Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Eğer beni gerçekten seviyorsan,şimdi kendini bu uçurumdan atarsın. Attım gitti. Atmamak paradoks olurdu, hem sev hem de ispatlayama, olmaz! Paradoks sözcüğü benim en sevdiğim sözlerden bir tanesi. Eski yunancada dóxa sözcüğünden kaynaklanır ve aynı kökenli dógma sözcüğünün taşıdığı anlamı içerir. Düşünce-Ön yargı-İnanç demektir. Pára - karşı anlamına gelir.İki sözcük birleştiğinde paradoks ortaya çıkar. Paradoks yani kökleşmiş inanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. *“Sen kafa çelmelemekten başka hüneri olmayan bir (paradoks) ustasısın!” İnsanlar ve yaşam paradokslarla doludur. Davranış biçimlerimizi paradoks bir şekilde yaşam biçimimize göre ayarlarız. Örneğin bir insanğ manipüle etmek (manipülasyon-1. Yönlendirme. 2. Seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme. 3. ekon. Varlıkları yapıcı, açıklayıcı ve yararlı bir biçimde kullanma işi.) istersek paradoks bir planla başarğya ulaşabiliriz. Mark Twain´in bir hikayesini günümüz insanğna uyarlayarak bunu size anlatabileceğime inanıyorum. Ahmet bahçe korkuluklarını boyamak zorundadır. Bu çok can sıkıcı ve ceza niteliğinde bir iştir.Üstelik bir de aklında ona eziyet eden bir şeyin olmasıdır. Bütün arkadaşlarının tatil yapmaları, er veya geç onlar buradan geçecekler ve kendisiyle alay edip ona güleceklerdir. Ahmet umutsuz bir durum içinde bulunmaktadır. Daha fazla düşünmesine firsat kalmadan, arkadaşı Zeki yanıbaşında beliriverdi. Ahmet´in arkasına dikilip homurdanmaya başladı. - Demek ki seni cezalandırdılar! Ahmet birşey duymamış gibi yaparak, titiz fırça darbeleriyle, bir ressam gibi çitleri boyamaya devam etti. - Ben yüzmeye gidiyorum,sana da gel derdim ama görüyorum ki işin var! Ahmet bir uykudan uyanırmışçasına dalgın bir şekilde cevap verdi. -Aaa Zeki sen! -İş mi dedin, ne işi? Ahmet yaptığından büyük bir zevk alıyormuşçasına, Zeki´nin gözlerinin önünde fırçasını indirip çıkarıyordu. Zeki daha fazla dayanamayıp sordu. - Bende biraz yapabilirmiyim? -Bana torbandan bir elma verirsen tabii ki yapabilirsin. Zeki, karşılığında değerli birşey istenen bir işin değerli olup olmadığını fazla düşünmeden bunu kabulleniverdi. Bu arada diğer çocuklarda arka arkaya çitin önüne yığılmaya başlamışlardı. Herbiri fırçayı eline almak istiyordu. Ahmet yarattığı arz ve talep olayından bir hayli memnun, ceplerini iş karşılığı aldığı cam bilyeler,sakızlar,artist resimleriyle dolduruyordu. Öğlenden az sonra, pırıl pırıl boyanmış çitler güneşte parlıyordu. Ahmet kiraladığı fırçasının karşılığında aldıklarıyla hayata dair bir şeyi bugün öğrenmişti.Bu onun bütün hayatı için geçerli olacaktı. Size ceza görülen işleri, siz büyük bir memnuniyetle yerine getirin. Yaptığınız işten acı çekmek yerine zevk aldığınızı gören insanlar buna imrenecektir ve bu işi kendisi yapamadığı için hayıflanacaktır bile. İnsan hep kendinde olmayan ve kendi yapamadığı şeylere imrenir. Bu böyle. Patates havyar kadar az olsaydı o zaman patatesin fiyatı havyar kadar olurdu. İnsanlar çelişkilerini içlerinde taşırlar.Çelişkilerini yok etmek isteklerini de. Bu da çeliskinin kendisi demektir. İnsanlar ve yaşam paradokslarla doludur. Şiirler yazıyor ve resimler yapıyordum evvel zamanlarda. Etrafımdaki insanlar bana bu boş işlerle uğraşmamamı söylediler. Yazdıklarımı benden başka kimsenin okumayacağını ve o sacma sapan resimleri kimsenin almayacağını söylediler. Ben cezami seve seve çektim ve çekiyorum. Şimdi elimdeki kalemi görmek isteyenler,benim de fırçamı kiralamak isteyenler var. Keşke senin gibi yapabilsem ben de diyenler var. Ödediğim bedelden bir haberler.Gözlerini gülücüğüm boyamış, onlar da böyle kolay ve böyle memnun gülümsemek istiyorlar. Ben kağıttan evlerde yaşadım ve böyle yaşamak daha güzel dedim. İnanmadılar. Şimdi tuğlalarını veriyorlar bana ve soruyorlar; biz de kağıttan evlerde yaşayabilirmiyiz? **“... yavaş yavaş bu davayı başaracağız. Bir “paradoks” gibi görünür ama, hakikatin ta kendisidir.” Hepimiz kağıttan evlerde yaşayabiliriz... *Necip Fazıl Kisakürek-Aynadaki Yalan.16. ** Peyami Safa-Osmanlıca Türkçe-Uydurmalar Murat Kayali
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Murat Kayali, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |