Mehmed Özçam, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.